Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Devrimin pusulasını ayarlamak

Devrimin pusulasını ayarlamak

Mısır zor günlerden geçiyor. Tökezlemesi ve çökmesi için pusuda bekleyeni çok. Haddi hesabı yok. Mısır’ın ve Mürsi’nin sürçmesini gözlerini açmış bekliyorlar. Ardından da çapulcular üzerine çullanacaklar. Dünya tarihinde şerrin bu kadar organize olduğu bir dönem daha zor gösterilir. Azgınlık had safhada. Mürsi ne yapsa yaranamıyor. Bütün şartlar neredeyse Mürsi aleyhine ittifak etmiş durumda. İki kanatlı muhalif cephe şimdilik kendi arasında yekpare olmasa da Mürsi aleyhinde yekpare. Bu cephenin bir kolunda Kurtuluş Cephesi adıyla eski tüfekler var. Nasırcıların ve ulusalcıların adamı Hamdin Sabahi, Batı’nın yeni çerisi Muhammed Ali Baradey ve bir de ‘puslu havada bize de bir kemik düşer mi?’ diye hava koklayan devr-i sabık adamlarından Amr Musa var. Buna mukabil, cephenin ikinci kanadı ise Temerrüt adında siyasi şemsiyesi olmayan kuru kalabalıklardan veya ayak takımından oluşuyor. Bunlar meydanlarda buldukları kadınları taciz ediyorlar. Cephenin görünmeyen tarafında ise bürokrası var. Askeri ve sivil bürokrasi, Mürsi’ye karşı direniyor. Askerler muhalif göstericilerin azmasına zemin hazırladılar. Mürsi’nin de vurguladığı gibi, askerler korsan bildirileriyle çizmelerini aştı. Art arda gelen iki bildiriyle birlikte sokağın adrenalinini yükselttiler ve beklentilerini artırdılar. Mürsi de bu açıklamaların yasal olmadığını ve kendinden izinsiz yapıldığını vurguladı. Böylece askerin altındaki meşruiyet zeminini çekmiş oldu. Özgürlük ve Kalkınma Partisi Başkan Yardımcısı İsam el Aryan’ın belirttiği gibi, aslında belki de Temerrüt hareketi kendi haline bırakılsa sokaktaki ömrü 10 günü aşmayacak. Zira yıkmakta anlaşıyorlar, ama yapmakta anlaşacak halleri yok. Ama askerlerin gazıyla diri kalıyorlar. ‘Araplar anlaşmamak üzere anlaştı’ sözü onlar için de geçerli. Belki de kendi hallerine bırakılsalar Aryan’ın dediği gibi on günde eriyecekler. Lakin cihet-i askeriye onlara gaz verdi. Dolayısıyla orduya çekidüzen ve ayar vermek gerekiyor. Karşı taraf devrimi askere devretmek ve emanet etmek istiyor. Ya da Ahmet Şefik gibi parayla bazı Körfez ülkelerine satmak istiyor. Dubai Polis Şefi Dahi Halfan’ın Mürsi’yi Amerikancı olarak nitelendirmesine paralel olarak Ahmet Şefik’in adamlarından Amr Dip de Mürsi’yi ‘asker postalı yalamakla’ suçluyor. Hamdin Sabahi’nin darbeye çağırdığını görmüyorlar mı? Çizmeler başkalarını çizmelikle suçluyor. Suratlarından utanmazlık ve pişkinlik akıyor.


Mısır’da bu gelişmeler köklü bir değişimin gerektiğini ifade ediyor. Türkiye’deki gibi, özgürlük eksiği değil, suiistimali sözkonusu. Temerrütçüler ve Baltacılar, Mürsi’ye ana avrat küfrediyorlar. Gezi Parkçılar gibi. Hiçbir müeyyidesi yok. Bundan dolayı gemi azıya almış durumdalar. İçinde bulundukları gemiyi batırmaya çalışıyorlar. Devrim bu noktada kalmamalı ve pusulası İslâm’a doğru ayarlanmalı ve sabit hale getirilmeli. Bundan dolayı orduya çekidüzen vermek ve isyan hareketine teşebbüs eden muhalifleri tenkil etmek ve azgınlıkları nispetinde cezalandırılmak gerekiyor. Bu tabloya neden olanlardan geçmişin de hesabını sormak ve defterlerini dürmek gerekiyor. Kısaca, devrimi İslâmîleştirmek ve pusulasını doğrultmak gerekiyor. Pusudakilerin bir kısmı da hariçten olayları tahrik ediyor. Özellikle küreselleşme ve hedonizm üssü olan BAE olaylarda Mürsi aleyhinde başı çekiyor. Temerrüt hareketi zirveye ulaştığı anda BAE’de İhvan unsurlarını yargılama süreci karara bağlandı ve BAE’nin değerlerine karşı örgütlenmek suçlamasıyla onlarca kişi mahkûm oldu. Türkiye ve Katar’ın dışında Mürsi’nin yanında olan ülke yok gibi. Obama ise hem nalına hem mıhına vuruyor. Gezi Parkçılara arka çıktığı ve onları cesaretlendirdiği gibi Mısır’da da Temerrütçülere arka çıktı ve Mürsi’ye akıl veriyor. Hem Erdoğan hem de Mürsi’den kendisine çekidüzen vermesini istedi. Ne şiş yansın ne kebap havasında. Ne şiş onların ne de kebap! Biz ABD’yi Cezayir günlerinden de tanıyoruz.

Tekrar Mısır’ın istemezükçülerine gelecek olursak: Hem Mürsi’yi başarısız kılmak için ellerinden geleni yaptılar hem de başarısızlıkla suçluyorlar. Acemi çaylak olmakla itham ediyorlar. Kendileri nerede ve neyle deneyim kazandılar? Onlara göre, Mürsi ve ekibi çaylaklardan ve amatörlerden oluşuyormuş! Kendileri ne zaman deneyimli oldular? Mısır’da deneyimli olanlar hırsızlar. Mübarek, çetesi ve baltacıları yolsuzluk deneyiminden geçtiler. Deneyimli soyguncular. Temiz olanlar ise amatör. Zira, rejim bugüne kadar muhalefete göz açtırmadı ve hak tanımadı. Mürsi’nin muhalifleri de iktidarın olgunlaşmasına ve deneyim kazanmasına izin vermiyorlar. Bu yönüyle ex rejimin ortakları! Mürsi şeytan taşlamaktan salavat getirmeye vakit bulamadı. Bu şeytanlar sadece dahili şeytanlar değil. Harici şeytanlar da cabası! İkinci devrimcilerin veya İslâm aleyhtarı ve seküler devrimcilerin anlamadığı bir şey var. O da otoriteyi yıkanların otoritesizliğin altında kalabilecekleri gerçeğidir. ‘En iyi, iyinin düşmanıdır’ demişlerdir. Bunu en iyi anlatan atasözlerinden birisi de bir Mısır atasözüdür: Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak. Mısır’ı sevenlerin ve İslâmî kesimlerin ortak bir hamleye ve devrimin inisiyatifini yeniden ele geçirmeye ihtiyaçları var. İradelerini bilemeliler. Çapulculara pabuç bırakmak yok. Omuz omuza vererek bu oyunu bozmalı. Mısır, ‘ya devlet başa ya kuzgun leşe’ noktasında ve aşamasında. Allah Mısır’ı korusun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi