Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Erik, kiraz, karpuz

Erik, kiraz, karpuz

Yine yaptım bunu...
Kim bilir kaçıncı kez...
Marketin sebze meyve bölümüne geldiğimde erikleri yok saydım.
Yutkunmaya başlamama ve neredeyse yemyeşil bir susuzluğun içimi yakmasına rağmen...
Erikler zihnimde bilyeler gibi birbirine çarpıp duruyorken...
Biraz nevrotik fakat aslında basbayağı çileci bir tavırla başımı çevirip geçtim.
***
Çünkü ne zaman erik alıp eve geldiysem...
Ne zaman biri önüme bir tabak erik koysa...
Çocukluğumun en güzel anlarını hatırlıyorum.
Ders kitabının arasına saklanmış bir Panait Istrati romanı ve yanında çay tabağındaki tuza banarak atıştırdığım bir kâse erikle geçen kısa mevsimi...
Birkaç yıl önce içimde bir ses dedi ki, "Ey Haşmet, vazgeç bu sevdadan! Hiçbir erik artık sana çocukluğundaki tadı ve hazzı getiremez!"
Garip ama uydum bu sese!
Yalan da değildi hani!
Zaten eriğe en yakışanı mide fesadına uğramayı göze alacak kadar çok yemek, değil miydi?
Doğrusu, bunu da şu yaşımda gözüm yemezdi!
***
Haydi biraz meyvelerden konuşalım...
Son yıllarda "otçu hocalar" çıktılar ortaya ya, içimiz dışımız şifalı ot oldu! Ne kadarı doğru, ne kadarı uyduruk, tartışılır.
Ama meyveler öyle mi!
Onlara hiç ağzımızı sürmeden bakmak bile...
Adlarını, şekillerini, tatlarını zihnimizde yeniden canlandırmak bile şifalıdır.
Meyvelerle ilişkimiz yeme içme ilişkisinden ibaret değildir, çok başkadır.
Rahmetli ninem bunu biliyordu.
Seksenli yaşlarının sonuna doğru meyvelere hasretini tespih gibi art arda dizerek "uzun yaşamanın sırrı"nı bulmuştu!
Kış olunca "Allahım, ne olur kiraz çıkıncaya kadar canımı alma" diye dua ediyordu. Ama nasıl içten, nasıl güçlü bir hasretle!
Yaz geliyordu... Aynı duayı mandalina ve portakal için ediyordu.
90'larının ortasına kadar yaşadı.
***
Kiraz dedim de...
17. yüzyıl şairi Nabi'nin sevgilinin uçuklamış dudağını kurtlu kiraza benzetmesi aklıma düştü şimdi.
Divan ve halk edebiyatımızın sevgilinin dudağını kiraza benzetmesi sadece kuru bir sembolizm mi sayılmalı?
Şekil deseniz benzemez, renk deseniz eh!
Peki niye kiraz?
Tat mı?
Yoksa yarattığı izlenim mi?
Onu bilemem!
Ama bildiğim şu ki, her kiraz tadışımda sevinç ve şehvetle hayatı öptüğümü hissederim.
***
Şu köşe yazısı iyice garipleşmeden...
Meyveler hakkındaki düşüncelerimi tek tek sıralamaya kalkışmadan bir bilmece söyleyip keseyim.
Aldır onun gömleği/ yeşildir hem cüppesi/ İçinde dizilidir/ Kara kara küpesi...
Cevap: Karpuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi