Caddebostan’dan çıktık Fenerli Mehmet’le; büyüklerden kimseye görünmeden Bağdat Caddesi’ne uzandık, tramvaya atladığımız gibi Fenerbahçe Stadı’nın yolunu tuttuk ilk okul ikinci sınıfa geçtiğimiz yıl, bir yaz günü.
Fenerli Mehmet’le ilk tanıştığımız gün yumruk yumruğa gelmiş, toz toprağın içinde yuvarlanmış, Turan Ağabey bizi ayırıp ensemize birer tokat indirince ancak ayrılmıştık. Burnumuzdan soluyarak birbirimize bakıyorduk sinir içinde.
Turhan Ağabey: “Ulan keratalar, ne alıp veremediğiniz var böyle itler gibi dövüşüyorsunuz” diye sorunca Mehmet atladı:
“Ben Fener Fener dünyayı yener! dedim; o da ‘Galatasaray’a gelince püf diye söner!’ dedi...”
“Söner Tabi! “
“Bak Turan Ağabey yahu... Şuna bişey söylesene!”
“Susun ikiniz de... Futbol için kavga mı edilirmiş! Hadi bakayım, sarılın, öpüşün. Siz aynı mahallenin çocuğusunuz. Mahalle arkadaşlığı kardeşliktir. Yarın büyüyünce bu mahallenin namusu bile sizden sorulacak!”
Bu “mahallenin namusu bile sizden sorulacak” lafından ne Mehmet ne de ben bişey anlamıştık o gün. Ne var ki, aradan bir hafta geçip de, Turan Ağabey’in kız kardeşi Betül’e Şaşkınbakkallı bir oğlan aslınca, anladık ne demek istediğini. Turan Ağabey yoktu ama arkadaşları vardı. Şaşkınbakkallı delikanlı Betül Abla’nın peşi sıra bizim mahalle sınırını, yani Necdet Amca’nın bakkal dükkanını geçtiği an ensesine biniverdiler:
“Sen ha... bizim mahallenin kızını ha... hele de Turan Ağabeyimizin kardeşini ha...” diyerek tekme tokat attılar mahalleden. Betül Abla akşam olanları Turan Ağabey’e anlatmış, Turan Ağabey’de bir başına Şaşkınbakkal’a gidip o mahallenin kabadayısına “posta atmış”, her kimse o delikanlı bir daha Betül’e bakarsa bacaklarını kıracağını söylemiş, böylece de Caddebostan’ta efsane katına zıplayıp oturmuştu.
Neyse. Biz o gün Fenerli Mehmet’le tramvaya atlatıp Fenerbahçe Stadı’nın yolunu tutmuştuk diye başladık bu öyküye ama sağa sola saptık, her zaman olduğunca. Yazın tam göbeğiydi. Tramvayın içi fırın gibi; yolcular ter içinde. Ben göbekli bir adamla tombul teyzenin arasında kalmıştım. Başım ancak göbekli adamın kemerine geliyordu. Gerdanından akan terlerse şıp şıp şıp başıma damlıyordu. Bu ikilinin arasında, değirmende öğütülen zeytin tanesinden farkım yoktu; kıpırdayamıyordum. Sadece boynumu sağa yatırıp ter damlalarının başıma değil de omzuma inmesini sağlayabildim. Mehmet’in durumu benden de kötüydü. Garibim sahanlıkta kalmış, çelik direğe yapışmıştı. Kapı her açıldığında direğe yılan gibi dolanıyordu ezilmemek için. Tramvay, neden sonra stadın önünde durdu, biz de bu akıllara ziyan ızdıraptan kurtulduk.
Fenerbahçe, İstanbulspor’la maç yapacaktı. İstanbulspor, İstanbul Erkek Lisesi’nde kurulmuştu ve yıllar yılı üç büyüklere kök söktürmüştü. En ünlü futbolcuları Kasapoğlu’ydu. Yıllar sonra Yunanistan’a göç edecek, manav dükkanı açacak, her yanını da İstanbulspor, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş takımlarının resimleriyle süsleyecekti.
Ama o gün daha maçın başında sakatlandı. Fener dört gol atıp iki gol yedi. Fenerlilerin ortasında, sarı lacivertli kaleye giren iki golde de ben ayağa fırlayıp “gol” diye bağırdım. Kimsenin sesi çıkmadı. Sadece Mehmet, kolumdan çekip “ayıp oluyor oğlum!” dedi iki kere. Bu gün böyle bişey yapsan, Fenerlilerin arasında karşı takımın golünü alkışlasan, linç ederler adamı valla!
Neyse, maçtan sonra gene tramvaya atlayıp mahalleye döndük. Bu kez tramvay daha bir tenhaydı nedense, kimsenin terine bulaşmadan Caddebostan durağında inebildik...
Mehmet ve mahalledeki diğer çocuklarla arkadaşlığımız ilkokul boyunca sürdü. Sonra herkes başka okulların yolunu tuttu. Sınıf arkadaşları yavaş yavaş mahalle arkadaşlarının yerini almaya başladı. Sonra, lise yıllarımızda, mahalle yap satçıların eline geçti. Bahçe içindeki evler yerlerini apartmanlara bıraktı. Yeni yeni insanlar geldi, eskilerse başka semtlere taşındı. Mehmet’in gittiği günü hala unutamam. Sabah erkenden kapımız çaldı. Annem, Mehmet’in geldiğini söyledi. Epey bi süredir birbirimizi görmüyorduk; ayrı okullara gidiyorduk.
“Biz taşınıyoruz; gidiyoruz mahalleden” dedi Mehmet.
Dona kaldım. Şunun şurasında yaza bir ay kalmıştı. Gene her gün birlikte olacaktık.
“Nereye gidiyorsunuz?” diye sordum neden sonra.
“Ta cehennemin dibine! Maçka’ya.”
Orası da neresiydi? Bizim dünyamız Kadıköy’de bitiyordu.
“Maçka’ya ha...” dedim, ne diyeceğimi kestiremeden.
“Görüşürüz... Belki gelirsin Maçka’ya..”
Nasıl gidilirdi ki Maçka’ya?
Sonra döndü, yavaş yavaş uzaklaşırken “Mehmet!” diye bağırdım. Durdu. Koşarak indim merdivenlerden; kucaklaştık.
“Hakkını helal et Mehmet!” dedim. Herhalde yazlık sinemada gördüğüm bir filmden aklımda kalmıştı. Çünkü hakkını helal etmenin ne demek olduğunu bilmiyordum bile. Mehmet de “helal olsun...” dedi ve koşarak uzaklaştı...
Ve bir daha hayatımda ne Mehmet kadar yakın bir arkadaşım oldu... ne de o yılların Caddebostan’ı gibi bir mahallem...
- Kırmızı bültenle aranıyordu! Türkiye'de yakalandıApple sarsıldı! Kayıp on milyarlarca dolar!İran’ın teklifi ülkedeki Türkleri kızdırdı! Büyük tepki varABD'de 66 senatörden Erdoğan'a tehdit dolu mektup!Erken seçim kararı Resmi Gazete'de yayımlandıUEFA'dan Fenerbahçe'ye müjde!Türk devi düğmeye bastı! Yerlisi geliyorBaşakşehir'in zirve inadı! Arda sırtladı...Karar verildi! İşgal davasında ceza yağdıÖldürülen kadın terörist gri listede çıktı
- Bir Ayet
- Bir Hadis
- Namaz Vakitleri
- Hava Durumu
- “İçinizden insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Âl-i İmran / 104)
- “Münafığın alameti üçtür. Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman yerine getirmez ve ona güvenildiği zaman hıyanet eder” (Buhari, Müslim, Tirmizi)
- için namaz vakitleri
İmsak 04:36 Güneş 06:10 Öğle 13:09 İkindi 16:54 Akşam 19:56 Yatsı 21:24 - 15°C Adana
- 10°C Adıyaman
- 5°C Afyon
- 6°C Ağrı
- 8°C Amasya
- 5°C Ankara
- 18°C Antalya
- 8°C Artvin
- 15°C Aydın
- 8°C Balıkesir
- BIST: 110.932 -1.06
- Altın: 175,077 0.15
- Dolar: 4,0581 0.43
- Euro: 4,9812 -0.14
Bizim mahalle İstanbul

Aziz Üstel / Star
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- AK Parti'nin Kürt siyaseti: Demokratik açılım07 Nisan 2018 Cumartesi 08:16
- Şark meselesinde milat06 Nisan 2018 Cuma 08:07
- ŞARK MESELESİ-2 Askeri darbeler ve Öcalan05 Nisan 2018 Perşembe 07:31
- ŞARK MESELESİ-2 Tek partidir adı, söver durur bakanları!04 Nisan 2018 Çarşamba 07:53
- 'Şark Meselesi-1'03 Nisan 2018 Salı 07:24
- CHP'nin darbe sevdası?!27 Mart 2018 Salı 07:31
- CHP ne zaman seçim kazanır?26 Mart 2018 Pazartesi 07:05
- Trump’ın yakın çevresindeki Türkler!! (3)19 Mart 2018 Pazartesi 07:28
- Amerika... Amerika!17 Mart 2018 Cumartesi 07:42
- 'SON'UN BAŞLANGICI ABD devrededir ve Erbakan istifa eder02 Mart 2018 Cuma 08:12
- MGK toplantısında olanlar oldu01 Mart 2018 Perşembe 08:11
- YAŞAM
- SİYASET
- DÜNYA
- EKONOMİ
'Sarkıntılık edersem, beni vur' dedi, öldürüldü!
Gökçek'ten şok çıkış! Suçluyu buldu
Yoğun bakımdan 10 yıl sonra çıktı! Bakın ne yaptı
Korkunç kaza! Cenazeler elden ele...
Meteorolojiden ferahlatan 'yaz' açıklaması!
Afrin şehidimizden Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıntısı
Kredi kartı borcu yüzünden intihara kalkıştı
Canan Karatay'dan ezber bozan açıklama
İşte dün gece Türkiye'yi karıştıran adam!
1 milyon battı iddiasına cevap
Kavakçı kararın ardından konuştu: Hesap veriyorlar
Rüzgar Çetin'e 1 yıl 8 ay hapis cezası
- Abdurrahman DilipakAday belirlerken/aday olurken!
- Hayrettin KaramanDekanlar toplantısı sonuç bildirisi
- Yusuf KaplanKader seçimi
- Kemal ÖztürkAK Parti kendini inkâr etmez
- Ahmet KekeçCHP’nin Cumhurbaşkanı adayı... Şaka gibi!
- Yiğit Bulut24 Haziran, Kurtuluş Savaşımızın son hamlesi!
- Nihat HatipoğluGençlerimize dini doğru anlatmalıyız
- Haşmet BabaoğluBaşkanlık iradesi ve milli ittifakla ilerlemek
- Mustafa KaraalioğluBakarsınız hayat normale döner!
- Yusuf Ziya CömertHerkes geç kaldı
- Mehmet OcaktanSiyasetin matematik profesörü Devlet Bahçeli
- İbrahim KahveciPiyasa kimi destekliyor?
- M. Şevket EygiLibya’da Neler Oluyor?
- Kemal BelginParkede zaferler çimende facia!
- Zeki CeyhanKabul edilebilir mi?
- Fatma TuncerZayıflamanın formülünü buldum
- Resul TosunKırk tekir kedi bir aslan etmez!
ÜYE İŞLEMLERİ