Aziz Üstel

Aziz Üstel

Sarkozy’den kurtulmaya az kaldı

Sarkozy’den kurtulmaya az kaldı

Fransa’da 2012’de yapılacak başkanlık seçimleriyle ilgili anketlerde Sarkozy, rakibi, Başbakan Francois Fillon’un ardından nal topluyor. Sarkozy’nin Libya’ya bomba yağdırma konusunda bu denli hevesli olmasının nedenini bu anketlerde arayacaksın. Sarkozy’nin, “Fransa’nın ipini, sonradan vatandaş olan, türlü, çeşitli ırk ve dinlerden gelen kişiler çekiyor!” dediğini hatırlarsınız. Ama kimse nedense kalkıp da, “Sen kimsin?! Köken olarak Fransız değilsin, her şeyden önce! Sen de, sonradan vatandaş olmuş, Macar Yahudisi’sin. Kiliseye gittin, vaftiz oldun, en keskin Katolik kesildin başımıza!” demiyor.

Sarkozy’nin Türkiye düşmanlığı, bir zamanlar Macaristan’ın Osmanlı toprağı olmasından kaynaklanıyor. Adam, Türkiye dendi mi, o saniye uçuk çıkarıyor, genetik bir korkuyla!

Sarkozy’nin bir başka derdiyse, yirmi yıl sonra Türkiye nüfusunun 100 milyonu vurması, en az 20 milyon Türkiye yurttaşının da Avrupa’da iş tutmaya başlayacak olması.

Dilerim 2012 seçimlerinde Francois Fillon, silindirle geçer üzerinden de, NAZİ işbirlikçisi Mareşal Pétain’in ırkçılığını çağrıştıran Sarkozy’den kurtuluruz biz de Fransa da!

(Sağolasın Cyrano dostum)



Yahu Japonya’da niye yağmacılar çıkmadı ortaya?

Japonya, İkinci Dünya Savaşı bitimindeki günlere geri döndü deprem sonrasında. Ama benim asıl ilgimi çeken, sokağın ortasında duran malları kimsenin sırtlayıp götürmemesi, damı, kapısı uçmuş evlere yağmacıların dalmaması, yıkılmış bankalara girip kasaları boşaltmaması!

İngiltere’de, örneğin, 2007 sel felaketi sırasında, yağmacılar dikili ağaç bırakmamıştı. Son depremin ardından Şili’de yağmacılar, sarsıntılardan daha büyük zarar verdi. New Orleans’daki Katerina felaketinde talancılara gün doğmuştu. Japonlar değişik insanlar birader! Felaket karşısında bile ağırbaşlı, zarif, dayanışmayı sırt çevirmeye yeğ tutan ve insana hem saygı duyan hem de gösteren bir toplum. Bu felaketin altından da onurlarından ödün vermeksizin çıkacak, eski günlerine döneceklerdir.



Dili yok kalbimin-Mehmed Akif şiirinden besteler

Kültür Bakanlığı, Güzel Sanatlar Genel Müdürü Doç. Dr. Ayşenur İslam, lütfetmiş, ‘Dili Yok Kalbimin-Mehmed Akif Şiirinden Besteler’ adlı muhteşem eseri bendenize göndermiş. Safahat’ın manzum önsözünde yer alan şu mısralar, şiiri için çizdiği yolu gösterir bize: Ağlarım ağlatamam; hissederim, söyleyemem/Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım!/Oku şayed sana hisli bir yürek lazımsa/ Oku, zira onu yazdım iki söz yazdımsa. Sayın Ayşenur İslam’a, Sanat Yönetmeni Dr. Murat Salim Tokaç’a ve tabi Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a teşekkürler, sevgi ve saygılar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi