Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Bir yarayı sürekli kaşımak...

Bir yarayı sürekli kaşımak...

Tam ümide kapılıyor; bitti bu iş inşaallah diyoruz... Bir de bakıyoruz ki, tekrar başa dönmüşüz.

Başörtüsü meselesinden bahsediyoruz yine. Hangi deli attıysa oraya, yıllardan beri bütün akıllılar olarak, atıldığı kuyudan çıkarmayı bir türlü kıvıramadığımız meseleden.

Döne döne başörtüsünü tartışıyor ve halledilmeyi bekleyen yüzlerce, binlerce memleket meselesi varken; onları çözmeyi ötelemenin, hatta düpedüz iptal etmenin bahanesi olarak kullanıyoruz sanki...

Kimin nasıl giyineceğine karışmanın son derece çağdışı bir şey olduğu hususunda bir fikir birliği de var gibi oysa... Bir de 21. yüzyılda yaşıyoruz güya...

Problemin çözümü hususundaki en mızıkçı kesimi CHP'liler oluşturuyor. Çiçeği burnunda genel başkan, bir çözümden yana imiş gibi gözüküyor; ama parti içerisindeki kemikleşmiş kesimi ürkütmeden bu işi yapamayacağını bildiği için; bir adım ileri, iki adım geri taktiğini uyguluyor...

Şimdi de, başörtüsü meselesinin halli için Pakistan ve İran örneklerini dile getirmiş!..

CHP açısından bakacak olursak; sözkonusu meseleye yaklaşımda kullanılabilecek en kötü iki örnek yani...

Malum, bu ülkelerde başörtüsü nerdeyse kanuni bir mecburiyet ve Kılıçdaroğlu'nun örnek olarak sunduğu hal, yani saçların bir kısmının gözükmesi hali, durumdan memnun olmayanların buldukları bir formül.

Mesela İran'da daha çok 'zıddı inkılabi'ler yani devrim karşıtları böyle yapıyorlar, bildiğimiz kadarıyla.

Başlarına bir başörtüsü geçiriyor ve saçlarının bir bölümünü kasten açık bırakıyorlar. Bu hal, aslında saçlarını örtmek istemedikleri mesajını veriyor ve bu arada eğer araştıran birisi varsa da, saçlarının gözüken bölümü kazaen açılmış gibi duruyor. Üzerlerine dönük bakışlar hissederlerse de, başörtüsünü -kısa bir süre için- düzeltiyorlar...

Oralarda başörtüsünü devlet şart koştuğu için, bundan hoşlanmayanların uyguladığı formülü; CHP zihniyeti bizde devlet gücüyle uygulatma derdinde.

Özellikle de İran'daki uygulamalara yönelik eleştirileri ile tanınan bir çevrenin; tamamen ters bir niyetle, benzer bazı uygulamaları talep etmeyi düşünebilmesi, ilgi çekici...

Başlarını örtmek istemeyenlerin bir kısmını açık bırakmaları anlaşılabilir bir şeydir de; başını tamamen örtmek isteyene, illa ki bir kısmını açık bırakma mecburiyeti getirmeye çalışmak, doğrusu akıl almayacak kadar saçma bir şey...

Bunu da ancak CHP zihniyeti düşünebilirdi zaten.

Başörtüsü meselesini, hanımların saçlarının bir bölümünü mutlaka göstermesi şartıyla çözebiliriz şeklindeki yaklaşım, cahillik ve inattan doğan bir hamakati ifade etmiyorsa eğer; CHP'nin Türkiye'deki hanımların tümünün başını kapatmak için gizli bir gibi ajandası olduğunu bile söyleyebiliriz rahatlıkla. Ve bu eğlenceli de olabilir pekala...

Kolaylıkla halledilebilecek bir meselenin ısrarla gündemde tutulmaya çalışılmasının, başka birtakım şeyleri gözden kaçırmaya matuf olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz artık.

Çözülmeyi bekleyen onca mesele ortada durup duruyor ve bu hususlarda çözüm teklifleri üretmesi beklenen yapılar, bunu yapmak yerine; halledilmesini bizzat engelledikleri bir meseleyi çözmeye çalışıyormuş gibi görünerek, zaman kazanmaya çalışıyorlar...

Ekonomi, gelir dağılımında adalet; sağlık, eğitim, sosyal barış, terör...v.b. hususlarda edebilecekleri tek bir söz bile söz olmayanlar, Milletimizin aklının acıyan yerlerinde olduğunu biliyor ve hep buna oynuyorlar...

Acıyan yerlerimizle ilgili oyalayıcı politikalarla zaman kazanmaya çalışan iktidar ve muhalefete, artık gözlerimizin açıldığını nasıl anlatacağız acaba?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi