Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Korkmayın! Ortadoğu'dayız

Korkmayın! Ortadoğu'dayız

Ekranda üç tartışmacı...
İkisi gazeteci, biri dış siyaset uzmanı...
Dünyaya ve siyasete bakışları farklı.
Fakat üçünün ortak olduğu nokta şu: "Türkiye İsrail'le arasındaki bu çatışmadan sonra artık Ortadoğu'nun içine çekilmiş ve onun bir parçası olmuştur."
Bunu söylerken yüzleri ekşiyor.
Az önce...
İsrail'in geri adım atışının nasıl bir "milat" olduğunu, "Filistin için yeni ve umutlu bir dönemin açılmak üzere olduğunu" söyleyen üç kişi...
Türkiye ile Ortadoğu'yu iç içe düşünmeye başladığında...
Havaları değişiveriyor.
Bunu neredeyse bir felaket olarak adlandıracaklar da, utanıyorlar sanki!
Ama mimik ve jestleri ele veriyor onları..
Buruşmuş dudaklar, başka yöne kaçırılan gözler, rahatsız biçimde kaşınan kafalar...

***

Neden böyle?
Dünkü yazımda da söyledim ya...
Bizim modern aydınımız Ortadoğu'ya "ruhen" yabancıdır.
Daha önemlisi, bu "yabancılık" kurumlaşmıştır. (O yüzden Dışişlerimiz bile iyi Arapça bilen, Filistin tarihini yakından tanıyan eleman bulmakta zorlanıyor!)
Avrupa karşısında yaşadığımız büyük hayal kırıklığı ve en sonunda inkâr noktasına gelişimizin altında bu umutsuz Ortadoğu'dan kopma çabamızın da payı var.
Dikkatle bakın o hayal kırıklığı ve siteme...
Orada "Bak, ben ki ecdadımın kanlarıyla suladığı topraklara duygusal, siyasi ve ekonomik bakımdan sırtımı çevirip senin kapına dayanmışım...Sen yine de yüz vermiyorsun bana" diye sızlanan bir okumuş yazmış seçkinler korosu göreceksiniz.

***

Oysa...
İnkâr...
Kaçış...
Horlama...
Hiçbiri işe yaramıyor ki!
Kemikleşmiş sorunlarımıza bakın... "Kürt Sorunu" mesela?
Demografik ve kültürel özellikleriyle baktığımızda bu sorunun kaynağında tam da bir Ortadoğu ülkesi olmamız gerçeği yok mu?
Dünyanın yeni yapılanmasına bakıyorum da...
Apaçık gerçek şu...
Önümüzdeki dönem, ara ara acı çekerek de olsa bir parçamızın Ortadoğu olduğunu toplumca net biçimde kavrayacağız.
Dünyanın lider ülkeleri arasına girerken bu yönümüzü inkâr edemeyiz.
Bizi Avrupa'ya, Avrupa'yı bize bağlayan şey Ortadoğu ipiyle dokunacak, kuşkunuz olmasın!
İsrail'i asıl ürküten ve Türkiye'ye karşı çatışma tezgâhları kurmaya iten şey de bu işte!

Bizi ayıran şey ne?
Dışarıdan bakıldığında farklı "dünya"lara ait görünmemize karşın yazılarında hep bana çok yakın "incelikler" bulduğum Fatma K. Barbarosoğlu'nun geçen çarşamba "Yahudi değil, İsrailli olmak nasıl bir şey!" başlıklı çok değerli bir yazısı yayımlandı (Yeni Şafak.)
Oradan bir bölümü alıntılamak istiyorum. "Sevdiğim bütün filozofların neredeyse tamamı Yahudi. Benjamin, Adorno, Levinas, Arendt, Fromm.
Onca okuduğum, fikirlerinin arkasından gittiğim adamlar, kadınlar neden hep Yahudi diye düşündüm yıllarca.
Sonra bir gün buldum cevabı.
Galiba cevap da yine bir Yahudi'dendi ve şöyle diyordu: Müslümanlar ve Yahudiler nasıl yaşayacaklarıyla ilgilenirler, Hıristiyanlarsa nasıl inanacakları ile.
Bir Yahudi'nin nasıl biri olduğunu biliyorum az çok.
Ama İsrail vatandaşı olmak...
Dört bir yanını kan gölüne çeviren bir devletin vatandaşı olmak nasıl bir şeydir, bilemiyorum."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi