Şefik Dursun

Şefik Dursun

24 Kasım Öğretmenler Günü

24 Kasım Öğretmenler Günü

Bu yıl Van’da meydana gelen depremin aldığı “can öğretmenler”in üzüntüleri nedeniyle, 24 Kasım Öğretmenler Günü hüzünlü geçti. Depremde 75 öğretmenimiz hayata veda etti. Onlara Allah(cc)’tan rahmet diliyorum. Ve bu yıl sıkıntılara rağmen deprem bölgesindeki her türlü zorlu şartları hiçe sayarak, görevini sürdüren fedakar öğretmenlerimize saygı ve sevgilerimi sunuyorum, onları kutluyorum. Deprem sanki küçük bir kıyamet; normal zamanların tüm kuralları bir an, kısa bir süre ortadan kalkıyor; insanların aciz kaldığı, birbirine yardım edemediği kısa bir zaman dilimi!.. Herkes için bir imtihan dönemi. Allah(cc) bir daha göstermesin; duamız bu.

Ancak olacak depremlere de toplum olarak hazırlıklı olmamız gerektiği açıktır.

Öğretmenler günü öğretmenlerimize saygımızı ve sevgimizi dile getirmek için bir fırsat... Aslında bizleri yetiştiren öğretmenlerimize, hocalarımıza bu duygularımızı her zaman ifade etmeliyiz. Toplumun, gençlerimizin geleceğe hazırlanması için elimizde birinci imkan eğitim kadrolarımızdır. Öğretmenin her öğrencisine aynı sevgi ve ilgi ile yaklaşanı hiç unutulmaz. İyi eğitim için en başta iyi yetişmiş eğitim kadrolarına ihtiyaç vardır. Buna ilaveten kaliteli hizmet vermeye yardımcı elbette altyapı imkanlarıdır; eğitim araçları ve okullarımızdır. Ülkemiz daha kaliteli eğitim şartlarını yakalama şansına sahiptir, eğer imkanlar iyi kullanılırsa...

Eğitim sadece bazı edinilmiş bilgilerin aktarılması olarak görülmemelidir. Öğretmenlerimizin, hocalarımızın işini iyi yapmanın yanında gençlerimize her bakımdan; vatan-millet sevgisi, dürüstlük ve adaletli olma özellikleri ile örnek olmaları gerekir.

1970 yılında Çapa Yüksek Öğretmen Okulunu bitiren, öğrenci olayları nedeniyle okuma imkanı engellenmesine rağmen eğitimini tamamlayıp öğretmen olan birçok mezundan biriyim. Okula ilk gittiğim yılda mezun olan ağabeylerimize gıpta ile bakardım. Onlar bizlerle helalleşir ve vatanın her yerinde kendilerini bekleyen hizmete koşarlardı. Ben “Acaba biz ne zaman mezun olacağız” diye düşüncelere dalardım; mezuniyet uzak gibi gelirdi... Ama mezun olduktan sonra da o günleri hatırladıkça mutlu oluyorum; keşke biraz daha birlikte olabilseydik diye düşünüyorum. 68 olayları nedeniyle üniversite hayatımızı zorlukla tamamlayabildik.

Buna rağmen geriye dönüp baktığımda hep fedakarlık ve millete hizmet aşkı taşıyan arkadaşlarım olduğunu görüyorum. Mezun olduktan sonra öğretmenlik yaptığım üç yıl benim için unutulmaz anılarla doludur. Yüksek Öğretmen Okulları eğitim kurmaylarını yetiştiren kurumlardı, kapatıldı. Şimdi bir boşluk olduğunu görüyorum. Benzeri kurumların oluşturulması, yani öğretmen mesleğinin kurmaylarını yetiştirecek bir yapıya ihtiyaç olduğunu burada söylemeliyim.

Sonra birçok Yüksek Öğretmenli gibi ben de akademik hayata atıldım. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fizyoloji Kürsüsü’nde Biyofizik asistanı olarak göreve başladım. Hocam rahmetli Prof.Dr.Meliha Terzioğlu benim son öğretmenim oldu. Ondan çok şey öğrendim. Bilim adamının, hocanın nasıl olması gerektiğini yaşayarak gösteren büyük insan... Onu her zaman rahmetle anıyorum. O çalışanı, işini iyi yapan herkesi sever, desteklerdi. Allah(cc) nur içinde yatırsın. İlk öğretmenim de sınıfımızdaki her arkadaşımı aynı derecede seven biriydi. Ünye İnönü İlkokulu’nun değerli öğretmeni Yusuf Bahri Taslı... Ona da rahmet diliyorum.

Öğretmenlerin problemleri önce çözülmeli

Öğretmenlerimiz maddi sıkıntıları hep gündemde olan ve bu 24 Kasım’da da elbette dile getirilmesi gereken bir konudur. Türkiye artık ihtiyacı olan öğretmenini yetiştirebilecek eğitim-öğretim kapasitesine sahip. Bir zamanlar iki-üç aylık eğitimden geçirilip yapılan öğretmen atamalarını hatırlıyorum... Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamasına göre 150 bin öğretmen açığı bulunmakta; ancak atama bekleyen 264 bin öğretmen bulunmaktadır. Kadrosuzluk nedeniyle 61 bin öğretmen ücretli olarak görev yapmakta... İktidar partisi tarafından seçim öncesi 55 bin öğretmenin atanacağı sözü verilmişken bu söz yerine getirilmedi.

Milli Eğitim Bakanı sayın Dinçer atamaların yapılamayacağını ifade ediyor ve bu nedenle özür diliyor.

Maddi sorunları nedeniyle ek iş yapmak suretiyle geçinmeye çalışan öğretmenlerin durumları zaman zaman basına yansımaktadır. Evlatlarımızı yetiştiren öğretmenlerimizin olmayacak işte çalışmak zorunda kalmaları üzüntü vericidir. Yapılan bir ankete göre öğretmenlerimizin % 60’ı ev sahibi değil; yani kira vermekte. Ev sahibi olanların yüzde 75’i de banka kredisiyle borçlanarak ev alabilmişler. İşin enteresan ve üzüntü verici tarafı ise; öğretmenlerin % 77’sinin göreve başladığı ilk günden bugüne mesleğine sevgisinin azaldığını ifade etmiş olmalarıdır.

Eğitime en büyük yatırımın yapıldığının söylenmesi ile 61 bin öğretmenin güvencesiz bir şekilde sözleşmeli çalıştırılması çelişmektedir. Bu milletin gücü sözleşmeli çalışan öğretmenlerimizin kadrolarına atanmasına yeter. Temennim odur ki; bir sonraki Öğretmenler Gününe bu sorun çözülmüş olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şefik Dursun Arşivi