Rahim Er

Rahim Er

Pana Film bunları da yapmalı

Pana Film bunları da yapmalı

Birkaç gün önce rüyamda Yücel Çakmaklı’yı gördüm. Son buluşmamız 50. Sanat yılı toplantısındaydı. Ricası üzerine o toplantıyı yönetmiştim. Hem Yücel Çakmaklı ve hem de Halid Refiğ dostlarımı yurt dışında iken kaybettim. Yerli ve vasıflı insanlardı. Halid Refiğ, Kemal Tahir, Yücel Çakmaklı, Necip Fazıl mektebinden geliyorlardı.
Her ikisi de Türk sinemasında öncü isimler. Eğer, Ergenekon’un sinemada da izleri aranacaksa Yorgun Savaşçı filminin yakılması olayı üzerinde durulmalı.
TGRT’yi kurduğumuz mevsimlerde Osman Sınav henüz Hünkârın Bir Günü’nü çekmişti. Uzun sohbetlerimiz oluyordu. Kararlıydı. Sonraki yıllarda önce Deli Yürek sonra Kurtlar Vadisi ile sokakları boşalttı.
Kurtlar Vadisi’ni Şaşmaz Kardeşlere bıraktığında bu kardeşler, herhalde bir riski kabulleniyorlardı. Devam eden bir dizide güçlü bir yönetmenin ayrılmasını göze almak kolay olmamalıydı. Raci Şaşmaz, senaryo ekibiyle birlikte yazıyor, Necati Şaşmaz başrolde oyunu götürüyordu. Arka planda Bahadır Özdener gibi genç kabiliyetler soluklanıyordu.
Yeni ekip, Kurtlar Vadisi Pusu’da hem de çok başarılı oldular. Başarıları sadece 10 yıl zirvede kalmak gibi olağanüstü bir netice değildi. Bize göre onun kadar kıymetli olan bu ekibin şöhret dünyasının yalancı havasına kapılmamasıdır. Şöhreti ve serveti idare etmek bir hayli zordur.
Bu isimlerle yollarımız hiç buluşmadı. Fakat Harput iklimlerindeki ilk çocukluğumuzda kulağımızı dolduran hürmet cümlelerinden biri Tahir Baba üzerineydi. Babam, çocuk kalbimize Tahir Baba’nın buyurduğu nasihatleri serpelerdi. Bu zat, Raci ve Necati Şaşmaz kardeşlerin atalarıdır.
Kurtlar Vadisi Pusu.
Kurtlar Vadisi Irak.
Önemli çalışmalar oldu. Kurtlar Vadisi Pusu’da verdikleri mesajlar, değişmez güzelliklerimizin sanat yoluyla sunuluşudur. Maneviyat ve medeniyetimizden yansımalar. Bu genç ekip şimdi Kurtlar Vadisi Filistin’i perdeye sürmek üzereler. Şüphesiz ki aynı zamanda inanmışlığın gözünü budaktan sakınmama örneği. Bir de nazarlıkları oldu. Artık bu kadro ve daha sayılması mümkün birçok değerli isim, Türk sinemasını uluslararası arenaya taşıma çabasındaki ekiplerdir. Bazı diziler her ne kadar para uğruna aile dağıtan, genç kız zihni çelen cılklıkta ise de bir de bunlar var. Biz hep onu demişizdir. Amerika, bir seçim yapma zorunda kalsa, ona dense ki ‘ya Hollywood veya ordu, bunlardan birini seçmek zorundasın!’ Kuvvetle muhtemeldir ki ‘ilki‘ der.
Bugün Türk sinemasında düzgün adamlar düzgün işler yapmaktalar.
Bu daha da yerli zemine oturacaktır.
Yerli zemin nedir?
Kalite olarak üniversal standart, seyir olarak aile ortamında rahatsızlık duymamak. Kumanda elde aman endişesiyle seyredilen dizi de film de yerin dibine batsın. Onlar yüz karasıdır. Çekenleri de şehvet taciri.
Kurtlar Vadisi Pusu ve diğer adı geçen uzun metrajları yapan Pana Film’den şimdi neyi bekliyoruz? Şu filmleri. Muhsin Yazıcıoğlu, Gaffar Okkan, Eşref Bitlis, Adnan Kahveci olayları, Turgut Özal Suikastı, 27 Mayıs Darbesi, 1946 Hileli Seçimleri.
7 mevzu birden. Rus ve Fransız romanı başta olmak üzere dünyada nam yapmış hemen bütün romanlar, cinayet, suikast ve ihanet gibi hadiselerin güçlü kalemler tarafından işlenerek tezleriyle birlikte edebiyat zevkine armağan edilmesidir. Çağrı ve Ömer Muhtar’ın rejisörü Mustafa Akad, oğlu Malik’e ne demişti? ‘Kamera, kalemdir.’ Öyle filmler yapılmalı ki bizden başka Rus da İtalyan da Arap da zevkle seyredebilmeli. Neden sadece Pana Film? Hayır, asla öyle bir şey demiyoruz? Yapan her eli sıkarız.
Artık sinemamız son 150 yıla yönelmeli.
Propaganda devri kapanmıştır.
Şimdi gerçekler...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi