Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Tanıyamadum, kimlerdensun?..

Tanıyamadum, kimlerdensun?..

İstanbul Trabzon uçağındaki yerine oturan ve kendisi de Karadenizli olan tanınmış bir aktör, yanındaki koltukta bulunan yaşlıca adama hayırlı yolculuklar diledikten sonra, sorar:

- Beni tanıdınız mı amcabey?..

Yaşlıca adam, kendisini tanıyıp tanımadığını soran aktöre dikkatle baktıktan sonra şöyle der:

- Tanımadum, kimlerdensun?..

Ünlü aktör şaşkındır. Konuyu biraz açma ihtiyacıyla sorar:

- Amca sahiden mi tanıyamadın beni?.. Yani sen sinemaya gitmez, televizyon seyretmez misin?

Yaşlıca adam cevap verir:

- Sinemaya gitmem, evimde de televizyon yoktur.

Aktör iyice şaşırmıştır:

- Sinemaya gitmezsin ve evinde de televizyon yok ha!.. Peki neden evde televizyon yok ki?

Yaşlıca adam aynı sükünetle cevap verir:

- Evsahibi anten taktırılmasına izin vermiyor.

Aktör bu duruma bir anlam vermekte zorlanmaktadır:

- Evsahibi anten takılmasına izin vermiyor mu?.. Olur mu öyle şey canım, nasıl olur da böyle bir şeye izin vermezler?.. Nasıl bir adam ki ev sahibiniz?..

Yaşlı adam sükünetle cevap verir:

- Ev benimdur...

Ünlü aktör, oturduğu yerden kalkar ve boş bir koltuk bularak oraya oturur...

Kelime kelime böyle değil belki ama yukardaki olay gerçekten yaşanmıştır.

Konuşmanın taraflarından birisi olan ünlü aktörün kim olduğu önemsiz. Aktörün kendisini tanıyıp tanımadığını sorduğu ve aldığı şaşırtıcı cevaplar sebebiyle yerini değiştirme ihtiyacı hissettiği yaşlıca kişi ise, geçtiğimiz günlerde vefat eden, Albayrak Şirketler Grubu'nun Kurucusu ve Onursal Başkanı Hacı Ahmet Albayrak'tır.

80'lerin ortasından beri tanıdığım ve özellikle gazetemizin Topkapı'da bulunduğu yıllarda sıklıkla görüştüğümüz Hacı Amca'nın, yukardakinin benzeri yüzlerce anektodu var belki. Ancak Rahmetli ile ilgili olarak anlatılması gereken başka şeyler var ve bunlar daha da önemli...

Şu anda şirketler grubunu yönetmekte olan 6 oğlu ve bir de kızı olan Hacı Amca'nın, çocuklarını yetiştirirken uyguladığı metod mesela...

70'li yılların sonuna doğru, oğullarının afiş asmak ve yazı yazmak üzere sokağa çıkma arzularını öğrenince, anca beraber diyerek oğullarıyla birlikte afiş asmaya ve yazı yazmaya çıkar Hacı Amca...

MSP'nin ya da Akıncılar'ın afişlerini onlarla birlikte yapıştırır ve yazıları da onlarla beraber yazar. Hatta zamanla işi geliştirir ve tesbit edilen sloganlar için şablonlar hazırlatarak, daha hızlı yazı yazılmasını temin eder.

Gidilmesi gereken bir yer varsa onlarla beraber gider.

Televizyon yaygınlaşmaya başladığında evin bir odasına televizyon alır ve sadece uygun programların ve onların da mutlaka beraber seyredilmesi şartına uyulmasını sağlar.

Bireysel olarak yapılması gereken işlerin dışındaki hemen her şeyde beraber hareket etme prensibini ısrarla uygular Hacı Amca ve çocuklarının, makul bir işbölümü mantığı içerisinde, sürekli olarak birlikte hareket etmeleri için de, hep onlarla beraber olup bir tür katalizör görevi görür...

Ta ki geçtiğimiz günlerde vefat edene kadar...

Cenab-ı Hakk gani gani rahmet eylesin, inşaallah!...

Pazar gününün sükünetinde okuduğunuz bu yazı, Hacı Amca için Rahmete vesile olması niyazıyla; anektodlarından birisi ile gülümsemeniz ve sonra onun prensiplerinden biraz olsun faydalanmanız amacıyla yazıldı...

Çocuklarımıza olan ilgimiz ve onlarla müsabebetlerimizi düşünmemize ve bazı adımlar atmamıza faydası olur belki...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi