Kemal Belgin

Kemal Belgin

G. Saray zor durumda Beşiktaş derdi Delgado Trabzon hocaya bağlı

G. Saray zor durumda Beşiktaş derdi Delgado Trabzon hocaya bağlı

Yazımız uzun olacak… çünkü şampiyonluk için mücadele edecek üç takımın, görebildiğim kadarı ile hazırlık maçları ışığında lige 20 günden az kalmışken, ilk analizini yapmaya çalışacağım… Fenerbahçe neden yok, derseniz, yarın maçı var… MTK maçının ön analizini yaparak Fenerbahçe’ye de genelde bir göz atacağız… önce Galatasaray’dan başlayalım… Galatasaray açık ve net biçimde tipik bir uç adamı sıkıntısı çekiyor. Bunun üzerinde ciddi biçimde durulması gerekir. Aksi taktirde, zengin orta sahanın taşıdığı topların büyük bölümü rakipler tarafından emilip yok edilir… Son maçta en uçta Nonda’yı gördük… Bu futbolcu asla ve asla son adam olarak oynayamaz. Bunu geçen sezon da dile getirmiştim… Arkasındaki Yasir genç ise daha bir çok fırın ekmek yemek durumunda… Galatasaray’a fiziği ile rakip savunmayı yıpratacak, dengesi sallayacak, topla, topsuz sağa sola taşınacak bir modern futbolun tipik uç adamı gerekiyor… Nonda daha çok bu adamın arkasında topla öne dripling atarak adam geçebilen, ya da pozisyon takibi ile gol yapabilen bir oyuncu… Hakan Şükür gibi bir silahla yeri doldurulmadan boşanmak Galatasaray’ın büyük hatası olmuştur. Şayet böyle bir uç adamı bulunamazsa, Galatasaray, Steau’yu eleyemeyeceği gibi, ligde de hüsran yaşar… Hasan Şaş’ın eski günlerine doğru yaklaşması, Arda’nın yavaş yavaş form tutması, göbekte Topal ve Ayhan’ın verimleri sadece topun Galatasaray’da kalmasını sağlıyor, o kadar… Savunma, sakatlar da iyileştikten sonra bol alternatifli hiç sıkıntı sunmayacak bölge olarak duruyor… Kalede ise De Sanctis’in transferi diğer iki genç kaleciyi önce olumsuz etkiledi ama gelecek günlerde Skibbe’nin tavırları sağlıklı bir rekabet ortamı sunabilir… Ama ille de bir uç adamı… ümit Karan var diyorsanız, ben yine de mutlaka tipik bir uç adamı gerekir diyorum… Hele hele Skibbe, Nonda’yı uç adamı sanıyorsa, işte o zaman felaket… Beşiktaş’a bakarsak… Bütün spor medyasının göklere çıkardığı, büyük futbolcu olarak nitelendirdiği ve kaptanlıkla daha iyi verim sağlayabileceğini yazdığı ve söylediği Delgado en büyük sıkıntıdır… Hayret mi? Açalım… Delgado kumaşı olan bir futbolcu… Ferdi tekniği iyiden biraz fazla… Vuruş tekniği de oldukça iyi… Fiziksel zafiyeti her teknik oyuncuda olduğu kadar… Ancak ne var ki, Delgado’nun oyun tekniği tam anlamıyla bir arsa oyuncusu düzeyinde… Takım oyununa uyum ve takım oyununda paylaşma zaafları var… Zaman zaman topla öyle dağınık işler yapıyor ki, Beşiktaş takımının tamamının aklı karışıyor. Organizasyon bozukluğu yaşanıyor…Ertuğrul hocanın bu Delgado’yu bir takım oyuncusu yapabileceğinden umudum yok… çünkü maç maç bakıyorum da, Delgado her defasında daha serbest oynuyor… Şayet bu kafayla gidilecekse, bari ona sahada hayali bir çember çizilsin ve onun içinde hareketlensin… Takımın geri kalan kısmı da ona göre vaziyet alır… Savunma yeni yabancılarla daha akılcı oynamaya başladı. Beşiktaş’ın başkaca bir yeniliği yok zaten… Bence tam Ricardinho’nun zamanı idi… Neyse, bekleyelim, görelim… Trabzonspor görünen o ki, maç maç zirveye çıkıyor. Alman birinci liginin, hazırlık maçı da olsa önemli temsilcilerinden Werder Bremen’i farklı yenmek kolay değildir… Geçenlerde de yazdığım gibi omurga iyi kuruldu. Kaleci Slyva’nın gelişi ile Tolga da hırs ve form kazanacak… Savunmanın göbeği başta büyük usta Song olmak üzere alternatifli biçime getirildi. Selçuk’un yanına yeni yabancılardan birinin montajı olur mu, onu bilemem… Gökhan ünal tam bu takıma göre bir transfer… Yattara’nın kaptanlığı kendisine daha verimli olabilmek yolunda sorumluluk verir mi, onu da bilemem… Ama hem Umut, hem Gökhan, hem de Yattara’nın yer alacağı bir on birin takım savunmasında ne gibi sıkıntılar yaşatabileceğini göreceğiz. Ersun Yanal hoca, bence teknik adamlık hayatının en ciddi ve en önemli sınavına çıkacak… Neredeyse tepeden tırnağa yenilenmiş bir takım ve özellikle de omurgası sağlamlaşmış bir kadro var elinde… Bu kadro bu sezon şampiyonluğa mutlaka ama mutlaka oynamalıdır… Kazanmak, kaybetmek o başka şey… Ama oynayamamak, tekrar ediyorum, Trabzon’un iflası anlamını taşır.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi