Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Pazar notları: Armağan!

Pazar notları: Armağan!

Artık şu "ilginçlik" ve "yenilik" fetişizmini terk etsek, diyorum. İlginç değil, anlamlı olsun hayat! Ne olur, her şey değişmesin; iyiler kalsın!

***

Tutkulu bir çağda yaşadığımızı söyleyenler yanılıyor. Hırs, hınç ve haset çağında yaşıyoruz! Sağlık hırsı, başarı hırsı, kariyer hırsı, öğrenme hırsı, mutlu olmak hırsı, daha çok sevilmek için hırs… Hırs projeler yapar, hınç aklın soğuk yatağında planlar kurar. E hani nerede o sert ama hesapsız kitapsız tutku iklimi?

***

Kader nedir? İnsan alınyazısını az çok okuyabilir mi? Bunları sorgularken gözlerimiz hep ileri doğru bakar; geleceğe doğru… Oysa Murakami'nin "Zemberekkuşu" romanındaki kahramanına kulak vermek belki daha doğrudur: "Kader, insanın dönüp bakması gereken bir şeydir." Yani, belki de kaderimiz apaçık ortadadır. Ama kimin işine gelir dönüp geçmişine bakmak!

***

Yıllar sonra bu bahar yağmuru sevdim. İstiklal Caddesi'nin çamurunu bile sevdim. Film festivali nedeniyle Fitaş'taki film bitince Atlas'ta başlayacak filme koştururken…

***

Hayranlık iki yanı keskin bıçaktır. Bir yanı aşkın kılavuzudur. Öteki yanı nefret duygusunun eşiği. Hayranlık, altan alta aşkı ve nefreti aynı anda kışkırtır.


***

Pek kasıntı bir iç mimar tarafından tasarlanmış, çok özel ithal malzemeler kullanılarak ve pek pahalı eşyalarla kılı kırk yararak döşenmiş bir ev… İncelikler, incelikler… Bu durum davete katılanların davranışlarını da etkiliyor. Fakat o da ne! Banyo kapısının altından mermer koridora sular sızıyor. Aman Allahım, diye bağırıyor zarif ev sahibesi! Banyodaki minimalist musluk patlamış, dur durak bilmeden su boşaltıyor! Ana vanadan sular kesilinceye kadar ortalık perişan! İşte şimdi sahici ve becerikli bir "kaba"lığa ihtiyaç var! Zil çalıyor. İri yarı bir tesisatçı oflayıp poflarak içeri giriyor. Delik çoraplarına aldırmadan sulara basarak banyoya yürüyor. Aletlerini çıkartıp yüksek sesle soluk alıp vererek çalışmaya başlıyor. Kendinden ve zanaatından emin! Beş dakikada işini bitiriyor. Herkes rahatlıyor! Bu manzarayı gülerek izlemekten kendimi alamıyorum.
Ya o tesisatçı olmasaydı? Onun kaba işinin "incelikleri" olmasaydı?..

***

Bütün armağanların, armağan fikrinin ve armağan alıp vermekteki hazzın kaynağı "alemin yaratılışı"dır! Bunu inançlı biri de, inançsız bir antropolog da iyi bilir.

***

İlahiyatçılara (teologlara) değer veririm ama bir türlü anlaşamayız! Neden? Armağana değil, ambalaja bakmakla ömür tükettikleri için mi?

***

Birini beklemek, insanı kendisiyle buluşturur. Sırf bu yüzden bile güzeldir beklemek.

Güzel şeyler
* Son zamanlarda beni en çok etkileyen romanı sorarsanız, işte cevabım: Fatma Barbarosoğlu'nun "Son On Beş Dakika"sı. (Profil Yayıncılık)
* Sinemada Biutiful'dan sonra yeni bir "babalığa iade-i itibar" örneği: Daniel Luchetti'den "Hayatımız." İstanbul Film Festivali.
* Galatasaray Urban Cafe'de oturup okumak, yazıp çizmek, dalıp gitmek.
* Geceyarısı Etiler Marmaris Büfe önünde durup dilli kaşarlı tost atıştırmak.
* Nihayet, tekrar fizy.com keyfine kavuşmak. ( Şu an Anouar Brahem dinliyorum!)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi