Bilmem okuyucularımız “Erbakan-ı Sani” yazımızı hatırlar mı?
Birinci Erbakan, Türkiye’de siyasi bir çığır açmıştı. Dinî hassasiyetleri siyaset alanına taşıdı, dindar kitleleri siyasete yöneltti, demokrasiyle barıştırdı.
Bunun sonuçları ne oldu?
Bu bir Cumhuriyet siyaseti olsa idi, Cumhuriyet ancak bu kadar kazançlı çıkardı.
Cumhuriyetçilerin kıt muhayyilelerinin alamayacağı işi yaptı merhum Erbakan Hoca. Dindar kitleleri Cumhuriyetle, hem de siyaset yoluyla, barıştırdı. Eğer öyle olmasa idi, bugünlerde Türkiye’nin Tahrir meydanlarında kitle gösterileri ile karşı karşıya kalırdık.
Necmeddin Hoca’nın çıkış zamanlarında, bazı seçimlerde “Müslüman sayımı” yapılacağı lafları edilmedi değil.
Bu laflar edildiği zamanlarda Hoca’nın grafiği yükselmedi.
Ne zaman yükseldi peki? 1990’ların başındaki ittifakla yükseldi. Bu bir geniş cephe idi.
1993 Aralık’ta yapılan seçimlerdeki geniş çerçeveli söylemle yükseldi.
Hoca Selamet’i Refah’a dönüştürdü ve 1993 Aralık seçimlerini kazandı. 28 Şubat Hoca’yı iktidardan uzaklaştırdıktan sonra, yeni siyaset için yeni sözler söyleyenler partiye hakim oldu. Ve sonra bu yeni siyaset partileşmek zorunda kaldı ve seçimleri o günden bugüne Selamet’in, Refah’ın, tahayyül edemediği şekilde kazandı.
İbre yüzde kırkın üstünü gösteriyor. Belki elliye varacak.
Bu Tayyip Erdoğan’ın son seçimi. Kendisi öyle söylüyor.
AK Parti Erdoğan’sız yoluna devam edecekse, gelecek seçim önem kazanıyor. Siyaset ileriyi görme sanatıdır. Bugünün baraj altı partileri önümüzdeki seçime yatırım yapmalı.
BBP’si, HAS Parti’si, Saadet’i...
Bu seçimi önümüzdeki seçim için değerlendirmeli.
Şimdi Necmeddin Hoca yok. Onun partisi var. 12 Haziran seçimleri, önümüzdeki seçimin tarlası yapılabilir.
Bunun yolu nedir? Sert mesajlar mı?
Ürkütücü hitaplar mı?
Hiç sanmıyorum.
“Tarihimizde bazı ikinciler birinciden meşhurdur, mühimdir. Tabiî, birincinin gölgesinde kalan ikinciler de vardır” demiştik.
İkinci Erbakan siyasete ısınmaya çalışıyor. Antep’te konuşmuş. “Bu işbirlikçilere, bu faizcilere, IMF’nin ve Büyük Ortadoğu Projesi’nin destekçilerine oy verirsen, sen de Sırat Köprüsü’nü geçemezsin” deyu buyurmuş...
Başkalarının önüne “Sırat”ı çıkarmak kolay!
Kendi “Sırat”ını geçmek kolay mı peki?
Bunu, bu seçimde alınacak sonuçlara bakarak söylemek istemem!