Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Bayram...

Bayram...

Dini bayramlar inananlar için kutsal "hediye"lerdir; sevinç ve ferahlık günleridir.
Ama bu bayramların en güzel yanı inanmayanlara veya inanç iklimine uzak duranlara bile o sevinci tattırabilmesidir.
Bu açıdan baktığımızda, Ramazan Bayramı elbette "Şeker Bayramı" falan değildir ama şeker gibi bir bayramdır!
Bir de bayram denince, hemen çocuklar ve çocukluğumuz gelir aklımıza...
Bayram çocuksulaştırır içimizi...
Bayramlık ayakkabılarını başucuna koyup uyuyan çocuklar var mı hâlâ, bilemiyorum ama çocukların dün olduğu gibi bugün de bayramları başka bir coşkuyla yaşadıklarını biliyorum.
Yine de, bayramlarla çocukları ve çocukluğu özdeşleştirmeyi hem bayramın anlamına hem de yetişkinlerin ihtiyaçlarına karşı haksızlık olarak görüyorum.


***

Ramazan boyunca "kendini tutan"ların, "sakınan"ların (ki oruç ibadetini işaret eden Arapça "savm" sözcüğü bu anlamlara gelir) şimdi bayram etmesi ne anlamlıdır!
Ama ibadetini yerine getirsin, getirmesin...
Biz bütün "koca bebek"lerin de azıcık gönül almaya, hatır sorulmasına ve barışa, barışmaya ne çok ihtiyacımız var!
Peki yapıyor muyuz bunu? Doğrusu, pek yapmıyoruz!
Biz ne dersek diyelim, dünya değişiyor, gelenekler bile yeni kılık kıyafetlere bürünüyor.
Ortaya konuşarak kaçak oynamanın âlemi yok!
Ben bayramlarda "tatile kaçmayı" bıraktım nicedir! Çünkü giderek yaygınlaşan "bayram geldi, fırsat bu fırsat şehirden gidelim!" tavrına gıcık olmaya başlamıştım.
Fakat şehirde kalıyorum da, ne oluyor? Fark ettim ki, her zaman görüştüğüm eşten dosttan da kaçıyor ve annemle babama bayram ziyaretine gittikten hemen sonra evime, hatta "içime" kapanıveriyorum!

***

Belli ki referandum süreci meşhur "nerede o eski bayramlar?" teranesinin medya tarafından ısıtılıp önümüze sürülmesini önleyecek! Şükür!
Çünkü eskisi yenisi değil, asıl değerli olan bayramın bizlere "bayram ettirmesi"dir!
Bayram...
Zengini elinden tutup yoksula götürmüyor da, yoksulu zenginin kapısında kuyruğa sokuyorsa mesela...
Mazlumun yaralarını üç gün için olsun sarmıyor, yaraların iyileşeceğine dair bir umut vermiyorsa...
Zorbalara yanlışını göstermiyor, hissettirmiyorsa...
Ben, sen, o her günümüzü bayramlaşarak geçirsek, durmadan kısa mesajla bayram tebriği atsak birbirimize neye yarar?
Tamam! Burada durayım...
Hepinizin bayramını kutluyorum sevgili okurlarım!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi