Kemal Belgin

Kemal Belgin

G.Saray üzerinden asıl suçluyu bulun!

G.Saray üzerinden asıl suçluyu bulun!

BAŞLIK  yine uzun mu? Öyle... İlk bakıldığında neyi anlatmaya çalıştığımız anlasın okur diye...

Açalım. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek iki üç gündür UEFA’nın üzerlerinde sallanan kılıcı ile açıklamalar yapıyor. Açık ve net olarak bir cezanın kapıda olduğunu da vurguluyor. Severim böyle yöneticiyi. Peki, Galatasaray da Beşiktaş’tan sonra ceza alırsa, yarın Fenerbahçe ile Trabzonspor için de aynı durum söz konusu olursa suçlular kulüpler mi olacak? Asla!

Şimdi başka bir pencereyi açalım. Türkiye’de 1992’de çıkan bir özel kanunla futbolumuz özerk konuma geçmişti. Yani artık başkanları siyasi iktidar değil futbolumuzun genel kurulu belirleyecekti. Hatta bazı kulları da. Zamanla bu kanunda da değişiklikler yapıldı ama başkan ve listesini genel kurulun belirleme maddesi yerinde kaldı. Yani bizim futbol da Avrupa’da olduğu gibi özerk bir konuma kavuşmuştu. Ne var ki, bir iki federasyon hariç bu yasadan hiç bir gün doğru dürüst yararlanamadık futbol adına... Kimi zaman siyaset çaktırmadan, çoğu zaman da futbolumuzun patronları üç büyükler engel oldu.

Günümüze gelelim. Kulüplerimiz aslında özerk federasyon tarafından denetlenmelidir. Tıpkı Batı’da olduğu gibi... Mayıs bitimine doğru raporlar federasyona sunulur, orada incelendikten sonra zaman zaman transfer yasağı getirilir veya açıkların kapatılması için kısa süreli zamanlar tanınır.  Hiç unutmam, Monaco şampiyon olduğunda, bu kulübe bir aylık süre tanındı ve kulüp de açığını kapatmak için beş önemli futbolcusunu satmak zorunda kaldı. Bunlardan biri de Galatasaray’da da oynayan Nonda idi. Aksi halde küme düşürülecekti. Peki, benim federasyonum neden iflas etmiş kulüplerime karşı böyle bir uygulama yapmaz. Hem de özerk olmasına rağmen. Yani mahkeme yolu bile kapalı iken...

Acı gerçekler devam ediyor. Aynı federasyon ikisi PTT liginden, beşi de ikinci ligden toplam yedi kulübe 3 puan silme cezasını verir ama...  Hadi bakalım borçları birer milyarı bulmuş üç büyük kulübe, yarım milyarı geçmiş Trabzonspor’a da aynısını yapsa ya... Nerdeeee?

Devam edelim acı gerçeği vurgulamaya... Bu kulüplerimizin divan kurulları yok mu? Orada bulunan yıllanmış üyeler robot mudurlar, yoksa önlerine gelen rakamlara gerçekten inanmakta mıdırlar? Neden çıkıp da göz göre göre iflasa gidilişe karşı çıkıp da konuşmazlar? Genel kurullar ağır borçları onama topluluğu mudurlar?

Şimdi UEFA, yarın belki de FİFA... Peki, bizim federasyon, kulüplerin yukarıda bahsettiğim iç yapıları zamanında bu borç işine el atsaydı da, dünyaya rezil olmasaydık daha bir dik duruş veya en azından çağdaş davranılmış olunmaz mıydı? Asıl kulüp sevgisi, gerçek kulüp üyeliği de bunu emretmektedir. Hatırlarım; bir dönem de Beşiktaş’ta, sayılarını şimdi unuttum, ama on kişiden fazla üye yönetimi bu yüzden mahkemeye vermişti. Sonra ne oldu? Bilmem... Bir açıklık getirilmedi hâlâ...

Ne diyelim. Haydi, o zaman giyotinin önüne ülke futbolunun lokomotifleri! Vagonlar mı? Aman ha, dikkatli olun, yoksa bizim federasyon kellenizi alır haaa...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi