Referandumun isimsiz ama gerçek kahramanları

Referandumun isimsiz ama gerçek kahramanları

Referandumda “evet” çıkmasının başarısını, başta AK Parti olmak üzere değişik kesimler değişik şekillerde yorumlamaya devam etmektedirler. Referandum süreci içinde, bunun bir parti işi olmadığı tekrarlanıp durdu ama başarıyı sahiplenme adına, hemen de particilik muhabbetlerine sarılındı.
Örnek olarak, Bursa özelinde, “evet”i yüksek çıkan ilçe başkanları gazetelere sayfalarca teşekkür ilanı verdiler. Onlara göre; başarının altında yatan sebep, kendilerinin çok fazla çalışmasından ileri geliyordu. Burada bir saptamada bulunmak istiyorum. “Hayır”ı fazla çıkan ilçe başkanı olarak AK Parti Nilüfer İlçe Başkanı Alpaslan Yıldız’ın da gazetelerde teşekkür ilanını gördüm. Şaşırmadım desem yalan olur. Demek ki, Alpaslan Kardeşimiz de, bir yorum şekline göre, başarılı olarak kabul ediliyormuş!..
Bursa ilçelerinde sağ seçmenin kalesi olarak bilinen M.Kemalpaşa’da da “hayır” oyları fazla çıktı ama sevgili Ali Koyuncu kardeşime göre; o, Roman oylarından sorumlu olduğu için ve M.Kemalpaşa’nın Dere Mahallesi’nde yoğunlaşan Roman vatandaşlarımızın oyları blok olarak “evet” çıktığından dolayı, başarılı oluyormuş!.. Bence de, Ali Koyuncu başarılıdır! Yaptığı çalışma ile, Roman oylarını komple “evet” çıkartmasını bilmiştir!.
ONLAR, ŞÖHRET PEŞİNDE KOŞMAZLAR!..
AK Parti, her ne kadar kendi teşkilatlarının başarısı olarak görüyorsa da, bu toplumun içinde dolaşanlar, esasında bu işin gerçek kahramanlarının başka olduğunu çok iyi bilmektedirler. Ama, onlar bu işi şan,şöhret için yapmadılar. “Evet” demenin ne anlama geldiğini herkesten çok o mazlumlar biliyorlardı.
Her türlü parti ve pırtı işinin üzerinde ve onların fersah fersah ilerisinde, gönüllü bir çalışma yürütüldü. Bunların gerçek sayısını hiçbir ankette, hiçbir haberde bulamazsınız. Milletimiz onları çok iyi tanıyor ve onlara “İyi ki sizler varsınız” diyor.
Onları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da çok iyi biliyor. Bugün, bütün sağduyu sahibi herkes de kabul ediyor ki, bu referandum başarısının gerçek mimarları işte bu isimsiz hizmet erleridir. Hiçbir partili kusura bakmasın ama onların onda biri kadar çalışan kimse olmamıştır. Ama, onlar gazetelere ilan vermezler. Çıkıp basın toplantısı da yapmazlar. Onlar, iki şeyi çok çok iyi yaparlar. Maddi ve manevi olarak bütün meşru imkanları seferber ederler, çok çalışırlar, çok anlatırlar ve en önemlisi de, işin manevi boyutunu hiçbir zaman ve asla ihmal etmezler. O kadar çok dua ve yakarışta bulunurlar ki, Rabbül Alemin’in onlardaki bu ihlas ve teslimiyetten ve gayretten dolayı dualarına çokça icabet ettiğini düşünüyorum.
Düşünebiliyor musunuz; bazıları, “Ben siyaset yapıyorum, görev yapıyorum, işim çok” falan filan deyip namazlarını bile aksatırken, kıldığında ise “İki takla bir bakla” misali, ‘ne sünnet kaldı ne tesbih’, ‘ne takke kaldı ne dua’ pozisyonlarında geçiştirirken; bu mübarek insanlar, gece yarıları “teheccüd” namazlarına kalkıp, her türlü gösteriş ve riyadan uzak bir şekilde Allah’a yalvardılar. Onların niyetleri son derece halisti. Onların niyetlerinde siyaset yoktu. Milletin ve memleketin huzuru için çalıştılar. Hiç kimseden bir şey beklemediler.
Siz onları iyi tanıyorsunuz. Eğer, ters anlaşılmayacağını bilse; Başbakan, yaptığı teşekkür konuşmasında, ilk olarak onlara teşekkür edecekti. Esasında, onların kimsenin teşekkürüne de ihtiyaçları yoktur. Hiçbir zaman böyle bir beklenti içinde de olmazlar. Onlar, hak yolunun hizmet erleridir. Zahiri ve batıni olarak çalışırlar. Mükafatı, sadece Allah’tan beklerler. Parti başkanı ve milletvekili olmak gibi bir dertleri yoktur. Onlar, ülkemizin parlayan yıldızlarıdır. Peygamber Efendimiz’in “İlim Çin’de de olsa, arayıp bulunuz” düsturunu kendilerine şiar edinmişlerdir. Kınayanların kınamasına aldırış etmeden, inandıkları doğru yolda istikamet üzere dosdoğru hareket ederler. Allah’ın rahmetinden asla ümit kesmezler. Miskinliği sevmezler ve ilim ehlidirler. Temiz ve güler yüzlü olup, tevazu sahibidirler. İnsanlar onları gördüğünde, kendilerine zarar gelmeyeceğini hissederler. Ben de, buradan “İyi ki varsınız hizmet erleri” diyorum. Sonra da, kendini akıntıya terk eden bazılarına şöyle sesleniyorum:
Ey, benlik, gurur, kibir ve enaniyet sahipleri ! Sizler hiç bu yukarıda özelliklerini saydığım isimsiz kahramanları tanımaz mısınız?!..
Yaptığınız işi Allah için yapın!
Bırakın, gösterişi, reklamı!
Sen yap da denize at !
Balık bilmezse, Halık bilir.
‘Ne oldum’ deme!
‘Ne olacağım’ de !
Düşmez kalkmaz bir Allah’tır.
Nefsani duyguların tatmini için, inandığın değerlerden taviz verme!
Millet ve memleketi için hizmet eden herkesten Allah razı olsun. İhlası kaybedenlere de, Rabbim tekrar kazanmalarını nasip etsin.
İrtibat: 0532 342 93 01

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi