Çatlayan ar damarı

Çatlayan ar damarı

Güneş üç yüz altmış beş gün doğar, kimse yüzüne bakmaz ama yarım saatliğine güneş tutulması olsa herkes kafasını ona çevirir ve hayretle bakar.

Kırk yıl beraber olduğu eşinin yirmi dört saat içinde her halinin güzelliğini görmez ama en küçük hatasını gözünün önünden hiç gidermez.

Yeryüzünde çiçekler dikenlerden fazladır. Ama bir tek diken elimize ayağımıza batsa onun acısını unutamayız.

Denizlerde hamsi sayısı köpek balığı sayısından fazla ama derin yerlerde köpek balığı endişesi taşırız.

Tabiatta temiz hava, pis havadan fazladır. Ama biz pis havanın farkına varırız. Temiz havayı görmezlikten geliriz.

Serçeler, akbabalardan fazladır. Faydalı yiyecekler, zehirli maddelerden, iyi insanlar zarar veren insanlardan fazladır. Ama iyi insanları tanımaz veya tanıtmayız.

Televizyonların birinci haberi, gazetelerin manşeti, mafya, çete, fuhuş ticareti, organ ticareti yapanlar, köşe dönenler ve bunların gerisinde siyasiler, sanatçılar, hukukçular ve güvenlik güçlerinden bir kısım insanların işbirliği halinde çalıştıkları üzerinedir...

İnsan bunları görüp, dinleyip, okuyunca karamsarlığa düşüyor. İçini korkunun karabulutları kaplıyor. Ama Allah’ın kitabı Kur’an’ı açınca korku ve ümitsizliğin yerini, ümit, azim ve gayret alıyor.

Rabbimiz, Meryem suresinde iyi insanların ardından kötülükler yapan bir nesil geldiğinde onların da yaptıklarına pişman olmaları gerektiğini, pişman olurlarsa afvedileceklerini bildirirken: “Onlardan sonra yerlerine öyle kötü bir nesil geldi ki, onlar namazı terk ettiler, nefsin isteklerine uydular. Onlar yakında (cehaletten kaynaklanan cehennemin) gayyasına uğrayacaklar.

Ancak tevbe edip imana gelen ve salih amel işleyenler müstesna. Onlar cennete girecekler ve hiçbir şekilde haksızlık yapılmayacak. (Meryem suresi ayet 59-60)

Bu ayetin tefsirinde İbn-i Kesir, “et-taibü minezzenbi ke men lâ zenbe leh” yani “Günahına pişman olan kişi günah işlememiş gibidir” hadisini nakleder.

Suyuti, bu hadisi Bakara suresinin 253’ncü ayetinin tefsirinde nakleder.

Günümüzde herhangi bir sebeple adam öldürenler “Ben öldürmedim.” diyor. Fuhuş, uyuşturucu ticareti yapanlar en ünlü avukatlarla çalışarak kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar.

Sapık ilişki içinde olanlar bu işi gizli yapmaya çalışıyorlar.

Bütün bunlar gösteriyor ki bu kötü işleri yapanların ar damarları çatlamış ama tamamen yok olmamış.

çatlamış binalar tamir edildiği gibi, yırtılan elbise dikildiği gibi patlayan apandisit ameliyat edildiği gibi çatlayan ar damarları da pişmanlık iğnesiyle yeniden dikilebilir.

Onun için ilk başta gerekli olan şey İbrahim Aleyhisselâmın sahip olduğu yanık yürek, yumuşak huy ve kendini Allah’a verme.

Rabbimiz: “Şüphesiz İbrahim yumuşak huylu, yanık yürekli, kendini Allah’ a verendir.” buyuruyor.(Hud 75)

Haberleri seyrederken veya okurken bir dinsiz, imansız, katil, terörist, fahişe erkek veya kadın, sarhoş, kumarbaz, rüşvetçi, yalaka, dalkavuk, başörtüsü nedeniyle okuyamayan, sırtına profesör cübbesi giydirildikten sonra eğitimi engelleme bekçisi olarak görevlendirilen birini gördüğünüzde yavrusunu kaybeden bir ananın yanan yüreği gibi içimiz yanarsa bu toplumun yarasına bizim yanan yüreğimiz merhem olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi