Fenerbahçe’nin son divan toplantısında Aziz Bey’in konuşmasının ilk bölümünü izledim. Hayli de merak ediyordum doğrusu... Çünkü hafta içinde basında “Yıldırım patlayacak” gibi manşetler atılmıştı. Öyle ya Aziz Bey de patladı mı yani, ortalık duman olurdu...

Neyse gelelim konuşmanın bazı bölümlerine... Tamamına gerek yok, zaten kimse de aldırmamıştır. 

 

Evet. Aziz Bey dediler ki, “Fatih Terim iki görevi üstlenemez. Ya Milli Takım teknik direktörü olacaktır, ya da ülkenin futbol direktörü... Çünkü ülke futbolu gelişmeye muhtaçtır, iki görev bir arada yürütülemez. “ Vay canına! Federasyon ve en önemlisi de Terim buna ne cevap verir, merak ederim doğrusu... Haa bana sorarsınız da, zaten öyle bir ülke futbol direktörlüğü dünyanın hiç bir yerinde yoktur. Ancak burada şaşırdığım bir başka nokta var. Neden acaba Aziz Bey bugüne kadar Fatih Terim’in görevi ile ilgili bir görüş belirtmedi? Yoksa unuttu mu Terim’in öyle bir göreve getirildiğini, ya da federasyona yüklenmenin sırası iken mi aklına geldi?

Devam edelim... Madem ki Terim her iki görevi de yapmamalı ki, görüş doğrudur, o zaman Aziz Bey’e bir çok önemli konuyu da ben buradan hatırlatayım. Aziz Bey, hatırlarsanız, Ergin Ataman’ın hem Galatasaray, hem de Basketbol Milli takımı hocalığına karşı çıkmış, bu arada kendi hocası Tanyeviç’in durumunu yine unutmuştu ve bunun devamı halinde milli takıma oyuncu vermeyeceğini açıklamıştı. Hatta gitmek ısrarında bulunan oyuncuları da takımdan atacağını ifade etmişti. Peki, şimdi neden acaba Ufuk Sarıca’nın Beşiktaş’ın hocası iken aynı zamanda milli takımın başına getirilişine tepki göstermedi. Gerçekten unutkan mı olmuştu Aziz Bey, yoksa Ufuk Sarıca’nın ataması yukarılardan birilerinin emri ile olduğu için mi es geçmişti. Israrla ve merakla beklerim ki, Aziz Bey bu konu ile ilgili bir demeç versin... 

 

Aziz Bey aynı divanda Quaresma’nın kapılarını çalarak Fenerbahçe formasını giymek istediğini de dile getirdi. Hatta başka birçok Beşiktaşlı futbolcunun da aynı heyecan ve ateşle yandığını da söyledi. Peki, güzel de neden acaba, kendi ifadesiyle bir buçuk iki ay önce oluşan bu istekleri o günlerde gündeme getirmedi? Oysa getirseydi, ne de güzel olurdu değil mi, Mehmet Ekici davasında hemen öne geçerdi... Ama unutkanlık var ya... 

Aslında Aziz Bey bir önemli konuyu daha unuttu. Hafta içinde Kayserispor Kulübü›nün Fenerbahçe taraftar biletlerini 150 olarak tespit edişine tepki göstermişti. Tam zamanı idi bunu divanda da gündeme getirmenin, ama unuttu herhalde... Yoksa kendi stadında 400, 500 liraya bilet satıldığı mı aklına geldi ki, es geçti? 

 

Federasyondaki Fetöcüler iddiası ise gerçekten de araştırılmaya değerdi. Acaba kendilerinin ve de bazı yöneticilerinin, zamanında, “şu kurulda bizim kulübün taraftar sayısını eşitleyelim” eylemlerini mi unuttu?  

Ama asıl unutkan Türkiye Futbol Federasyonudur... Şike davası yargılaması sonunda sadece iki yönetim kurulu üyesi ile iki profesyonele cezalar vererek, asıl hedeften sapmış mıydı? Nasıl olmuştu da bu dört kişi Aziz Bey›i çiğneyerek o işlere kalkışmışlardı? Devamla aynı yöneticiler (biri üç sene, biri bir yıl aldı, profesyoneller de birer yıl), cezaları bittikten sonra da Aziz Bey›in yanına yönetici ve profesyonel olarak girebildiler? Hani ben unutkan değilim de...