Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Dış Politikada ‘Geri Vites’ mi?

Dış Politikada ‘Geri Vites’ mi?

Etrafı ‘ateş çemberi’ ile çevrili Türkiye için en tehlikeli senaryoları isteyenlerin istediği sonuç tam çıkmadı sandıktan. Seçmen, iktidara acı bir ders vermekle birlikte toparlanıp oyunu yeniden kurma vazifesini ve imkânını da yeniden sundu. İlerde çok daha acı bedeller ödememek için şimdi muhasebe yapıp bedel ödeme zamanı…

Hiç şüphesiz ülkedeki istikrar  ve güven ortamı bu sonuçtan zarar görecek, bir çok proje ve plan rafa kalkacaktır. Tepeden tırnağa herkese yansıyacak şekilde ekonomideki daralma ve patinaj öngörülebilir bir siyasi düzen sağlanana kadar sürecektir.

Seçim sonuçlarının ciddi bir şekilde etkileyeceği bir diğer saha ise dış politika. Seçim süreci boyunca muhalefet partilerinin söyleminde dış politika öne çıkmasa da belli başlı konulardaki tutumları belli. Özellikle Mısır, Suriye, Irak, Kıbrıs, Filistin meselelerine yaklaşım, İsrail ve Avrupa Birliği ile ilişkiler muhtemel koalisyon senaryolarında veya erken seçim durumunda Türkiye’nin geri adım atacağı, pasifleşeceği yahut politika değişikliğine gideceği temel konular. Bu mevzulardaki dış politika değişikliklerinin neler olabileceği önümüzdeki haftalarda netleşecek hükümet tablosuna göre belli olacak. 

Türkiye gibi bir ülkenin, bilhassa bugünkü şartlarda güçlü bir hariciye teşkilatının olması gerektiğini, güç unsurlarını yönetmenin ve potansiyel (askeri, ekonomik ve teknolojik) güç unsurlarını harekete geçirmenin önemini her fırsatta burada kaydettik. Ancak tüm bu unsurların sratejik bir zihniyetle politika belirleyen siyasi bir iradeye bağlı olduğunun altını sürekli çizmeye çalıştık. 

Seçim sonuçları bu anlamda da ders niteliğinde: Hükümet mevcut dış politikasında, hem söylem-eylem ve güç-kapasite değerlendirmesini iyi yapmalı ve dengelemeli hem de uyguladığı dış politikanın araçlarını iyi oluşturup seçmene bunu iyi izah etmeli. Bu iki konuda problem olduğu açık. 

Seçmen, büyük oranda mevcut dış politikayı tasvip etmekle birlikte, özellikle Suriye krizindeki hükümetin politikasını anlayamamış; bazı yerel yönetimlerin krizi iyi yönetememesi, Esed ve İran lobisinin etkisindeki medyanın ve STK’ların Suriye krizini bir türlü anlayamaması seçmen nezdinde kronik bir Suriyeliler ve Suriye sorunu etkisine sebep olmuştur. Suriye krizinde denkleme dahil olan DAEŞ türü terör örgütlerinin varlığı içerdeki ve dışardaki şer odaklarına aradıkları fırsatı sunmuş ve malum MİT tırları krizi ortaya çıkmıştır.  

Bu dönemde Türkiye’nin alnını ak eden ve tarihi hizmetlere imza atan TİKA, AFAD, Kızılay gibi kurumlar ve sivil toplum kuruluşları dış politikaya ve Türkiye’nin imajına en ciddi katkıyı sundular. Ancak mevcut seçim sonucu, motor gücü siyasi ve ekonomik istikrar olan bu kuruluşlara da vites küçülttürecektir.   

Seçim sonuçlarına en çok da Suriye, Mısır ve İsrail basını olmak üzere seçim sürecinde yayınlarıyla muhalefet partilerine destek veren ve ‘Erdoğan liderliği’ne saldıran Batı basınının sevinmesi hiç şaşırtıcı değil. Bu Türkiye karşıtı koalisyonun ve içerdeki uzantılarının Türkiye’nin muhtemel kayıplarına şimdiden sevinmeleri ödenecek bedeller konusunda da ipuçları veriyor... 

Bölgede halklardan, meşruiyetten ve ittifaktan yana ve darbelere, diktatörlere ve zulüm ve işgallere karşı geliştirilen insani ve himaye edici dış politikanın duraklaması veya geri vitesle akamete uğraması en çok da bölge halklarına zarar verecek, mazlumların hayallerini yıkacak, rüyalarını kâbusa dönüştürecek... 

Seçmen, pazar günü bu ağır bedeli bölge halklarıyla birlikte ödeme pahasına bu sonuçları siyasi partilerin önüne koymuş oldu. 

Ya toparlanacağız yahut felâketlerden felâket beğeneceğiz!       

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi