Aziz Üstel

Aziz Üstel

Kemal Bey’in yoğurt yiyişi Deniz Bey’den farklı!

Kemal Bey’in yoğurt yiyişi Deniz Bey’den farklı!

Yer Ankara Sushi Restoran.

Zula masada oturanlar Deniz Baykal’la Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek.

(Kamera pan yapar; ikili görüntüye keser)

Baykal: Başarılı bir belediye başkanısınız Melih Bey.

Gökçek: Keşke basının önünde de bunu söyleseniz.

Baykal (Gülerek): Siyaseti iyi bilirsiniz Melih Bey.

Gökçek (Gülümser): Evet o da doğru. Sizin hakkınızı da teslim etmem gerek. Siz, hiç değilse konuşulabilir bir genel başkandınız. Bu adamla (Kılıçdaroğlu’nu kastederek) ne CHP ne de Türkiye ileri gidebilir. Sabah söylediğini akşam inkâr ediyor. Hiç değilse akşama kadar bekle yahu!

Baykal (Gülerek): Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır.

Gökçek: Size de Önder Sav’a da gereken saygının gösterilmediği ortada değil mi?

Baykal: CHP büyük bir partidir. Gerektiğinde Kemal Kılıçdaroğlu falan dinlemez! CHP misyonunu Kemal Kılıçdaroğlu mu taşıyamıyor, yanlış mı yapıyor. CHP hiç kimsenin babasının çiftliği değildir. Ha, bunu yapanı genel merkezden yüzlerine tükürerek, kolundan tutarak atarlar. CHP kimsenin babasının çiftliği değildir; yağma Hasan’ın böreği hiç değildir! Gökçek (Başını sallar): Doğru çok doğru...

Benim senaryolaştırdığım “öykünün” yazarı Sayın Talat Atilla. Ama yönetmeni herhalde Melih Bey. Deniz Baykal ise başrolde. Oyunun kısa özetiyse basit: Kimimiz Arap dünyasında milyonları peşimizden koştururuz kimimiz ebedi ve ezeli hastalığımız olan hizipçilikle boğuşur dururuz. Sonuçta kimimiz yüzde 50 oy alırız kimimizse hala anlayamayız neden millet bize yüz vermez!



Kazan-Kepçe zaferi

Tarih 26 Ekim 1596, başında III. Mehmet’in bulunduğu Osmanlı ordusu Haçova’da Arşidük Maximillian’ın Alman-Macar ordularına yenilmek üzere. Padişah ha tutsak alındı ha alınacak. Padişah kaçmak üzereyken Hoca Saadettin Efendi, “zafer sabredenlerindir. Kolaylık, güçlüğün izinde yürür” der ve padişah kalır olduğu yerde. Ama Macar süvarileri sultana yaklaşmış, ordu bozgun halinde. Tam bu sırada ordunun aşçıları ellerinde kepçeler, kasapları satırlar, oduncuları baltalar, çiftçileri oraklarla saldırıya geçer. Düşman püskürtülür padişah kurtulur. O gün 50 bin Alman bataklıkta boğularak can verir, 120 düşman topu ele geçirilir. Bu savaşa tarihimizde Kazan-Kepçe Savaşı denir. Yani vatanı için canını dişine takan salt düzenli ordu değil, bu milletin ta kendisidir aynı zamanda. (Lamartine-Osmanlı Tarihi)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi