CHP kongrelere gidiyor.
İç içe kongreler yaşanacağı sanki kesin.
Liderliği kaptıran muhalifler, uzun çabalardan sonra nihayet kâfi oyu bularak kongre kararı alabildiler. Fakat Kılıçdaroğlu ekibi onlara fırsat vermemek için atağa geçti. Şimdi sahne sanatçılarıyla şölen havasında bir kongre yapma hazırlığındalar. Parti içi muhalefet bir bakıma başsız. Kim lider tartışılır. Asıl muhalif, belki muhaliften de öte hasım isim parti dışında.
Bunlar yaşanırken, ana muhalefet partisine SONAR anket firmasından kötü haber geldi. CHP oyları yüzde 19’lara gerilemiş. Bir kısım oylar MHP’ye gitmişe benziyor. Buna mukabil AK Parti, yüzde 53’ü geçmiş vaziyette. Hani meşhur kaidedir. İktidar, yıpratır. Bu sebeple muhalefet kazanırken iktidar geriler. Bizde aksi olmakta. Üstelik üç dönemdir iktidarda olan bir parti tırmanıştayken ana muhalefet düşüşte.
Yaşanan paradoksun sebepleri araştırılmalı, tahlil ve tesbit etmeli, bir başka ifadeyle CHP kendi mazisiyle, tarihiyle daha net bir ifadeyle Tek Parti diktatoryal şeflik dönemiyle yüzleşerek kamuoyu ile paylaşmalıdır. Bunu yapıp günahlarının tövbesini dile getirmedikçe bu CHP hep aynı Tek Parti diye değerlendirilecektir. O zaman ‘Yeni CHP’ sözleri lehim gibi durmakta. Bu lehimi Bülent Ecevit yaptı olmadı. İlk günlerde Kemal Kılıçdaroğlu denedi yine olmadı. Lütfen hatırlayınız, beyaz CHP’liler ne demişlerdi? ‘Yeni CHP’ni de al git!’
Gerçek kişiler, geçmişlerini hesaba çektiği gibi tüzel kişiler de bunu yapabilmeli. Geçenlerde sayın Kemal Kılıçdaroğlu bir konuşmasında ‘Atatürk’ü koruma kanununa lüzum yoktur’ dedi. Evet, doğru ve yüzde yüz haklı. Kimseyi koruma kanununa lüzum yok. Fakat dediğinin devamını getiremedi. Bilmiyoruz bir yerlerden asık surat mı gördü ne olduysa orada kaldı. Bu ve benzer, geçmişlerine dair ne hata gibi varsa onları ikrar edip milletten özür dilemeliler. Gerçi denecektir ki o kanunu DP çıkarttı. Hayır DP’nin CHP ruhu taşıyanları çıkarttı, CHP de tabulaştırdı. Kaldı ki mesele bir kanundan ibaret değil.
Ana muhalefet partisi güçlü olan memleketlerde demokrasi de güçlü olur. Faşizmin toksinleri temizlenerek çağdaş veya demokratik cumhuriyete geçilirken CHP buna hangi katkıyı vermektedir?
-Mecliste kürsü işgali.
-Dindar gençlik yetişmesine karşı çıkmak.
-Yerli yersiz yüksek mahkemeye koşmak.
-Tabuların devamında ısrar.
-Ve son olarak da Türk Edebiyatının dünya çapındaki şair, hatip ve mütefekkiri Necip Fazıl’a acemi bir sözcü ağzıyla kekeme saldırı.