Rahim Er

Rahim Er

Çamlıca Camiî

Çamlıca Camiî

Çamlıca, bir dönem İstanbul'un sembollerinden iken sonrasında şanssızlıklar yaşadı. Sarhoşlardan temizlenmesi Tayyip Erdoğan'ın başkanlığı dönemindedir. Belediye, buraya ve Emirgân gibi korulara lokantalar açtı. Fakat halkın inançlarıyla çatışma içindeki birtakım istakozcu eksik aydınlar, bu lokantalara ateş püskürdüler. İçki verilmemesi hazmedilemiyordu.
Çamlıca, bugün mekân olarak kurtulmuş olsa da görüntü olarak yıllar yılıdır TV antenlerinin dehşet verici kirliliğine maruzdur. Bu yakışıksız manzara ciddi bir İstanbul problemi. Hükümetin, İBB'nin neden çare bulmadığına bir türlü izah getiremiyorduk. O şiirlere, şarkılara konu olmuş güzelim tepe, bir demir direk kirliliğine bürünmüş, İstanbul ufku bozulmuştu.
Bu vaziyetten Başbakan da rahatsız olmalı ki birkaç ay evvel Çamlıca'ya cami yapılacağını açıkladı. O açıklama, malum çevrelerde bir rahatsızlık kıpırdanmasına sebep olduysa da kültür bakanı Ertuğrul Günay'ın aksine beyanı ile rahatladılar. Fakat Başbakan Erdoğan geçen hafta Kahramanmaraş'ta Sultan Abdülhamid Camiî'ni görünce beğendiğini söyleyerek, mimarının Çamlıca Camiî'ni de inşa etmesi talimatını vermiş.
O mimarın adı Hacı Mehmet Güner. Kahramanmaraş Belediyesinde çalışıyormuş. Çamlıca Camiî'ni yapmakla vazifelendirilerek İstanbul'a nakli yapılmış. Şimdi bazı aydınların nevri dönmüşe benziyor. Bir muhabir, adı geçen mimarla mülakat yapmış. O mülakat ile alay edilmekte. Mimar medyatik linç yaşayacağa benziyor.
Mehmet Güner'in şöyle dediği iddia edilmekte:
-Çamlıca Camiî'nin kubbesi de minaresi de Mescidi Nebi ve Süleymaniye gibi mabedlerden yüksek yapılacak, minareleri altı, belki de daha fazla olacak, projeyi üç ayda toplamaya çalışıyoruz.
Deniyor ki: "O camileri kıymetli yapan, minare sayısı, kubbe yüksekliği vs. değildir. Onları kıymetli yapan mimari hususiyetleridir."
Bu sözler aynen doğrudur. Ama Çamlıca'da camiye ne gerek var? itirazı yanlıştır. Hadise tek başına cami ihtiyacı değil. Vaktiyle ve bugün Boğaz'a köprü, Taksim'e cami yapılmasına karşı çıkanlar, içkisiz lokanta işletilmesine köpürenler şimdi de İstanbul'a bir kere daha mülkiyet mührümüzü vuracak bir eserin inşasına şiddetle muhalefet etmeye başladılar. Mimarlar Odası, mahkemeye gideceğini söylüyor. Mimarlar Odası, o demir direklerin kaldırılması için neden mahkemeye gitmedi?
Bu muhalefet, Mehmet Güner ve onun arkasındaki iradenin sorumluluğunu çoğaltmakta. Çamlıca'ya tarihten kopya betonarme bir cami dikilmemeli. Keza modernlik adına bir ucube de yapılmamalı. Yapılması gereken klasik mimarimizi olanca estetiği içinde devam ettiren bir külliyedir.
Bu da öyle üç ayda, on beş ayda olmaz.
Bir süre evvel Özbekistan'da İmamı Maturidi Hazretlerinin türbesini ziyaret ettik. Muhteşem olmuş. Bir yeni eser olduğu halde bakınca beş asırlık zannedilebilir. O mimari damar, SSCB'ye rağmen Türkistan'da aynen yaşamış. Bu üslub devamlılığı, bizde Cumhuriyet döneminde yaşamadı, aksine her alanda gelenekle bağlar koparıldı. Çamlıca Camiî, klasik mimarimizin dirilmesine başlangıç olmalıdır.

> Şiirlere, şarkılara konu olmuş güzelim tepe, bir demir direk kirliliğine bürünmüş, İstanbul ufku bozulmuştu. Çamlıca’ya tarihten kopya betonarme bir cami dikilmemeli. Keza modernlik adına bir ucube de yapılmamalı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi