Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Bu taksimi kurt yapmaz!

Bu taksimi kurt yapmaz!

Taksim’de yapılanları kurt yapar mı? Ağaç kurdundan değil, hani halkın canavar dediği “kurt”tan bahsediyoruz...

Bir “meydan” ve bir “park”... Meydanın üstelik fena, çok fena bir hâtırası var.
“1 Mayıs hâtırası” Bu resmi kim unutur?
1 Mayıslardan bir mayıs! Fakat nasıl bir 1 Mayıs?
1977’nin 1 Mayıs’ı... Solun gitti gitti zamanı. DİSK’in vurduğu yerden ses getirdiği zamanlar...
Beş yüz bin (500.000) kişinin -abartılı da olsa- bir araya getirilebildiği bir zaman... Toplantı sırasında meydana muhtelif yerlerden ateş açılıyor... Kurşunla ölenler, kaçışmanın izdihamından ezilenler ve zayiat rakamı: 34 kişi! İşte “kanlı 1 Mayıs”! Fail/ler hâlâ meçhul. Fakat “malûm”lar bize nanik yapmaya devam ediyor.
O tarihten sonra 1 Mayıs kutlanamaz bir gün oldu!
Bu hükümet, geçen yıllarda bir tabuyu yıktı. 1 Mayıs’ı hem de tatilli bayram haline getirdi. Sendikalar yıllardan sonra 1 Mayıs’ı Taksim’de bu sayede kutladılar.
Bu sene 1 Mayıs’ta Taksim kapalı idi. Çünkü meydan düzenleniyordu, metro inşaatı vardı. Fakat o acı hatırayı istismar etmek isteyenler “ille de Taksim’de 1 Mayıs” diye tutturuyorlardı.
Eğer maksat 1 Mayıs kutlamaksa, bunun herhangi bir meydanla ilgisi yok. Her yer Taksim değil, fakat her yerde 1 Mayıs kutlanabilir.
Bunu başaramadılar! 29 Mayıs’ı beklediler!
Yani İstanbul’u fethettiğimiz günü!
Malûm İstanbul’un fethi bazıları için “işgal”. Türkiye’nin çok ulusalcı gazetesi Cumhuriyet’te böyle yazılar çıktı bir zamanlar.
İstanbul’un bizim tarafımızdan “işgal”ini bertaraf etmek için ortaya çıkanlar da eylemlerini Occupy/işgal olarak niteliyorlar ne hikmetse!
İstanbul’un ve Türkiye’nin işgali Taksim’den, Gezi’den başlatıldı. Elbette mesele sadece Gezi Parkı değildi “arkadaş”, bunun anlaşılmaz yanı yok! Hesap apaçık ortada.
Gezi’nin mumu sönerken, Ankara’da, Sincan’da 28 Şubat tanklarının yürüdüğü meydanda on binler bir araya geldi. Meydanda açılan lâlelerin, güllerin haddi hesabı yok!
Bir gerçek Türkiye var. Bu Türkiye Sincan’ın Lâle Meydanına gelen ve gelemeyenlerin Türkiyesi. Bir de bu tek Türkiye’yi yolundan çevirmek, bataklığa sürmek isteyenler var.
Gezi- mezi hepsi bahane.
Türkiye’yi Türk usulü yönetebilir miyiz?
Onlar diyorlar ki, “olmaz”! Asla ve kat’a!
Türkiye’yi bizim istediğimiz gibi yöneteceksin, yani yönetemeyeceksin. Şehrin bir parkına bile hükmün geçmeyecek. Bir ağacı bile, eğer sen kesersen, katliam olacak.
Ben istersem ormanları yok edebilirim.
Parkları asfaltlayabilirim. Taşlaştırabilirim.
Çiçekleri silindir geçmişe çevirebilirim...
Seni sosyalizmle vuramadım; modası geçti çünkü. Seni çevreyle, yeşille vuracağım. Bu dünyayı yönetenlerin kendi dışındakilere dayattığı bir moda.
Nükleer santralı olan ülkelerin kuruluşları, nükleer santral kurmaya yönelenleri engellemeye çalıyor! Dünyanın enerjisine el koyanlar, “HES yapılmasın” diyorlar! Ben yerimde sayıyor veya geriliyorsam, sen ileri gidemezsin diyorlar!
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa!
Milletin sessiz sedasız, fakat önlenemez isyanı buna.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi