Aziz Üstel

Aziz Üstel

Ancak kurucu meclis Anayasa yapabilir

Ancak kurucu meclis Anayasa yapabilir

Tarihe “367 Sabih” olarak geçen Sabih Kanadoğlu Beyefendi’nin oğlu Anayasa Profesörü Korkut Kanadoğlu, “bu meclis yeni anayasa yapamaz!” demiş. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in 24 Anayasa profesörüyle yaptığı toplantıda anayasada ne olmalı, nasıl hazırlanmalı, hocaların önerileri tartışılacağına “bu meclis anayasa yapabilir mi yapamaz mı” konusu gündeme damgasını vurmuş. Ve Korkut Hoca yeni anayasayı ancak kurucu meclis yapabilir, bu meclisse yürürlükte olan bir anayasada ancak değişiklikler yapabilir buyurmuş.

Hocam, yürürlükte olan anayasa 12 Eylül darbesinin ürünü. O dönemin sözde kurucu meclisi, beş kişilik milli güvenlik konseyinin emirleri doğrultusunda bu “anayasayı” kaleme almış, tekrar konseye göndermiş onay için, konsey biraz daha oynamış orasıyla burasıyla ve referanduma yollamış. O dönem yaratılan korku ortamında da millet anayasayı onaylamıştı. Ama ne kadar gönülden onayladığını 1983 seçimlerinde Evren’in televizyonlardan oyunuzu MDP’ye verin buyruğuna kulak asmayıp ANAP’ı tek başına iktidara getirerek göstermişti.

Şimdi bu ucube anayasayı rafa kaldırıp yenisi yapılmak isteniyor ama deniyor ki kurucu meclis toplamak gerek. İşte size Aristo mantığından bir örnek: “Bugüne kadar hep darbeciler anayasa yapmıştır, dolayısıyla gene darbeciler yapabilir!” Milletin oylarıyla seçilenler anayasa yapamaz ama darbecilerin atadığı kurucu meclis yapabilir. Prof. Dr. Yavuz Atar en güzelini söylemiş. “Önce 1982 Anayasası çöpe atılmalı. Sonra boş bir kağıt alınmalı ve önceliğin İNSANA verildiği bir anayasa yazılmalı.” Bu kadar basit. Milleti bidon kafalı, göbek kaşıyanlar olarak görmeyen, gerçek bir demokratın önerisi!

Kirli çorap

Tarih 1917, Birinci Dünya Savaşı. Türk ordusu bugünkü Suriye-Filistin bölgesinde İngilizler’le çarpışıyor. Gece, zifiri karanlık. Dolaşan nöbetçilerimizden biri, arkası dönük bir İngiliz askerini görüyor. Önce tüfeğine davranıyor ama ateş etse İngilizler bizim siperlere kurşun yağdıracak. Süngüyle vurup öldürse, diri bir esir için söz verilen beş altından olacak. Hemen ne zamandır ayağından çıkarmadığı çorabı sıyırıyor, İngiliz askerin ensesine yumruğu vurup sersemlettikten sonra çorabı ağzına tıkıyor. İngiliz askeri ayıldıktan sonra şöyle diyor: “Önce bir yumruk vurdu sersemledim, sonra ağzıma bir zehir tıktı; işte bu zehirle bayıldım!” (Falih Rıfkı Atay-Zeytindağı s.172)



Dostoyevski’ye kulak verin

Dünyanın belki de gelmiş geçmiş en büyük romancısı Dostoyevski’den iki, kulaklara küpe söz:

“Acı ve acı çekme, büyük bir zeka ve duyarlı bir yüreğe sahip olan kişiler için her zaman kaçınılmazdır.”

“Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıklıkları değil. Yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi