13 yıldır yaşadığımız Fenerbahçe-Galatasaray karşılaşmaları gibi başladı dün geceki derbi. Ta 1999’dan beri kazamıyordu Galatasaray, Kadıköy’de... Neden? Hep rakibinden iyi oynuyor, ama Fenerbahçe ilk atakta, ilk şutta golü buluyor, sonuçta da işi bitiriyordu.

Yine öyle oldu... Fenerbahçe, 9 puan geride olmanın getirdiği hırsla başladı maça ama pozisyon üretemiyordu. Sonra, kaleye vurdukları ilk şutta golü buldu! Sonra... Bu kez Alex çıktı sahneye...

Fenerbahçe’nin kaleye ikinci şutuydu. O da kaleyi buldu, 90’dan gol oldu.

İlk 15 dakikada 2-0 geriye düşen Galatasaray’ın dağılacağını konuşuyordu Fenerliler... Ama bu kez, daha önceki hatalarından çok dersler çıkarmış bir Fatih Terim ve takım gibi bir Galatasaray vardı karşılarında. Aslan’ın pençesinden zor kurtuldu Kanarya...

İlginçtir, Galatasaray bu yıl oynadığı bütün maçların ilk devrelerini ya zar zor berabere bitiriyor ya da kalesinde çok pozisyon görüyor. Devre arasında Fatih Terim ne yapıyorsa yapıyor, ikinci yarıda bambaşka bir takım çıkıyor sahaya.

Dün akşam da Saracoğlu’nda aynı filmi izledik. Fener 2-0 öne geçti; daha Galatasaray neyin olup bittiğini anlamadan. Sarı-Kırmızılılar’ın maça konsantre olmadıkları, hatta ısınmadıkları bile yedikleri bu iki golden belliydi. Ama sonra her şey değişti. Galatasaray, Fenerbahçe’den çok daha iyi bir takım olduğunu kanıtladı. Özellikle ikinci yarıda farkı bile bulabilirdi. Hakan Balta ile kazandıkları beraberlikten sonra Fener’in üstüne iyice gittiler. Son dakikada Baros’un üst direkte patlayan topu G.Saray için şanssızlık, Fener için şanstı.

İki takım arasında yapılan iki maçta toplam 6 puanın 4’ünü Galatasaray aldı. Ve çok bir şanssızlık olmazsa, play-off öncesi ligi açık puan farkıyla birinci bitirecek. Eğer Futbol Federasyonu’nun verdiği ucube play-off kararı olmasaydı, G.Saray şimdi Saracoğlu’nda şampiyonluk turu atıyordu. Ama futbolu bir türlü bunalımdan çıkaramayan Futbol Federasyonu’nun eski yönetimi, yayıncı kuruluşun da baskısına dayanamayıp play-off diye bir saçmalık çıkardı. Bize de Galatasaray’ın şampiyonluğunu bir ay sonra izlemek kaldı.