Spor izleyicisinin eğilimi

Spor izleyicisinin eğilimi

Bir aydır gündemin en başında Pekin'deki Olimpiyat Oyunları yer alıyordu. Tüm dünyanın büyük bir heyecanla takip ettiği oyunlarda kırılan rekorlar, elde edilen akıl almaz başarılar, yaşananlar ve olup bitenler hafızalarda yerlerini aldı ve açılışta olduğu gibi muhteşem bir törenle kapandı. Dört yıl sonra Londra'da nelerin yaşanacağını şimdiden tahmin etmek mümkün değil. Ancak eğilime bakılırsa yeni rekorların, zihinlere şaşkınlık yaratacak yeni gelişmelere şahit olmak mümkün. Bir oyuncunun toplam sekiz altın madalya alması asla sıradan bir gelişme değil. Acaba sekiz altın alan Amerikalı sporcu kaç ülke takımlarına bedeldir?

Olimpiyatlar bitti şimdi de futbol mevsimi açıldı. Olimpiyatlarla canlanan spor kamuoyu futbol müsabakalarıyla ilgisini devam ettirecek. Spor modern toplumların en önemli faaliyet alanlarından biri olmanın ötesinde önemli bir ekonomik sektör olarak da yerini almış bulunuyor. Bundan dolayıdır ki artık ekonominin dallarından biri olarak iktisat bölümlerinde “Spor Ekonomisi” de okutulmaktadır. Sadece spor müsabakasında görev alanları, taraftarları ve bunları haber yapan spor basınını değil aynı zamanda ülke ekonomisini ilgilendiren bir komplike olay haline gelmiştir. Sporun çok yönlülüğü ister istemez spor kamuoyunun boyutunu genişletmekte, nerede ise herkes bir biçimde sporla ilgilenmektedir.

Sporu yapanlarla sporu seyirlik bir faaliyet olarak izleyenler arasında önemli bir fark var. Kitlelerin büyük bölümü, spor yapmakla ilgisi olsun veya olmasın, izleyici olarak spor kamuoyunun büyük bir bölümünü teşkil etmektedir. Bundan dolayı yazılı basın alanında günlük gazete ve dergiler arasında sadece spora tahsis edilmiş olanlar olduğu gibi gazete sayfalarının önemli bir kısmı bu işe tahsis edilmektedir. Hareketli görsel resimler verebilen televizyonlar için spor ihmal edilemez bir alandır. Yeni izleyici çekmek veya mevcut izleyiciyi ekran başında tutabilmek için spor programlarının önemli iş yaptıkları biliniyor.

Şimdiye kadar yaşananlardan spor yayıncılığının ve programların ciddi sorunların kaynağı oldukları, yasa koyucunun televizyon yayınları için çizdiği sınırların sık sık ihlal edildiği, yayıncının uyması gereken temel normlara uyma konusunda sorumsuz davranıldığı, hatta yer yer toplumu istenmeyen yönlere doğru kışkırtıp tahrikler yapıldığı iddialara sık sık yapılmaktadır.

Zaman zaman her birimizin de şahit olduğumuz bu tür yayınları spor izleyicisi nasıl görmekte, nelerden şikayet etmekte, neler izlemekte, bunları nasıl değerlendirmekte, ne tür beklentileri bulunmaktadır? Daha genel sorarsak spor kamuoyu ne düşünmekte, spor programları hakkında ne tür kanaatlere sahip olmakta, beklentileri neler oluşturmaktadır?

Bu sorulara cevap olmak üzere Radyo ve Televizyon üst Kurulu (RTüK) geçtiğimiz spor mevsiminin sonlarına doğru bir kamuoyu araştırması gerçekleştirerek spor izleyicisinin izleme eğilimlerini belirlemeye, beklenti ve düşüncelerini tespit etmiş bulunuyor. Türkiye genelinde 2517 kişilik bir örneklem üzerinde yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulanan bir anketle belirlenen izleyicilerin eğilimleri ilgi çekici gerçekleri ortaya koymaktadır. Geçtiğimiz hafta Futbol Federasyonu Başkanı M. özgener ve Kulüpler Birliği Başkanı A. Yıldırım'ın da hazır bulundukları bir toplantıda RTüK Başkanı Z. Akman tarafından açıklanan araştırma sonuçları spor yayınlarıyla ilgilenenlerin geniş ilgisini çekmiş ve medyada geniş yer bulmuştur.

Söz konusu araştırmanın bulguları içerisinden bazılarının altını çizmek gerekirse şunlara dikkat çekilebilir:

-Televizyon izleyicisinin yaklaşık üçte ikisi spor programlarını devamlı izlemektedir.

- Spor programlarını izleyenlerin üçte ikisi, günde bir saatten az izlemektedir.

- İzleyenlerin beşte dördü futbol ve futbolla ilgili konulara ilişkin yayınları izlemektedir. Futbol yüzde 81 oranında izlenirken ikinci sıradaki basketbol yüzde 6 oranında izlenmektedir.

- Spor programlarını izleyenler birinci derecede “beğendikleri”, ikinci sırada da “vakit geçirme” saikiyle izlediklerini belirtmektedirler.

- Spor programları daha çok uydu alıcılarıyla takip edilmektedir.

-Spor programlarını izleyenler genellikle (%95) ev ortamını tercih etmektedirler.

- İzleyiciler futbola fazla zaman ayrıldığı kanaatindedirler.

- İzleyicilerin yüzde 60'i programların olumlu, yüzde 36'sı ise olumsuz etkide bulunduğunu düşünmektedirler.

- İzleyicilerin yarısı programlarda “eleştiri sınırların aşıldığı ve konunun istismar edildiği” kanaatindedir.

- İzleyicilerin yüzde 64'ü spor programlarında dil konusunda duyarlı davranılmadığı kanaatindedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi