Halil Mert

Halil Mert

Bu Günler Kıbrıs Günlerinden Daha mı Kötü?

Bu Günler Kıbrıs Günlerinden Daha mı Kötü?

Milli Güvenlik.. Ülkelerin bekası için en önemli faktör güvenliktir. Ülkede açlık olur, kıtlık olur, ülke yürüyüşüne devam eder. Ama ihanet olursa, Milli Güvenliği içeride ve dışarıda tehdit eden unsurlara bir ülke seyirci davranır ve tedbir almazsa felaketi geliyor demektir.

         Peki, ülkemizin güvenlik sorunu nerede başlar? Nerelerdeki sorunlar ülkemizi doğrudan ilgilendirir?

         Malum Irak’ta Bağımsız Kürdistan için referandum yapılıyor. Soru ne? “Tüm Kürtler için devlet istiyor musun?” Peki, bu devletin sınırları? Ülkemizde Erzurum ve Erzincan dahil içine alan sınırlar.. İNSANDA BU KADAR HAYÂSIZLIK, NANKÖRLÜK OLUR MU?

 

         Tarihin özeti.. Bu toprakları Müslüman Türk Milleti tüm Müslümanlara Vatan yaptı. Bu gün dünyanın en büyük Kürt Kenti İstanbul..

         Referandum sürecinde, başta Türkiye’deki Kürtler olmak üzere, tüm Kürt Kökenli insanlardan ciddi bir tepki beklerdik. Olmadı! Ümmetçilik söylemlerini sürekli gündeme getiren Kürt Kökenli entellerden ve siyasilerden bir tepki beklerdik. O da olmadı. Hatta İslamcılık ve Ümmetçilik söz konusu olunca mangalda kül bırakmayanlarda da tık yok.

         Bir kısım Kürt Kökenli arkadaş diyorlar ki; “Kürt, Türk’ün kardeşi değil mi?” “Evet, kardeşi..” “O zaman burada kurulacak Kürdistan’ın Azerbaycan’dan farkı ne?” Mantık doğru da Azerbaycan’ın Türkiye topraklarını kendi ülkesinde gösteren harita ve hedefleri olmadığı gibi, Dış Dünyayı da “Zorlamayın, Türkiye ile birleşiriz haaa!..” diye tehdit ediyor. Bu gün Kuzey Irak’ta tarihi gerçekler ve bölgenin gerçek manada demografisine, halkın gelecek beklentilerine bakılıp referandum planlansa, Türkiye’de nasıl kardeşçe yaşanıyorsa orada da ayrımcılık yapılmasa, mesela PKK Kerkük’e inmese, acaba Anadolu insanının tepkisi böyle mi olurdu? Düşünün ellerinde İsrail Bayrakları ile Zafer turu atan Irak Kürtlerinin resmi.. Bizden görünen, İslamcı görünen gizli bölücüler.. Özellikle sizden bir cevap bekliyorum.

        

         Bu güne nasıl gelindi? Bunun hesabını vermeye geçmişten bu güne ülkemi yöneten herkes hazır olmalıdır. Şimdi diyoruz ki Irak’ın toprak bütünlüğü.. Önce Saddam’ın yıkılmasını seyrettik ve destekledik. Sonra Çekiç Güç’ün oldubittilerine, işlenen cinayetlere göz yumduk. Akabinde “Biz Kuzey Irak Bölgesel Yönetimini muhatap alırız.” dedik. Barzani’de hala Türkiye pasaportu var. Hala Türkiye üzerinden kaçakçılığa devam ediyor. FETÖ’den sonra “Barzani de bizi aldattı.” dedik. Ben şimdi çözüm sürecini alkışlayan herkese soruyorum, çözüm sürecinde eyalet ya da eyaletimsi yönetimler ve anayasa önerenlere de soruyorum. Nerdesiniz? Sus pus oturmakla yarın Allah’ın hesabından kurtulamazsınız. Abdulhamid Han’a ihanet edenlerin yaptığı gibi, yıllar sonra bu milletin torunlarından mı özür dilemeyi ve helalleşmeyi planlıyorsunuz? Bilin ki böyle bir helalleşme yöntemi dinimizde yok. Sağsınız hala.. Çıkın Milletin karşısına ve “Devlet yönetimi kaypaklık ve gevşeklik götürmezmiş, devlet yönetimi ciddiyet kesbedermiş, icabında sert olmak gerekirmiş.” deyin. Ecdadın devletin bekası için Evlat katlini haklı bulup şimdi ülkeyi getirdiğiniz süreci, soktuğunuz kılığı vicdanınıza sunuyorum.

 

         Namaz kılan idareciler tarafından oyalanmak istemiyoruz. Bölgede stratejik anlamda kan kaybediyoruz. Bölgedeki bunalıma paralel 2003 yılında meclisimizden geçen İKİZ YASALARI’da inceleyin. Görün orada da ülkede herhangi bir halk referanduma nasıl gidebilir. BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARI’nı da dikkatinize sunuyorum.

 

         Milletimizin bir mevcut siyasi sınırları vardır. İkinci olarak, Hayat alanının ve akrabalarının sınırları vardır. En önemlisi de şu an itibari ile bu hayat alanının doğru tanımlanması ve sahip çıkılmasıdır. Geçmişten ödevler çıkartıp, bölgemizi iyi analiz edip, geleceği planlamak zorundayız.

         Bölgemize bakın. Özetle son 30 yılda;

         Bölgemiz istikrarsızlaştırıldı ve kan gölüne döndü.

         Bölgede etki bir tane ülke kalmadı. Başta Türkiye, İran ve S. Arabistan olmak üzere.

         Devletler kadar güçlü terör örgütleri kuruldu. Bu örgütler aracılığı ile vekâlet savaşları yapılarak bölge ülkeleri ve insanları fiili olarak savaşıyor. Hava ve lojistik desteğini, üst düzey komutanlıklarını bizzat İngiltere ve ABD yapıyor. Bakın PKK/PYD, DEAŞ vs.

         Saddam sonrası Irak, İran’a sunuldu. İran Osmanlı topraklarındaki Osmanlı Şia’sı üzerinde 1000 yıldır ilk kez bu kadar etkinleşti. Geçmişte karşısında Sünni dünya ile el ele olan Es-Sadr Ailesi bile artık onlarla. Yemen’e kadar dillendirilen Şii Hilali bunun sonucu. Türkiye kaybettiği alanın hala farkında değil. İran için sırada Azerbaycan, Afganistan ve Pakistan Şiileri var. Yani o ülkeler var. Bilin. Batı ise bunu çok iyi kullanıyor.

         Rusya, SSCB’den boşalan alanı süratle dolduruyor. Suriye ve Libya’da yürüttüğü politik süreç bile bunun sonucu. Bölge dışında ama Kore’nin çılgınlıklarına verdiği destek bile Rusya’nın gelecek planları ile ilgili net mesajlar veriyor.

 

         Ey Ferasetli Milletim.. Sen 15 Temmuz’da herkesten önce uyandın, sokaklara döküldün, canını siper ettin, evladını feda ettin. Uçaklar kalkamasın diye meydanlara taş döktün, tarlalarını ateşe verdin. Adeta vahiyle yönetildin. Elhamdülillah.. Ey Yöneticiler ve siyasiler. Milletimizin ferasetine güvenin, Milletimiz gibi düşünün. Karar verirken Milletimize sorun. Çözüm sürecinde istikrar için susan bu millet kurbanlarla bağışlarla büyüttüğü FETÖ’yü tükrüğü ile boğmayı bildi. Bu Aziz Milleti oyalamayın, küstürmeyin.

         Kıbrıs’a asker indirirken bu milletin parası yoktu, cephanesi yerli değildi, yakıtı yoktu. Ama imanı vardı, cesareti vardı, cesameti vardı. Sınırda 30 Irak Piyadesi ile ortak tatbikat mı olur? Yapmayın bunu.. Artık aklımızla oynamayın. Siz Irak içinde Kerkük’te Türkmen temsilciliğine asker indirebiliyor musunuz? Türkiye yanlısı Kürt gurupların hayatını ve geleceğini garanti edebiliyor musunuz? Kerkük’e inen PKK hainini orada köpek gibi vurabiliyor musunuz? Vuramıyorsanız neyi anlatıyorsunuz? Yarın Allah korusun oradaki askerlerimizi birileri şehid ederse bu Aziz Millete ne söylemeyi düşünüyorsunuz?

 

         Halkımıza ABD, İngiltere ve İsrail’in pisliklerini neden anlatmıyorsunuz? Halkımızı Erbil’e doğru neden yürütmüyorsunuz? Her gün küfrettiğimiz Lozan’daki haklarımıza bari neden sahip çıkamıyoruz? Evet, O küfürbaz tarihçilerimiz nerede? Nerede O ahkâm kesem tarih programcıları? Böyle riyakâr Müslümanlık olur mu?

         Hani eskiden çocukları sünnet ederken “Sıçana bak!” derlermiş. Garibim sıçan ararken operasyon tamam. Halimiz Sünnet masasındaki saf çocuğa döndü. Yazık etmeyin efendiler istikbalimize.. Yarın sonuçlarının Milletimiz ve Devletimiz açısından daha da ağır olabileceği mecralarda olmayın. Kıbrıs için karar verenler nasıl dimdik durduysa öylece duralım. Hesap gününde Allah’a vereceğimiz hesap kolay olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi