Kemal Belgin

Kemal Belgin

Bana neyi hatırlatıyor!

Bana neyi hatırlatıyor!

Fatih Terim’li Galatasaray’ın dört sezon üst üste şampiyon olduğu süreç idi... Bu dört sezondan hangisi idi şimdi tam aklımda değil ama bir yeri nettir hafızamda. Galatasaray, Avrupa Kupası maçları sebebiyle ertelenen bir Ankaragücü maçını oynayacaktı Ankara’da... Ve devre arasına girilecekti. Sarı-kırmızılı takım 2-0 önde götürdüğü bu maçta 2-2’ye yakalandı ve maç da böyle bitti. Galatasaray yine o maça kadar doksan dakika yüksek tempo ile ve rakibe basarak oynamayı yeğlemişti. Sonra da beraberliğe yakalanmıştı...

O günlerde Terim hoca ile haftanın en az üç-dört günü akşamları telefonda dakikalarca futbol dertleşmesi yapardık. Bu Ankaragücü maçından sonra da öyle oldu. Ben hocaya, “Hocam bu tempoyu doksan dakika dünyada kimse yapamaz. Aktif dinlenme diye bir şey vardır. Fizik gücünü idare etmek ve rakibi yorgunluğa düşürmek... Bunu yapmazsanız hedefe gidemezsiniz...” bu özetle bir öneride bulunmuştum.

Ligin ikinci yarısının ilk maçında Ali Sami Yen’de Galatasaray rakibini 3-0 yenecekti. Akşam telefonum çaldı. Terim hoca şöyle konuşuyordu, “Nasıl ama neredeyse 20 dakikaya yakın aktif dinlenme yaptık. Bülent (Ünder), tuttu bu süreyi... Diri kaldık. Dediğin çok doğruydu...” Ve Galatasaray silip süpürmeye devam ediyordu. Hem içeride, hem de dışarıda... Taaa UEFA Kupası kazanmaya kadar...

Malatyaspor maçına geçelim mi? Bir kader maçının ilk 12 dakikasında iki gol birden bulunduktan sonra, daha fazlasını elde edebilmek adına moral olarak çökmüş takıma yüklenildi ama olmadı. Gaza gelmiş hücumcuların egoizmi izin vermedi. Sonra mı? İkinci yarıda Galatasaray aktif dinlemenin çarpıcı bir örneğini sergiledi. O kadar ki, koşan, top taşıyan, golleri attıran Rodrigues kendi klasiğini sergileyemediği için sanki yol oldu. Maçı kurtarma adına şimdi yorulan Malatyaspor idi... On kişi kaldıktan sonra dinlenmiş Galatasaray neme lazım kabilinden averaja koştu ama olmadı. Bunda da en büyük pay attığı beleş gol hariç, takımı on kişi oynatan Gomis idi... Kısıtlı bir kaliteye sahip Galatasaray klasik kadrosundan eleman kaybettiğinde belki de tanınmayacak hale geliyor ama yine de iki üç elemanla sonuca gidiyor. Hele hele kalesinde Taffarel idmanlı Muslera var ise... Son mu? Son düdük çalmadan hiç bir şey bitmez. Neler gördük neler...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi