M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Nasihat

Nasihat

1. Beş vakit namaz kılmayan bir Müslümana ne yapılır? O Müslümanın sevdiği, saydığı, dinlediği bir büyüğü veya kardeşi ona nasihat eder, “Benim muhterem ve sevgili kardeşim namaz kıl” der. O kılar veya kılmaz ama bu nasihat kendisine mutlaka yapılmalıdır. Nasihatin de tabii incelikleri vardır. Herkes hod be hod yapamaz.

2. İsraf eden bir Müslümana ne yapılır? Sevgili kardeşim israf haramdır bu haramı işleme, kanaatli ve iktisatlı ol denir.

3. Hiç lüzumu ve ihtiyacı olmadığı halde üç yüz bin liralık lüks bir otomobil alan Müslümana ne denir? Bu bir israftır, bu otomobili sat, sana yetecek yüz bin liralık yine güzel bir otomobil al, bu senin için daha hayırlı olur denir.

4. Futbol kulübü tutar gibi holiganlık, militanlık, fanatizm (=bağnazlık, taassup) yapan bir Müslümana ne denir? Öncelikle ümmet şuuruna sahip olmak gerektiği anlatılır. Cemaat holiganlığı iyi bir şey olmadığı, Müslümanları “bizim cemaatten olanlar ile bizim cemaatten olmayanlar” diye iki kısma ayırmanın çok yanlış ve yıkıcı bir ayrım olduğu söylenir.

5. Kadıncağız başını örtüyor ama saçlarını yukarıda topuz gibi topluyor, o da yetişmiyor fazladan bir yün yumağı veya topağı daha ekliyor, başı deve hörgücüne benziyor. Bu hatuncağıza ne denir? Resulullah Efendimiz (Salât ve selam olsun ona) saçlarını deve hörgücü gibi yapan kadınlar hakkında ağır konuşmuş, onlar Cennet’in kokusunu alamayacak demiştir, aman böyle yapma, yaparsan senin için iyi olmaz denir.

6. Bir Müslüman devamlı olarak iyi, lüks, pahalı, ağır yemekleri gerekenden fazla yani doyduktan sonra yiyip duruyor. Bu yüzden de semiriyor. Buna ne denir? Kardeşim doyduktan sonra yemek haramdır. Arada bir misafirlikte, Ramazan’da iftarda biraz ölçüyü kaçırabilirsin ama her gün böyle tıkınmak Müslümana yakışmaz. Müslüman yemek için yaşamaz, yaşamak için yer. Devamlı olarak ve bol miktarda lüks ve ağır yemek yiyenler ileride vahim hastalıklara duçar olurlar, mesela gut hastalığına yakalanabilirler. Benim canım kardeşim az ye denir.

7. Farz namazlarını hep münferiden (=tek başına) kılan musalli bir Müslümana ne denir? Allah kabul etsin… Dinimiz ve Şeriatimiz, hür ve mukim erkeklerin farz namazları cemaatle kılmalarını emrediyor. Târik-i cemaat olma… Hiç olmazsa arada bir cami cemaatine katıl, camiye gidemezsen birkaç Müslüman cemaat olup öyle kılın denir.

8. Bin yıllık milli ve İslamî yazımızla okuma ve yazma bilmeyen Müslümana ne denir? Muhterem kardeşim, tezelden, an kaybetmeden bin yıllık Osmanlıca Türkçesi’ni okumayı ve yazmayı öğren. Senin gibi bir Müslümanın bunu bilmemesi büyük noksanlık ve ayıptır. Nihayet senin lisanındır, kısa zamanda öğrenirsin, öğrendikten sonra da ilerletmeye çalışırsın denir.

9. İlmihalini bilmeyen bir Müslümana nedir? İlmihal bilgilerini öğrenmek, erkek kadın her Müslümana farzdır. Muteber, ehl-i Sünnet kitaplarından ve hocalarından sana yetecek miktarda ilmihalini öğren, cahil kalma denir.

10. Kardeşiniz Müslüman ama marka fetişizmine batmış. Markalı giysiler, ayakkabılar, eşyalar almak için israf yapıyor, beyinsizlik sergiliyor. Markalı lüks giysileriyle övünüyor, hatta prestij için lüks restoranlara gidiyor. Böyle bir Müslümana ne yapılır? Nasihat etmeye ehliyeti ve icazeti olan kimse onu uyarır, aziz kardeşim markacı olma, yüz elli liraya alacağın cekete bin beş yüz lira verme, lüks restoranlarda tıkınmak için avuçla para ödeme. Şayet bu nasihati dinlemezsen ceket ve paltonun içindeki markayı söktür yakana diktir bari denir.

Bendeniz gerçek şahıslara isim vererek nasihat edemem. Böyle bir şey beni aşar. Yukarıdaki yazım anonim bir yazıdır. Ortayadır… Ehliyet, liyakat ve icazeti olmayanlar, samimi olmadıkları kimselere nasihat ederlerse üzücü reaksiyonlar, tepkiler alabilirler.

İslam dini zaten nasihattir… Kur’an insanlığı nasihat etmektedir. Resulullah Efendimiz (Salât ve selam olsun ona) hem insanlığa, hem ümmetine nasihat etmektedir. Hadis-i şerifte “Din nasihattir” buyurulmaktadır.

Müslüman bir toplumda nasihat ortadan kalkarsa o toplum dejenere olur ve bozulur.

Keşke Müslüman gazeteler, dergiler, televizyonlar halka her konuda devamlı olarak nasihat etseler. Kısa kısa… Etkili=tesirli şekilde

Yazık ki toplumumuz büyük ölçüde nasihatsiz kalmıştır.

(İkinci yazı)

Tevhid-i Tedrisat Kanunu Kaldırılmalıdır

Tevhid-i Tedrisat Kanunu faşist bir kanundur. Bu kanun Müslüman çoğunluğun temel hak ve hürriyetlerini çiğnemektedir. Bu kanun İslam’a karşı çıkartılmıştır. Türkiye Ortadoğu’nun Japonya’sı olamadıysa böyle adaletsiz ve ideolojik kanunlar ve baskılar yüzündendir. Türkiye’deki Kemalist eğitim sistemi iflas etmiştir. 1928’den önce yazılmış ve yayınlanmış romanları ve hikâye kitaplarını okutamayan bir eğitime müflis (=iflas etmiş) sıfatından başkası yakışmaz. Laik Fransa’da olduğu gibi (orada Katolik okulları var) ülkemizde de genel eğitim veren İslam okulları açılmalıdır. Tevhid-i Tedrisat Kanunu millî kimliğimize, millî kültürümüze, kendi medeniyetimize aykırıdır. Açılacak özel İslam mekteplerini devlet elbette denetleyecektir ama resmî ideolojinin ve vesayet sisteminin ilkelerine göre değil; insan haklarının, âdil hukukun, millî kimliğin, millî menfaatlerin, bilgeliğin ışığında denetleyecektir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile Türkiye’de, İngiltere’deki Eton Koleji ayarında mükemmel liseler açmak ve vasıflı bir gençlik yetiştirmek mümkün değildir. Çocuklarımızın, gençliğimizin doğru inançlı, geniş kültürlü, ahlaklı, karakterli, faziletli, sanat ve estetik boyutuna sahip olması için genel kültür, yazılı lisan ve edebiyat, tarih, felsefe (Psikoloji, mantık, ahlak, metafizik, estetik), beşerî ve iktisadî coğrafya, sanat kültürü ve tarihi doğru dürüst ve sağlam şekilde öğretilmelidir. Bir aldatmaca olan test sınavlarına son verilmeli, kompozisyon sınavları yapılmalıdır. Tevhid-i Tedrisat eğitimi genç nesilleri Türkçe bakımından cahil bırakmıştır. Bugünkü mecburî din dersleri bir aldatmacadan ve göz boyamadan ibarettir. Gençliğe yeterli ahlak ve karakter terbiyesi verilememektedir. En büyük klasik şairimiz olan Fuzulînin Divanını orijinal metninden yanlışsız okuyabilen ve şerh edebilen bir tek liseli bile yetişmemektedir… Bu köstekleyici, ideolojik, baskıcı, temel insan haklarına aykırı faşist kanunun kaldırılması için TBMM’ne kanun teklifi veren Diyarbakır milletvekili Altan Tan beyi tebrik ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi