Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Bir âdemin hikâyesi

Bir âdemin hikâyesi

Çocuktun,

Masum ve sevecendin. Uçurtmaların, elma şekerin ve arkadaşların vardı.

Ve onların hep yanında olacağını sanırdın.

Büyüsem de arkadaşlarım ve oyuncaklarım olur diye düşünürdün. Ama olmadı. Çünkü sahip olduğun hiçbir şey senin parçan değildi o yüzden senden ayrı ve senden bağımsız olan her şeyin yavaş yavaş uzaklaştığını gördün.

Büyüdün, geliştin, yaşamın en güzel çağında yeni arkadaşlar, yeni bir iş ve dostlar edindin. Para kazandın ve kısa sürede insanların nazarında bir yer edindin, toplumun ön saflarında yer almaya başladın. Artık her şeye sahip olabilirim, hayatımda yalnızlığa yer yok dedin. Övgü dolu sözler ile baş tacı edildin, insanlar senden bahsettiler. Artık herkesin kardeşiydin, adın dilden dile dolaşıyordu. Sandın ki koca bir toplum senin yanında. Seninle kol kola. Seni gerçekten sevdiklerine inandın, bir sinerji oluştu aranızda, sevilen biri olmak ne kadar güzel dedin. Ama sevildiğin ne kadar doğruydu?

Hiç anlamadın değil mi? Bu insanların aslında kendilerini sevdiklerini ve sana gösterdikleri ilgi ve övgülerinin kendilerine olan sevgilerinin bir göstergesi olduğunu hiç fark etmedin!

Onların “Yalnız değilsin, yanındayız. Seviyoruz gibi sözlerinin büyüsüne kapılarak kendini dünyanın merkezinde sandın. Sanki güneş senin için doğuyordu, yağmur senin için yağıyor, çiçekler senin için açıyordu.

Ama akşam geç vakit odana çekildiğinde yalnızlığı bütün hücrelerinde hissediyor ve işte o zaman bu dünyada garip bir yolcu olduğunu anlıyordun. Etrafındaki insanlar, tezahüratlar, övgü dolu sözler, güven telkin eden ifadeler yoktu burada. Ve böyle zamanlarda doğduğunda bu dünyaya nasıl tek başına gelmişsen tek başına da gideceğini anlıyor, duaya sarılıyordun.

Kendinle baş başa kaldığında içinde ne varsa sarsılıyor değil mi? Sanki bir iç depremin enkazında kalıyorsun. Yalnızlığını hissediyorsun. Başın dönüyor, kaçmak istiyorsun düşüncelerinden. Ağlamak, bağırmak ve bir bahar rüzgârının sırtında bulunduğun yeri terk etmek istiyorsun.

Boşluğa öylece bakıyor: Neyim ben? Kimim? Nereden geldim? Nereye gidiyorum? Aslında yalnızlığının gölgesinde bir umuda, bir anlama ne kadar çok ihtiyacın olduğunun farkına varıyorsun. Kendinle baş başa kaldığın anlarda, gerçeğin acı, umudun heyecan veren yanını harman ediyor hayatın anlamını yudumluyorsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Fatma Tuncer Arşivi