Modernlik ve yerellik

Modernlik ve yerellik

Anadolu'nun muhtelif şehirlerini ziyaret ettiğimizde, son yıllarda öne çıkan önemli bir hassasiyetin sonuçlarını görme imkanı buluyoruz. Belediyeler şehirlerin ara sokaklarında tek tük metruk halde kalmış asırlık sivil mimari eserlerini ayağa kaldırmakta, aslına uygun bir şekilde restore ettirerek hayata döndürmekte ve belli hizmetlere tahsis etmektedirler. Böylece şehrin önemli bir eserinin topluma kazandırılması mümkün olmaktadır.

İlk anda sıradan ve basit bir iş gibi görülebilen bu faaliyetin aslında nasıl önemli bir zihniyet dönüşümüne işaret ettiğini fark etmek zor değil. Ayağa kaldırılan eserin orijinal biçimiyle hizmet vermeye başlaması, şehir halkı ile şehre gelip gidenlerin ilgisini çekmesi ve yapılıp edilenlerin takdirle karşılanması üzerinde düşünülmesi gereken bir dönüşümün ifadesidir.

Devamlı altını çizmeye çalıştığımız modernleşmeye ilişkin önemli bir sorunumuz var. Biz toplum olarak modernleşmeyi eskinin tasfiyesi, geleneksel olanla ilişkinin kesilmesi ve yerine tamamen farklı ve Batılı formda olanların ikame edilmesi şeklinde anlamış ve uygulamayı buna göre yapmış bir toplumuz. Bu bakımdan modern dönem bizim için tarihsel sürecin yeni bir halkası ve öncesinin farklı bir formda devamı olarak değil öncesiyle ilgisi olmayan tamamen yeni bir dönem olarak görülmüştür. Modernlik bir kopuş, reddediş, kırılma ve yeniden ortaya çıkma olarak işleyen bir süreç olmuştur.

Modernlikle ilgili bir bakış açısının kendisini başarıyla ortaya koyduğu alanların başında da şehirler ve şehirlerin mimarisi gelmektedir. Modernliğin tekleştirici, standartlaştırıcı ve yerel farklılıkları ortadan kaldırıcı bir yanının olduğunu biliyoruz. Ancak tarihsel mirasın ve yerel yapı ve değerlerin bir verili zemin olarak modernliğin alt yapısını oluşturması pekala mümkündür. Modernliği mevcudun yok edilmesi, reddedilmesi ve bir kopuş olarak değil mevcut üzerinde yeni bir formun geliştirilmesi, rasyonelleştirilmesi, daha işlevsel hale getirilmesi olarak da algılanıp geliştirilebilirdi.

Batı dünyasındaki gelişmeler gözlemlendiğinde modernliğin bir kopuş değil geleneksel veya klasik olanın yeni bir form kazanması ve sürdürülmesi olarak işlediği rahatlıkla görülebilir. Her şehir kendi geleneksel formu üzerinde bir modernlik geliştirmiş ve mevcut yapılar modernleştirilerek yeni bir formla sürdürülebilirlik kazanmıştır. Bu bakımdan modernlik tarihsel süreçte yeni bir halka ve kesinlikle önceki dönemin bir devamı olarak ortaya çıkmıştır.

Geçen hafta bir vesile ile ziyaret imkanı bulduğum çorum Anadolu'nun en dinamik şehirlerinden biri. Son yıllarda ortaya koyduğu ekonomik hareketlilik ve gelişmeye yönelik potansiyeli şehrin her yerinde görmek mümkün. çorum ekonomik potansiyeli ve bu konuda ortaya koyduğu performansla değil aynı zamanda sosyal ve tarihsel/kültürel yapısıyla da örnek alınması, üzerinde düşünülmesi gereken bir şehrimiz. Nüfusu iki yüz bine dayanan şehirde beş yıldızlı otellerin açılması dikkat çekici. Yeni açılan üniversitenin şehre kazandırdığı bir dinamizm olmakla birlikte yönetimle yerel otoriteler arasında bir türlü daralmayan mesafeli duruş kamu yönetimimizin en ciddi hastalığı olarak burada da kendisini gösteriyor. Milattan önce beş binlere kadar geriye giden Hitit, Hatuşa, Roma, Bizans eserlerinin sergilendiği çorum Müzesi, dünyada eşi benzeri olmayan eserleri barındırıyor.

çorum Belediyesi tarafından restore edilerek hayata kazandırılmış olan birkaç tane Osmanlı döneminden kalma konak var ki özellikle bunun üzerinde durmak gerekiyor. Mesela Veli Paşa Konağı, dönemin en güzel sivil mimari örneklerinden biri. Gayet güzel bir şekilde restore edilerek turizmin hizmetine verilmiş. Yöre mutfağının en güzel örneklerini tatma imkanı bulunun bu mekan basit bir turizm işletmesi değil ondan öte yaşadığımız modernleşme serüveninin yanlışlarını bütün çıplaklığıyla ortaya koyan bir örnek olmuştur. Bu eser çorum ve çevresindeki mimarisi için temel alınacak bir çıkış noktası olamaz mıydı? Muhtemelen bunun gibi nice mimari eserler, binalar, eski evler, konaklar yakılıp yıkılarak yerlerine apartmanlar dikilmiştir. Nitekim çorum'un gelişen semtlerinde her yerde görülebilecek nitelikte apartmanlar yükselmektedir. TOKİ'nin standart projelerini burada da görüyoruz. Oysaki TOKİ veya başka kuruluşlar çorum yahut başka yerlerde yerel motifleri yansıtan yerel değerlerden hareketle bir mimari formu geliştirmeliydiler. Modernliği yansıtan apartman veya benzeri yapılar, yerel birikimler ve formlar üzerine geliştirilmeli, modernlik yerellik üzerine yükselmeliydi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi