Ne Demek İstediler?

Ne Demek İstediler?

Son günlerde dikkatimi çeken bâzı ifadelere rastlıyorum ve şaşırıyorum. Acaba ne demek istediler diye. Bunlardan biri, değerli Prof. Mahir Kaynak’tan geldi. Beyefendi Saadet Partisi’nin davetlisi olduğu bir toplantıda demiş ki:

“Siyasi sınırların bizim için önemli olmaması lazım. Bizim için önemli olan gönlümüzde ve kafamızda çizdiğimiz sınırlardır.”

Bu ne demek? Şimdi bizim korunacak sınırlarımız yok mu?

Mahir Beyin kızı Prof. Deniz Hanım bir yandan kendileri bir yandan, son günlerde Türkiye’nin geleceği hakkında fikirleri sorulan zevat arasında. Kendilerinden çok faydalanıyorum, sağ olsunlar. Yalnız ben 22 Temmuz seçimleri sırasında DP’den aday olan Deniz Hanımın niye o partiden aday olduğunu düşünüp dururum. Biliyorsunuz, DP seçimlere bile girememişti. Bunu niye bilemediler?

***

Son günlerde Tayyip Bey de inci değerinde laflar ediyor ama ben bunlardan bir tanesini çok şaşırtıcı buldum: Şu “İki buçuk metrelik toprak” meselesi... Madem ki mezar var, niye kavga ediyoruz demek istemiş. Allah Allah, Tayyip Bey iki buçuk metrelik toprakla başlayan ahiret hayatını bilmez mi? Anayasa Mahkemesi şöyle dursun. Mahkeme-i Kübra’yı, hesap gününü düşünmez mi? O kadar basit mi bu işler?

Bir başörtülü öğrencinin mektubu

Şimdi sıra geldi Tuğçe’nin yazısına. Bana “bu yazı çıkarsa (yayınlanırsa) sesinin çıktığını farkedip “ben de varım” diyebileceğini söylüyor. Ben de onu burada misafir ediyorum:

“80 darbesiyle yasaklandı.”

“Başörtülü ablalarımızın başörtüleriyle üniversiteye girebildiğini bildiğimize göre, yasak uygulanmadı.

AKP iktidara geçti. Yasak kaldırılacak dediği halde uygulanmaya devam etti.

Aradan yıllar geçti, icraat görmedik. 2007 seçim vaadlerinde söz konusu dahi olmadı. Terörün azdığı sıra AKP yeni yasa hazırladı. “Başörtüsü serbest olacak” dedi. Yasa hazırlanıyor ama kurulan cümleler rayına oturmuyor. Git yasa, gel yasa, git eski cümle, gel yeni cümle! Başörtüm med cezir!

Yarım yamalak yasa kabul ediliyor. Yarım yamalak tabirini açacak olursak 1) Fiyonk, 2) Sadece üniversitelerde.

Başörtülü kardeşlerime ve bana denilen sadece boyundan fiyonk yaparsan girebilirsin. “Benim anladığım kadarıyla bunun eşiti şu oluyor: (Başı açık kardeşlerimize) saçınızı sadece örgü yaparak girebilirsiniz.” Sadece üniversitelere. Anladığım kadarıyla sayın Başbakan şunu demek istiyor.

Başörtünle oku, mezun olduktan sonra çıkar, çalış.

Beynim bunlarla meşgulken bir baktım ki, başörtüsü yasak! Başörtüsüyle üniversitelere girebilen kardeşlerim tekrar başörtülerini çıkaracaklar.

Sayın Başbakan ne hissediyor, bizleri ve psikolojimizi anlıyabiliyor mu acaba? “Velev ki” ikinci iktidar döneminde akıllara geldi. Neden Ağustos Eylül’de bu yasa hazırlanmadı da öğretim dönemi başlayıncaya bırakıldı?

öğretim yılı başlamadan bu gelişmeler yaşansaydı. Bizler aç kapa aç kapa. Kapa aç tuzağına düşmez, bunalıma girmezdik.
5-6 yıllık vaadiniz, uğraşlarınız sadece bir iki günlük serbestlik için miydi.”


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi

Leke

26 Ağustos 2009 Çarşamba 01:09