Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Merhaba,

Merhaba,

Bizim oralarda misafir için “Birinci gün baş tacı, ikinci gün biberden acı, üçüncü gün dayaktır ilacı” derler… Yani uzatmamak lazım. Bu siteye, defalarca misafir oldum. Çok memnun kaldım. Ama, misafirlik de bir yere kadar… E gitmek de istemiyorum. "Teklif edenin bir yüzü kara, reddedenin iki yüzü" sözüne sığınıp “Kalayım bari” dedim. “Kal bari” dediler. Tarih, edebiyat ve sinema-tv yazıları ile aranızdayım. Siyaseti sevmem ama, bulaşmadan da olmuyor. İnşallah hayırlı olur.

BİZİM MAHALLENİN İFTARI

Malumunuz geçen sene, beş yıldızlı otel  iftarlarını protestolar başladı. Bir tarafta, ibadetin bile engel olamadığı haz tutkunları; diğer tarafta geleneğimize uymayan bir isyan hali. Beş yıldızlı otellerin civarına mütevazi yer sofraları kuruldu. İçerideki pahalı ve müsrif iftarların, oruç ibadetine aykırı olduğu vurgulandı. Önce heyecanlanıp katılmayı bile düşündüm. Fakat, eylemciler arasındaki  oruçla mesafeli olanların varlığı beni rahatsız etti. Oruç tuttuğunla bayram etmek gibi bir şey. Mesele, orucun özüne uymayan bir şeye itiraz ise bunu, oruç tuttuğumla yaparım. Yok, mesele, sadece israf ise bunu da israfdan uzak olanla yaparım.  Beş yıldızlı hayat süren, beş yıldızlı tatil yapan insanlar, sıra, dindarların lüks  yaşam düzeyine gelince sosyal adalet havarisi kesiliyor.

Bu sene, protest yer sofraları Taksim'de kurulunca esas meselenin başka olduğu anlaşıldı zaten.

Kapitalistler  otellerde, antikapitalistler yerlerde iftar ededursun, bizim mahalle, çok özel bir iftar etti. Beş yıldızlı değil; antikapitalist de değil. Geleneksel mahalle iftarı...Mahalle camimizin bahçesinde, zengin-fakir, genç-ihtiyar , çoluk çocuk hep beraber...

Bizim mahallenin, çok gayretli bir imamı var. Özellikle, gençlerle ve çocuklarla münasebeti çok iyi. Caminin, eskiden olduğu gibi mahallenin merkezi olması için elinden geleni yapıyor.  Ramazan gelince hocamızı, "mahalle iftarı yapalım" diye bir telaş alıyor.

Komşular birbirini tanısın, kaynaşsın niyetiyle  cami derneği  ile birlikte, cami bahçesinde bir kere iftar düzenliyor. Önce cemaate duyuruyor. Günler öncesinden masa sandalyeleri ayarlıyor. Yemek işini, mahalle halkından gönüllü olanlara taksim ediyor . Bir komşu çorba, biri salata, bir diğeri yemek yapıyor. Bir başkası suyu alıyor. Her şey tamamsa " buda benden olsun" diye gönlünden kopanı  getiren de  var.

Geçen sene bahçe yetmedi; sokağa taştı. Kağıt toplayıcılarına kadar yoldan geçene buyur dendi. Bu sene daha kalabalıktı. Bir öğretmen hanımın salata yapmaya yardıma gelmesi; başka yere sözü olan bir komşunun börekleri özür dileyerek bırakması; ODTO'lü mühendisin masa sandalyeleri yerleştirmesi  aklımda kalanlar. 13-14 yaşlarındaki gençlerin  hizmet etmek için koşuşmalarını hayran hayran seyrettim. İftardan sonra, sofraları toplayıp bütün çöpleri attılar. Bu çocuklar, aynı zamanda, kuran kursunun da öğrencileri. Bütün bu zahmetlerin karşılığında gelecek rahmetin, onların üzerine olması için dua ettiğimizin farkında değiller.

Bizim memleketimiz, merhamet ve tahammül açısından çok bereketlidir. Çocukların ve gençlerin,merhamet menbaı zenginleri;  metanet abidesi fakirleri tanımaya çok ihtiyacı var.  Otellere kapananlar da yer sofralarında gösteri yapanlar da bu toplumun değerlerine yabancı maalesef. Gezi Parkı'na kaptırdığımız gençleri geriye kazanır mıyız bilemem ama, elimizde kalanların, hep kalması için çok  gayret etmemiz gerekiyor. Ramazan bunun için büyük bir fırsat.

Açlığımız,  merhamet ve metanetimizin artmasına vesile olur inşallah. Ramazan hepimizi mübarek etsin.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Kerime Yıldız Arşivi