D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Hubbül Osmanlı, Minel Iman!

Hubbül Osmanlı, Minel Iman!

Osmanlı sevgisi imandandır!”

Bu söz bana ait değil. Geçen hafta Yurt dışı Türkler Başkanlığı’nın “100. yılında Çanakkale Projeleri” tanıtım toplantısında Suriyeli yazar Mahmud Said Doghim, yüz yıl önceki müşterek savaşımızla ilgili konuşurken, sözü buraya getirdi….. 

Biz bunun “vatan sevgisi imandandır” (Hubbülvatan minel iman) şeklini biliyoruz. Sanırsınız ki bu bir hadis-i şerif. Değil elbette. Vatan sevgisinin önemini anlatan güzel bir söz. İslâm dünyası için Osmanlı muhabbeti de gerçekten çok önemli. 

Osmanlı neredeyse yüz yıl öncede kaldı…

Osmanlı sonrası İslâm dünyasının bir günü yüzyıl oldu, öylesine sıkıntılı ve geçmek bilmeyen bir asır.  

Bazı şeyler yokluğunda anlaşılır.

Geçen sene Çanakkale zafer(ler)inin 100. yılı dolayısıyla çok sayıda faaliyet yapıldı. Öyle sanıyoruz ki, Yurt dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Dairesi Başkanlığı’nın desteği ile Türkiye Yazarlar Birliği’nin gerçekleştirdiği “100 Yıl Sonra İlim Heyeti Çanakkale”de programı en istisnai bir faaliyetti. 

Çanakkale’nin zaman boyutunu idrak etmek ve bugüne masajını okumak bakımından 100 yıl önceki İlim Heyeti’nin ziyaretini günümüzde tekrarlamak zihin ortaklığımız, şuur müşterekliğimiz konusunda ilgi çekici sonuçlar ortaya koydu. Azerbaycan, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin, Yemen, Mısır, Kosova ve Bosna’dan gelen seçkin davetliler üç nesil sonra da ortak hafızanın varlığını gözler önüne serdi. 

TYB önce, yüz yıl önceki heyetin 1916’da yayınlanan kitabını Arapça orijinali ve tercümesi birlikte bastırdı. Şimdi de yeni ilim heyetinin kitabını Türkçe ve Arapça olarak yayınladı. 

İlk sözüm şu: Zor okunan bir kitap!

Okuduğunuz her satıra gözyaşlarınız karışıyor…

“İslam ümmetinin en önemli savaşlarının geçtiği o topraklara feribotla yavaş yavaş yaklaştıkça Türkçe yazılan ifadeye bakıyordum ‘Dur yolcu’. Bir Türk askerinin yanındaki kayanın üzerinde yazılan bu ibare, içimdeki duyguları anlatıyordu. Çünkü o yolcu bendim ve o ifade Çanakkale Savaşı’na katılan, kalbimde değerli olan iki kişinin hatırasını canlandırmak üzere geçmişe yolculuk etmem için beni davet ediyor ve oradaki asker sanki onların dili ile konuşuyordu.”

Lübnanlı Esma Çamlı Halvani’nin dedesi Osman Selim onun kardeşi Muhammed Selim Çanakkale’de savaşmıştır. Esma hanım, dedesinin Çanakkale savaşına katıldığını iki madalya aldığını, askerlik cüzdanında yazılanların tercüme edilmesi üzerine ögrenmiştir. Dedesi ona Çanakkale’den hiç bahsetmemiştir. Bunun sebebini Çanakkale topraklarına ayak basınca anlar. 

Çanakkalede gördükleri, ona Beyrut veya Trablusşam’daki Osmanlı yadigârı eserleri hatırlatır. Çanakkaledeki Deniz Müzesi’nde dedesine verilen madalyaların benzerlerini görünce heyecanlanır. Bir kez daha dedesinin ve kardeşinin bu cesur askerlerin arasında olmalarından, hem Müslüman  ümmetine karşı hem de “sevgili Türkiye”ye karşı görevlerini yerine getirdiklerinden dolayı gurur duyar. Ve şunları yazar:

“Çanakkale’deki o beyaz mezarları ziyaret eden ve onlara gönül gözüyle bakan, ümmetin birliğini korumak için Osmanlı topraklarının dört bir tarafından  kalkıp gelen her kahramanın kanının ölümsüz bir mesaj taşıdığını fark  edecektir. Bu mesaj: ‘Bizler, Türkler, Araplar ve başka başka milletlerden olanlar şehid düştük, işte hepimiz yan yana yatmaktayız, peki bugün siz niçin ayrılığa düştünüz? Bizler o ümmetin bildiği son zaferi yazdık, peki  siz çirkin cahiliye kuruntularıyla çatışma içinde mi olacaktınız? Bizden sonra neden değiştiniz ve değiştirdiniz? Peki bizim asırlardır olduğumuz duruma dönecek misiniz?”

Mehmed Âkif Çanakkale şehidlerine hitaben: “Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi” diyor. 

Tevhid “bir olduğuna inanma” demek, Allah’ın birliği şiarı böyle ifade edilir. Vahdet de aynı kökten bir kelime. 

İşte yüzyıl sonra Çanakkale’de şehid olanlar bize vahdeti, birliğimizi hatırlatıyor. O birlik şiarı Çanakkale topraklarına öylesine silinmez şekilde yazılmış ki, yüzyıl sonra da gönül gözü açık olanlar kolaylıkla okuyabiliyorlar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi