Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

“Halk” cumhuriyete sahip çıkmış!

“Halk” cumhuriyete sahip çıkmış!

29 Ekim törenleri terör hadiseleri ve deprem sebebiyle iptal edildi ya, sağdan soldan cumhuriyetçi tafralar satılıyor.

Bazı şehirlerde de yürüyüşler yapılmış. En kabadayısı birkaç bin kişi. Bir kısmı CHP’li belediyelerin marifeti, cumhuriyet mitinglerine benzer işler.

Cumhuriyete sahip çıkanlara bak! Bu halk olsa olsa Cumhuriyet Halk partisindeki “halk” olabilir. Miktarda ise ondan bile az.

Mevzu Cumhuriyete sahip çıkmak ise, bu kadar küçük rakamlarla yetinilemez. Cumhuriyete milyonlar sahip çıkmalı.

Çıkması gerektiğinde zaten çıkıyor da! Tabii gösteriye dönüştürmeden.

Türkiye’de asıl mesele şu: Cumhuriyet “halk”a sahip çıktı mı?

“Cumhur” halk, Cumhuriyet de “halk idaresi” demek ya. Buna göre, cumhuriyetin temsil etmek iddiasında olduğu halka sahip çıkması gerekmez mi?

Yakın tarih ortada: Cumhuriyet halka sahip çıkmadı. Olsa olsa Halk Partisi’nin “halk”ına sahip çıktı.

Peki bu “halk” kimlerden müteşekkildir?

Yönetici elit, memurin, hakimin ve alimin!

Yani yönetim bürokrasisi, yargı bürokrasisi ve öğretim bürokrasisi. Eh buna bürokrasinin zengin ettiği tüccar, sanayici vb. takımını da katarsanız, Halk Partisinin halkını tarif etmiş olursunuz.

Bu tuzu kurular kendilerini hem halk sayarlar hem de halkın adına yönetmeye yetkili görürler.

Tek parti döneminin nutuklarına bakın. Neredeyse her cümlede “halk” kelimesi kullanılıyor.

Halk aşağı, halk yukarı. Halk nutukta var, sözde var. Çünkü onun adına yönetiliyor.

Bunu o zamanlar da “halk için halka rağmen” diye formüle ederlerdi.

Nasıl olsa halk kendisi için iyi olanı bilemez. Onun adına karar verenler halkın ihtiyacına ondan daha iyi bilirler ve öylece yönetirler.

Cumhuriyet bayramı baştan beli halk adına yöneten tırnak içindeki halkın bayramı oldu.

Hiçbir cumhuriyet bayramında gerçek anlamda halk yoktu.

Halbuki cumhuriyet bayramı günü kesin tatildir. İş yerleri asla açılamaz.

Neden böyle yapılmıştır? Halk bayrama gitsin diye.

Gitmiş midir peki?

Gitse idi, o büyük caddeler, stadyumlar, hipodromlar, meydanlar böyle boş kalır mıydı?

İşte başkentteki cumhuriyet bayramı sahnesi: Ankara’nın meşhur hipodromu. Yani Türkçesi “at meydanı”

Bir tarafta, şeref tribünü vardır. Onun sağında solunda da resmi erkan ve yabancı ülke temsilcilerine ayrılmış yerler. Buralar her zaman doludur.

Peki halk bu törenin neresinde?

Karşısında!

Tam karşıda da derme çatma ancak üç beş bin kişi alan bir açık tribün vardır. İşte cumhuriyet bayramında halkın yeri!

Son yıllarda bu yeri de törenin akışı ile ilgili olanlara ve yardımcı elemanlara ayırıyorlarmış.

Cumhuriyete cumhuriyet bayramı yaparak sahip çıkılmaz.

Cumhuriyeti gerçek cumhuriyet yapmak için gereken tavrı göstererek sahip çıkılır. Nitekim halkımız bunu 1950’den beri yapıyor. Türkiye’yi tek parti diktatörlüğünden demokrasiye dönüştüren cumhuriyete sahip çıkan halktır. Eğer halk bu basireti göstermese idi, ortada cumhuriyet diye bir şey kalmazdı.

Kalanlar da Saddam cumhuriyeti, Kaddafi Cumhuriyeti veya Esed Cumhuriyeti gibi bir şey olurdu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi