D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Hicranzede şairin hicreti

Hicranzede şairin hicreti

İstiklâl Marşımızın şairi Mehmed Âkif’in, hiç şüphesiz belli başlı kahramanlarından olduğu Millî Mücadele’nin kazanılmasından sonra doğup büyüdüğü ve çok sevdiği memleketinden ayrılarak Mısır’a gitmesini 2013’de daha fazla konuşacağız. 2013 Cumhuriyetin ilanının 90. Yılı…

Böyle yuvarlak yıldönümlerinde görkemli kutlamalar beklenir!
Cumhuriyet 1923 yılı ekim ayında ilân edilmiş, Mehmet Âkif de aynı ayda Mısır’a gitmişti…
Mehmed Âkif 1923 Ekiminde Abbas Halim Paşa’nın daveti üzerine Mısır’a gidiyor. 1924 baharında dönüyor. 1924 sonunda yine gidiyor, 1925’in baharında tekrar dönüyor. 1925 Ekiminde ise dönmemek üzere gidiyor…

Koca şair, en olgun ve verimli zamanında ülkesinde yaşama şartları kalmadığı için hicreti tercih ediyor. Bir süre sonra eşini ve çocuklarını da yanına alıyor.
Türkiye’de hayatı zorlaşmış, hatta imkânsızlaşmıştır... İşi gücü yoktur, olma ihtimali de yoktur! Dergisi Sebilürreşad kapatılmış, Eşref Edip İstiklâl Mahkemesi’ne sevk edilmiştir. Derginin bir daha yayınlanması mümkün olmayacaktır…Ve “İstiklâl şairi” istiklâlini kazanmış ülkede polis takibatı altındadır…

Ömrü inancı, ülkesi ve milleti için mücadele ile geçen Mehmed Âkif, yine inancı, ülkesi ve milleti için memleketinden hicret eder.

Yabancı bir yere gitmemektedir aslında. Abbas Halim Paşa, İstanbul’dan dostudur. Dostun dâvetine ittiba ederek kardeş bir ülkeye gitmektedir. Yüzyıldır memleketten ayrılanların ikinci adresleri Avrupa ülkeleri olmuştur. Avrupa’ya gidenlerin niyeti hicret değildir, onlar firaridir.
Mehmed Âkif’i Mısır’da zor yıllar beklemektedir…
1908’den beri adeta hızlandırılmış bir hayat yaşayan, ülkesinin başından geçen olayları içinde yaşayarak yazan şair oyun dışı kalmıştır. Ona “kumda oynama”sı tavsiye edilmektedir!
1908’den 1924’e kadar on altı yılda altı şiir kitabı yayınlayan şair, ömrünün geri kalanında tek kitapla yetinecektir…

Mehmet Âkif’in Mısır’da yayınladığı şiir kitabının adı Gölgeler…Şairin Mısıra gitmeden önce yazdığı, fakat kitaplarına girmemiş bazı şiirlerle, Mısır’da yazdığı şiirler bu kitapta bir araya getirilmiştir.
“Gölgeler” Kahire’de Matbuatü’ş-şebab’da 1933’te basılmıştır. Matbuatü’ş- şebab, yani “gençlik matbaası”... Mehmet Âkif kitabın basılma macerasını, “Matbuatü’ş-şebap beni ihtiyarlattı” diye anlatırmış!

Hicretteki şairin kitabının başına aldığı şiir “Hüsran”dır:
Ben böyle bakıp durmayacaktım, dili bağlı,
İslâm’ı uyandırmak için haykıracaktım.
Gerçekçi bir şair olan Âkif, şiirlerini halkının günlük hayatından veya tarihe akan olaylardan çıkarmaktadır. Şiirin içe yönelmesi demek, insandan, toplumdan uzaklaşması, sanat için yapılır olması demektir. Bu şairin anlayışına terstir. Fakat, onun Mısır’da içe yönelmekten başka çaresi kalmamıştır. 1925’te yazılan Gece, Hicran ve Secde şiirleri bunun en bariz örnekleridir. Nitekim bu şiirleri gören Hasan Basri Çantay “üstad vadiyi değiştirmişsiniz” der. Şairin cevabı müthiştir: “Benim asıl vadim bu idi, fakat milletim, memleketim bu halde iken başka türlü yapamazdım. Gül devrinde yaşasaydım, bülbül olurdum.”
Türk edebiyatının şaheserleri arasında yer alan bazı şiirlerin Mısır’da yazılmış olması ilgi çekici değil mi?

Mısır esasında, türkçeye yabancı bir ülke değil. Osmanlı öncesi Memluk devletinde saray ve asker- sivil yönetici sınıfın dili türkçe idi. Osmanlılar arapçayla türkçeyi birlikte dolaşımda tuttular. 19. Yüzyılda ilk türkçe gazete, Vekayi-i Mısriye’dir. 2. Mahmud Takvim-i Vekayi’si bu türkçe arapça gazeteden daha sonra yayınlamıştır.
1822’de Kahire’de meşhur Bulak Matbaası kurulmuştur ki, bu matbaa kitaplarının kâğıt, baskı, cilt yönünden kalitesi ile tanınır, bastığı kitaplarının çoğu türkçedir. Bir hayli Arapça eser de basılan matbaada, az miktarda farsça ve diğer dillerden eserler de basılmıştır.
Mehmed Âkif, Mısır’da milletle bütünleşmekten, halkla bir olmaktan öteye geçer. Gece şiirinde,
Karanlıklar, ışıklar, gölgeler sussun ki, Allah’ım,
Bütün dünyâyı inletsin benim secdem, benim âhım diyen şair, Secde’de Allah’a niyazını şöyle dile getirir:

Bırak, “hilkat”le olsun varlığım yek pâre bir secde!
“Tasavvuf”la ilgili görüşleri bilinen şair, tam tasavvuf deryasına dalmıştır; şiirinde adeta vahdet-i vücut esmektedir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi