Aziz Üstel

Aziz Üstel

Ampulün çalı çırpı ateşini söndürdüğü gece

Ampulün çalı çırpı ateşini söndürdüğü gece

Yarın aydın tayfası çalı çırpı ateşi gibidir; ne ısıtır ne de aydınlatır! Yandıkça küçülür ve kaybolup gider. Türkiye ne çekmişse bu yarı aydınlardan çekmiştir. AK Parti’ye oy verenlere bidon kafalı, göbeğini kaşıyanlar, aptallar, cahiller, geri zekalılar diyen, kendinden başka kimseye yararı olmayan bu yarı aydınların üzerinden silindirle geçti Türkiye’nin gerçek aydınları 12 Haziran’da.

Şimdi ne yapacak bunlar, merak ediyorum. Eskiden olsa kuytuda darbe heveslileriyle toplanır, hükümeti zorbalıkla alaşağı edip ardından da bütün ampulleri kırmaya soyunurlardı. Ama onlara şemsiye açacak Ergenekoncu ağalar da yok ortalıkta. Peki ne yapacak bunlar şimdi? Ya eskiden olduğunca abuk subuk yakıştırmaları, çamur atmaları sürdürecek ya da at gözlüklerini çıkarıp Türkiye’yi yeniden anlamaya çalışacak, yabancılaştığı ülkem insanıyla bütünleşmenin yollarını arayacak. Ve tabi seçimi kazandığını sanan Kemal Ağabeyleriyle, çalı çırpı ateşinin küllerinden yeniden doğmaya çalışacak Gürsel Tekin kardeşlerine kulak asmayacak bir daha. Ve var güçleriyle, kaset alavere dalavereleriyle, paraşütle, akil dedelerin önerisiyle koltuğa tepeden inenleri bir köşeye koyup, her ağzını açtığında saçmalamayacak, gerçekten oturduğu yeri doldurabilecek, yıkıcı değil yapıcı muhalefete soyunacak birilerinin peşine takılacak. Niye peşine takılacak diyorum da yol gösterici olacak demiyorum? Çünkü yarı aydın tayfası, hiçbir zaman başa geçmez, gölgede bekler, kafaya alabileceği birini gözüne kestirdi mi, onun ardında saf tutar, ellerini ovuştura ovuştura!

Yarı aydın kalem sahipleri de yurdum insanını aldatmayı, kandırmayı, hokus pokus yapmayı bırakıp okuruna gerçekleri anlatmak zorunda bundan böyle. Tabi eğer geri kalan ömürlerini okursuz ve de nal toplayarak geçirmek istemiyorlarsa!

Ah bekçi sen yok musun sen

KİT’lerin serpilip de geliştiği, ekonomiyi boğma noktasına getirdiği günlerden bir gün, boş bir araziye göz kulak olacak, 500 lira maaşla bir bekçi alınmış işe. Sonra, KİT Yönetim Kurulu, “yahu yönetmelik olmadan bu bekçi nasıl iş yapacak?” diye düşünmüş ve bir planlama birimiyle bu birimde çalışacak iki kişiyi 750’şer lira aylıkla işe almış. Kısa bir süre sonra bu yönetmeliği hazırlayanların başına birileri gerek diye, aylığı bin liradan iki deneticiye görev verilmiş. Ee bu maaşları hesaplayacak bir muhasebeci, bir muhasebe şefi bir de veznedar gerekmiyor mu? Onlara da bin beşer yüz lira aylık ödenmiş. Adam sayısı artınca da bir müdür almak lazım. Onu da bulup üç bin lira maaşa bağlamışlar. Müdür bey de ikişer bin liradan iki yardımcı almış yanına. Kısa bir süre sonra ekonomik bunalım sarmış dört bir yanı!

Müdür bey de giderleri kısmak için ne yapmış? Bekçiyi işten çıkarmış! (Gülcihan Avşar’a teşekkürler)

Gerçek bidon kafalılar Tuncay Özkan’a oy verdi

Neden diye sorduğunu duyuyorum. Çünkü, Tuncay Özkan seçmeninin kafası biraz karışıktı, sandığa gittiğinde. Göbeğini kaşıdıkça kan oraya hücum ettiğinden olsa gerek! Çünkü Özkan’a oy vermek isteyen 10 bin kişi mühürü hem CHP’ye hem de Tuncay Özkan’a bastı! Ve tabi bu 10 bin kişinin oyu da geçersiz sayıldı. AK Parti’nin kazandığı her seçimden sonra terbiyesizliğin doruğunda gezinenler, Tuncay Özkan’ın bu 10 bin seçmeni için bir şey söyleyecek mi, merak ediyorum doğrusu!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi