Saliha Sultan

Saliha Sultan

Vahdet İçin Son Çağrı

Vahdet İçin Son Çağrı

içinden nice hayatlar geçiyor güzel ülkemin… Sokaklarında insanlığın, merhametin, adaletin ve insafın vücut bulduğu…
İçinden nice muhtaçlar geçiyor güzel ülkemin… Sokaklarında en zor günlerinde dahi vatansız kalanların gelip rahmet bulduğu…

İçinden ölümler de geçiyor güzel ülkemin… Sokaklarında kahpenin, namerdin, hainin, vahdet düşmanlarının fırsat kolladığı…

İşte yine böyle günlerdeyiz…

Kulaklarımı bütün kötücül seslere tıkayıp, haritayı önüme serip, sınırlar içerisine hapsedilmiş yalnız ve güzel ülkeme bakıyorum böyle anlarda. Bütün renkleri ve çizgileri aşıp doğuya doğru koşuyor kalbim…

Kardeşlerime koşuyor. Kalbim; kitabı bir, Peygamberi bir din kardeşlerime doğru akıyor…

Evlerin kapılarını çalıp bir bir, “oyuna gelmeyin!” diye haykırmak istiyorum. Kana bulanan ocakları yemenimle temizleyip şu eski Türk filmlerindeki gibi son anda yetişip “Durun! Siz kardeşsiniz!” diye haykırmak istiyorum.

Evladının kanı aktıkça kıymet gören Kürt bir ananın eliyle, evladının kanı aktıkça kıymet gören Türk bir ananın elini, bir gün hepimizi bağrına basacak olan bu toprakların üstünde buluşturmak istiyorum. “Bakın işte! Toprak dediğin bu!

Acılarımızı gömeceğiz altına. Bu diyardan göçünce serilecek işte hepimizin üstüne inceden!”

Durun! Siz kardeşsiniz! diye haykırmak istiyorum…

Senin evladını da, benim evladımı da bu toprağın altında görmek isteyenler aynı! Altında çok geç olacak, gelin artık biz bu toprağın üstünde kavuşalım demek istiyorum…

Ve sormak istiyorum?

Daha dün, daha dün kanımız akarken kılı kıpırdamayanlardan, kanımızla beslenenlerden, semirenlerden ve yükünü tutanlardan ne hayır gördük?

Daha dün sokaklarına kendilerinden başkasını layık görmeyenlerden, merdiven altlarında en kötü işlerde çalışırken bile gözlerine görünmemizi istemeyenlerden, cehaletle, köylülükle etiketleyenlerden, ölümüzü dirimize yeğleyenlerden ne hayır gördük?

Otuz yıl durmaksızın, oluk oluk tanrılarına akıttıkları kurban kanıyla yüzlerini boyayan katillerden ne hayır gördük?
Daha dün terörü kutsal mücadele, kardeşin kardeşe silah doğrultmasını vatan kurtarma olarak gören, ölümüzü boynuna madalya olarak takan insafsızlardan ne hayır gördük?

Ellerimize kardeş eli yerine silahları, dirilerimize vahdet yerine ayrılığı yakıştıran fitne ordusundan ne hayır gördük?

Dilimizi, dinimizi yok sayıp; kelimeleri boğazımıza dizenlerden, ölülerimizi toprağa serip üstünde zafer naraları atarak bizi acılı ağıtlara mahkûm eden yamyamlardan ne hayır gördük?

Peki, şimdi bizi bu toprakların üstünde barış içinde yaşatmak için kellesini koltuğunun altına alanlara terörist damgası yapıştırmaya çalışan bu vatan hainlerinden ne hayır göreceğiz?

Bekleyip göreceğiz yalnız ve güzel ülkem…

Şimdi vahdet için son ezanlar okunuyor minarelerimizden…

Ya hep birlikte bu toprakların altına batacağız, üstümüzde yamyamlar dans edecek…

Ya da okunan ezanlara kulak verip, vahdete sarılıp felaha çıkaracağız.

Yine ya kardeşiz, ya hiçiz. Yine bize bütün kötülük çağrılarına kulak tıkayıp, sabrın kalelerine sığınmak düşüyor güzel ülkem…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Saliha Sultan Arşivi