Rücu

Şimdi asla dönüş başlamıştır. Bir rücu hareketi yaşıyoruz. Türkiye, yeniden tarihî memuriyetini üstlendi. Bosna, Kosova, Gazze’den sonra Somali ve Afrika’dayız.

II. Mahmud zamanında Patrik V. Gregorious’un Rus Çarı II. Aleksandr’a yazdığı mektup, çok şeyi izah etmeye yeter.
1820-21’de, bugün Yunan Başbakanı Papandreu’nun içine düştükleri ekonomik çıkmaza dair yapılan tenkitlere “Ne yapayım, Mora’yı mı satayım?” dediği Mora yarımadasında isyan çıkar. Çok sayıda Müslüman kılıçtan geçirilir. Padişah, sadrazam Benderli Ali Paşa’ya talimat verir, isyanın arkasında kimlerin olduğu araştırılır. Fener’de patriğin evine baskın yapılır. İsyan tertipçisinin evinde Rus çarı ile yazışmaları da bulunur. Patrik, “Türkleri Kur’andan ayırmadıkça onları mağlup etmenin çaresi yoktur” mealinde mektup yazmıştır. Yargılanır ve daha sonra Patrikhanenin Kin Kapısı denecek olan kapı önünde asılır.
Acaba bu hadiseyle II. Mahmud’a atılan iftira arasında bir münasebet yok mudur? Adlî unvanlı sultana “Gâvur Padişah” denmiştir. Bunun sebebinin idamdan dolayı başlatılan kara propaganda olduğu tahmin edilebilir. Bir kısım basiretsiz teb’a/vatandaş, Halifesine “gâvur” diyebilmiştir. Aynı hain propaganda bu padişahın torunu II. Abdülhamid’e de mektep kitaplarında bir asra yakın zaman “Kızıl Sultan” dedirtecektir. Bu bir üçlemedir, üçlemenin üçüncü halkasında üç çeyrek asır boyunca insafsızca “vatan haini” diye gösterilen VI. Mehmed Vahideddin vardır.
Osmanlı hedefin tam ortasındaydı. Çünkü devlet, bütün ümmete çatıydı. Açe’deki Müslüman da Eritre’deki Müslüman da İstanbul’a, Dar’ül Hilafe’ye güveniyordu. Şimdi asla dönüş başlamıştır. Bir rücu hareketi yaşıyoruz. Ümmet, İslamı keşfediyor. Türkiye, yeniden tarihî memuriyetini üstlendi. Bosna, Kosova, Gazze’den sonra Somali ve Afrika’dayız. Şüphesiz ki Hama’ya da yardım edilecektir.
İşgalciler Irak’a girdiklerinde nasıl ki bir aşiret reisini alıp Irak Cumhurbaşkanı yaptılarsa kayıp çağda da önce ümmeti kavimlere, düşman topraklara bölüp yekpareliği ortadan kaldırdılar, sonra da her birine bir temsilci diktatör diktiler. Bu ufuktan bakınca Kürtçülük hem anlaşılır, hem çözülür ve hem de Sevr’in bir parçası olduğu görülür.
Geçen çağ diktatörler çağıdır.
Ama artık diktatörler kafese girmeye başladı. Çağ yüzümüze gülüyor. İki yüz yıl sonra bir büyük dönüşüm yaşıyoruz. Bundan sonrası daha kolay. Yeter ki yeni hatalarla tarihî fırsat heba edilmesin, yeter ki Peygamberler Peygamberinin SEVGİLİ PEYGAMBERİM 15. Cildde yer alan şu ikazlarına dikkat edilsin:
-Bir millette Beyt’ül male/hazine malına hıyanet yaygınlaşırsa o milletin kalbine muhakkak korku yerleşir. Bir millette zina yaygınlaşırsa onlarda muhakkak ölümler çoğalır. Bir millet, ölçü ve tartıda hileye saparsa o millette muhakkak geçim zorlaşır. Bir millette kararlar adil olmazsa o millette muhakkak cinayetler çoğalır. Bir millette verilen sözlerden cayılırsa, Allah, muhakkak o milletin üzerine başka millerleri sevk eder, hakimiyet yabancılara geçer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi