“Demokratik Toplum Kongresi” adı altında bir toplantı yapıldı. Bu sözde demokratik toplantıda alınan kararlar, ancak vahim kelimesiyle ifade edilebilir. Özerk Kürdistan, ayrı bayrak, ayrı dil, ayrı savunma gücü, mahalli kaynakları kontrol... bunların başlıcaları. Bu taleplerin bir adım sonrası istiklal ilanıdır. Osmanlı’da 1829 Yunan kopmasından sonraki hemen bütün ayrılmalar, önce muhtariyet, sonra istiklalle olmuştur. O gün muhtariyet deniliyordu, bugün özerklik deniyor. Şimdi emperyalizm işbirlikçisi Kürtçüler, aynı oyunu tezgâhlama peşinde.
Böyle bir şeyin gerçekleşmesi ne demek? Türkiye’nin ciddi anlamda küçülmesi. Eğer ayrı dil, ayrı bayrak, ayrı ordu, ayrı sınır tanınırsa geriye ne kalır?
Halkbuki bugün Türkiye’nin önündeki mesele küçülme değil, büyüme meselesidir. Zaten böyle bir meselesi olduğu için karşısına böylesi problemler çıkartılıyor.
Zamanlamaya dikkat ediniz:
Ülke, seçim havasına girerken bir Kürtçü dayatma ile karşılaşılıyor. Kürtlerin, her eşit vatandaş gibi bütün insanca haklara sahip olması hepimizin arzusudur. Fakat sonu ülkenin bölünmesine yol açacak hiçbir projeye evet dememiz de mümkün değildir. Bütün tarih boyunca bu topraklarda tek bayrak, tek resmî dil, tek ordu var olmuştur. Bugün hangi Kürt, hangi Türk’ten daha eksik haklara sahiptir? Onun için aklı başında hiçbir Kürt, bu isteklere evet demez. Evet diyenlerin çoğu da Kürtçü faşizmin baskısı altında öyle görünüyorlar. Dünya ile yarışan ileri bir Türkiye’nin refah içindeki vatandaşı olmak dururken Ermenistan seviyesindeki bir devletçiğin sürünen mensubu olmayı hangi şuur sahibi kabul edebilir?
Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in dediği gibi ülkeye dair karar mercii TBMM’dir. TBMM dururken ülke için şurada-burada kararlar alınmaz. Alınsa da bir hükmü olmaz.
Sömürgeci güçler yine birilerini kullanıyorlar.
Bu fitneye karşı herkes çok hassas olmalı.
Türk unsurlar asla tahriklere gelmemeli.
Kürtler de oyuna dikkat kesilsin.
Bu bir bölücü tuzaktır.
Bölünmek, büyütmez küçültür.
Genel seçim arefesinde bu isteklerle iktidar vurulmak isteniyor. İsteklerin faturası iktidara kesilecektir. Kongre, ayrıca bunların AB tarafından tanınmasını da bekliyor. Bir adım sonrasında Kürtçü parti belediyelerinin olduğu alanda bağımsızlık ilanı peşinde koşulacaktır.
Ne gün ki Türkiye, büyüme yoluna girer, o gün bir yerlerden bir musibet karşısına çıkartılır. .
Türkiye’nin daha da küçülmeye tahammülü yoktur. 23 Milyon 400 bin km2’den 800 bin km2’ye gerilemiş bir memleket daha ne kadar küçülsün?
Şimdi küçülme değil, büyüme vakti.
Türkiye, büyüyor, büyüyecek de.
Rüya görenlere iyi uykular.