Kemal Belgin

Kemal Belgin

Hasan Doğan

Hasan Doğan

Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan’ı, 52 gibi çok bir yaşta kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyoruz… Kendisine Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum…

Böyle vakalarda genelde yukarıda kullandığım cümleleri yazılarımızın sonuna koyarız. Ben bu defa tersini yaptım… çünkü Hasan Doğan için görevi itibariyle çok uzun uzun yazacak bir durum yoktu. Yüz günden biraz fazlaca kaldı görevinin başında… Tabii çalıştı, didindi, özellikle de kademeler arasında konsensüs kurmaya gayret etti. Kendisi ile Bıçakçı dönemindeki görevi süresinde, Ali Yüksel ve bizim Fatih ile ofisine gitmiştik. Kendisi davet etmişti. Saat 11. 30 sularında girdik, saat 16.00’yı geçiyordu çıktığımızda… Yani nohut-pilav yememizin dışında neredeyse dört saat konuştuk. Neleri mi? Tabii futbolu… O uzun görüşmemiz bu sayfanın sütunlarında yayımlandı. Ben ise vedalaşırken kendisine şöyle demiştim: “Hasan kardeşim, sen bu işi bırak… Bu zor iştir. Sen içinde fırtına koparıyorsun, dışarıya hep gülüyorsun… Bu seni yer… Bu futbol işinin üst kademesinde sağlığınla oynarsın…” Sanki bugünü bilmiş gibi değil mi? Ne demişti, Avrupa Futbol Şampiyonası sırasında, “Kalbi olanları test ettik. Bu maçlarda kalp krizi geçirmeyenler, artık geçirmezler…” Demek ki kardeşimin kalbi testten geçiyormuş da haberimiz de, haberi de yokmuş. Hasan Doğan, Milli Takım’ın şampiyonaya hazırlanışında, Ana Statü’nün genel kurula getirilmesinde yoğun çalıştı. Ama asıl görev notumuzu bir ligi başından sonuna kadar yaşadıktan sonra verecektik…

Ben kendim adına söylüyorum…

Deivid olayı

Fenerbahçe’nin beklenmedik şekilde başına ciddi bir kaza geldi. Yok yok takıma veya kulübe değil… Sadece Deivid’e… Avusturya’daki idmanda ayak bileği kırılan oyuncunun en az altı ay oynaması mümkün olmayacaktır. Aragones olaya tabii üzülmüştür ama mutlaka alternatiflerini de arayacaktır. Şimdi Fenerbahçe’nin bu oyuncunun lisansını dondurmak için girişimi olacaktır. Bakalım federasyon buna ne diyecektir… Bekleyelim görelim…

Aurelio olayı

Aurelio’yu sahiden Türk futbolcusu olarak gören ve Fenerbahçe’nin uzatma hakkının olduğunu açıklamak federasyon adına büyük bir falsodur. Hiç öyle şey olur mu? Aurelio şeklen yerli oyuncu statüsündedir. Ama mesele tamamen FIFA’lıktır… Ve Aurelio gerçekten de gittiyse yapacak bir şey yoktur…

Kewill olayı

Galatasaray, bir zamanlar İngiliz liginde fırtına gibi esen Avustralyalı oyuncuyu aldı. Ancak ne var ki, bedelsiz ve ucuza gelen Kewill tam bir huylantı transfer gerçekleşmesine neden olmuştur. Ayağında gut olduğu söylenir, yazılır… Doğruysa sahaya çıkarken tutar bu meret hastalık… Şayet böyle bir durum söz konusu ise Galatasaray’da bu transferi yapanların sorgulanması gerekir…

Kaptanların kavgası

İki kaptan otelde ve idmanda kıyasıya yumruklaşıyorlar… Eeee nerede menacer? Hadi ilk kavgaya yetişemedin, sonrakinde neredesin? Acaba muhtemel yedeklikleri sıkıntı oluşturabilecek bu iki oyuncuyu göz mü yumuldu dersiniz? Beşiktaş bu, belli mi olur?




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi