Şu sıralar Fransa ne yapıyor?

Türkiye’ye olan nefretini en üst seviyede ifade etmek için Ermeni soykırımı iddialarını kanun gücü ile vatandaşlarına dayatacağı bir tasarıyı meclisinin gündemine alıyor. Tasarı geçerse, Fransa’da “Ermeni soykırımı yok!” demek suç olacak!

Bu tamamen siyasî bir tavır. Türkiye’nin parlayan yıldızı Fransa’yı, daha doğrusu onun artist başkanı Sarkozy’yi tedirgin ediyor. (Bu arada halkın Sarkozy yerine “Sarıöküz” demeyi tercih ettiğini hatırlatmış olalım!)

Bizim lisanımızla “Sarıöküz” önce Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesini engellemeyi iş edindi. Ardından Arap Baharı furyasında kendini göstermek istediği yerlerde Türkiye’nin ve Tayyip Erdoğan’ın prestiji karşısında mağlub olunca, malûm bayat yemeği ısıtıp meclisine gönderdi...

Şu sıralar Fransa bir taraftan bunu yaparken, Türkiye kamuoyuna da cumhuriyetle yaşıt bir vatandaşı üzerinden mesaj veriyor.

Hani ne der komünikasyon (Türkçesi iletişim) uleması? “Araç mesajın ta kendisidir!”

Buradaki araç Fransa ve batı için kullanışlılığı kaç kereler sınanmış bir isim Yaşar Kemal... (Bir tek Nobel’i veremediler, hâlâ sebebini anlayamadım.)

Fransa 90’lık yazar Yaşar Kemal’e büyük nişanını veriyor. Haber şöyle: “Yazar Yaşar Kemal’e Fransa’nın en üst düzey ödülü olan Legion d’Honneur nişanı verildi. Galatasaray’daki Fransız Sarayı’nda düzenlenen törende nişan Şansölye Jean-Louis Georgelin tarafından sundu.”

Bu yaşta bu nişanın Yaşar Kemal’e katacağı hiç bir şey yok. Üstelik, daha önce verilen bir nişanın derecesi yükseltilmiş. “Legion d’Honneur” Yaşar Kemal’e yıllarca önce verilmiş. 1983 yılında Legion d’Honneur nişanının komutan derecesi verilen Yaşar Kemal, bu defa nişanın bir üst seviyesi olan ve çok az sayıda kişiye verilen Grand Officier (Büyük Subay) derecesiyle onurlandırılmış!

Anlayacağınız, Fransa Türkiye’den işine yarar yeni ve genç bir isimi bulamamış, eski “komutan”ı Yaşar Kemal’i terfi ettirmiş ve cepheye sürmüş!

Bu arada, Türkçe “lejyondonör” olarak okunan nişanın ismindeki “onör”ün Türkçeye nasıl “onur” diye aparıldığını da dikkatten kaçırmayalım.

Yani Fransa, Türk yazarı Yaşar Kemal’e şeref madalyası veriyor!

Bir yanlış anlaşılmaya da yol açmayalım, Yaşar Kemal eskiden “Türk yazarı” idi. Malûm bütün eserleri Türkçedir, Türkçesi de fena değildir. Ama son zamanlarda kendini “Kürt” yazarı sayıyormuş!

Fransa, kalınlığı söz götürmez bir “ince siyaset” takip ediyor anlayacağınız. Böylece, Fransız meclisine gönderilen tasarı ile Yaşar Kemal’e verilen nişanın bizim açımızdan aynı mahiyette olduğu kolaylıkla anlaşılabiliyor.

Peki, Homerosoğlu Kemal ne yapıyor?

Kemali afiyetle nişanı alıyor ve şükranlarını sunuyor!

Onu Fransa’nın Türkiye’ye husumeti ilgilendirmiyor. Bu husumetin halkımızı rahatsız etmesi de işi değil. Konuşmasında bayat insanlık, özgürlük vs. laflarını tekrarlıyor.

Şunu yapabilse idi, Yaşar Kemal bugüne kadar halkımızdan alamadığı büyük ödülü veya en büyük nişanı kapardı: “Ey Fransa yetkilileri, bu nişanı vererek beni vatandaşlarım nezdinde zor duruma düşürüyorsunuz. Beni onurlandırmak Türkiye’yi onursuzlaştırmak anlamına geliyor ve bu şekilde anlaşılmaya yol açan nişanınızı reddediyorum!”

Yaşar Kemal için bazıları “büyük yazar” diyorlar.

Bunu yapabilecek, sömürgeci ülkeye rest çekecek kadar büyük mü?

Cevabını siz verin!