Rahim Er

Rahim Er

Vatandaş, elindeki oyun gücünü keşfetti

Vatandaş, elindeki oyun gücünü keşfetti

3 Kasım 2002’de başlayan sıkı ve azimli çalışmanın sonunda Türkiye, 29 Temmuz 2011’de bir hayırlı vak’a yaşadı. Vak’ayı Hayriye ‘güç bende!’ diye bağırmakla güce sahip olunamayacağının tescilidir. Paşalar kendi rızalarıyla ayrılmışlardır. Ama o 13 askerin ve diğer Mehmetçiklerin hesabı verilmelidir. Herkes hesap vermeli. İhmal ve kusurlarının olmadığına mahkeme hükmetsin.
Türkiye doğru yoldadır.
Bu doğru yolda muhalefet de sorumlu davranmalı. Artık soğuk savaş dönemi muhalefetine kimse itibar etmiyor. İki general istifa edince acaba bana da bir pay düşer mi diye tatili kesip Ankara’ya seğirtmedeki abeslik sadece tebessüm ettirmiştir.
Eski Anayasa Mahkemesi düzeninde o günkü mahkeme, 367 diye bir hukuk çarpıtmasına imza atabilmişti. Medya, manşet, sütun yazıları ve ana haber bültenleriyle buna destek olabilmişti, o günkü asker web sitesinden ikide birde elektronik muhtıra verebiliyordu.
1945’in Türk Baharı’nda çiçeğe duran ağaçlar, 29 Temmuz 2011’de meyve verebildi. Ne kadar uzun bir zaman değil mi? Milletimiz çok sabırlıdır. Sabırla koruk helva oldu. Eğer geçen bu zamanda 5 defa namlulu veya klavyeli darbe yaşanmasaydı, Türkiye ,14 Mayıs 1950’de yakaladığı rüzgârı hız kesmeden estirebilseydi. Bugün beşinci büyük güçtük. Birkaç ay evvel, Suriye’nin de karıştığı günlerde bir Güney Koreli tanıdık Washington’da bize şunu sordu: ‘Yemen ve Suriye de karıştı, Türkiye’de de bir şeyler olur mu?’ İftihar ederek ‘hayır olmaz, çünkü biz 17. büyük ekonomik gücüz’ dediğimde karşımdaki ‘hafifçe gülerek fakat biz 12. büyük gücüz’ dedi. Oysa, bizim askerimiz 1950’de giderek bu memleketi Çin’in elinden kurtarmıştı.
Kore, Japonya, Almanya nihayet Çin gelip geçerken bizim bugün bile askerî vesayet konuşmamız Ergenekon zihniyetinden dolayıdır. Artık, askerî vesayet Stalin mirası Rusya’da bile konuşulmuyor.
Neyse ki bizde de geç de olsa, güç de olsa iklim değişmekte.
Türkiye demokratikleşiyor.
Türkiye sivilleşiyor.
A’dan Z’ye bütün anayasal kurumlar kirlerden ve kibirlerden arınıyor. Hatta şikeye, kumara, haram paraya batmış dernekler bile. Oligarşik Cumhuriyet, ismine layık şekilde halkın cumhuriyeti olma çabasında.
Hukuk, en üstün güç olma yolunda.
Vatandaş, seçimlerde artık oyunu atmıyor.
O artık rey veriyor, oy kullanıyor.
Referandum, seçim ve anketlerle vatandaş, yönlendirme gücünü harekete geçirdi.
Mühür kimdeyse Süleyman odur.
Demokratik rejimlerde oy kimdeyse güç ondadır.
Vatandaş gücünü keşfetti.

> Artık, askerî vesayet Stalin mirası Rusya’da bile konuşulmuyor. Neyse ki bizde de geç de olsa, güç de olsa iklim değişmekte. Türkiye demokratikleşiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi