Evet, Dünya Kupası’nda son 16’ya girdik. Elenenler arasında en çarpıcı olan hiç tartışmasız Almanya oldu. Son Dünya Kupası kazanmış olmanın yanı sıra ekol olan, dünyada birçok ülkenin örnek aldığı sistemi, çalışma koşulları, ne kadar önemli özellik varsa, bunlar Almanya’nın defterinde idi. Ama bu defa bizde de çalışmış olan teknik direktörü Low hemen hemen her maçta teknik, taktik hatalar yaptı. Özellikle de hücum hattı dediğimiz ön blokta... Alman takımı kimi baskısı altında tuttuysa, oradaki işe yaramaz kalabalığı ile sonuç alamadı. Hele hele Mesut yandım Allah deyip durdu. Nerede Arsenal’daki top almak için boşa kaçmalar, nerede Almanya’daki rakibe teslim olmalar.

Neyse, bize şimdi 16 takım kaldı. Bugün de baba iki maç var. Favoriler arasında gösterilen ama grup maçlarında bunu pek de hak etmeyen Fransa ile Arjantin oynayacak. Daha takım gibi Fransa’ya karşılık Messi’nin sırtına yüklenmiş Arjantin... Günün ikinci maçında ise büyük flaş yapan ve henüz gol yemeden Uruguay Ronaldo’lu Portekiz önüne çıkacak. Favorisi olmayan bir maç daha... Ronaldo hazırlayıcı değil ama bitirmek adına müthiş takipçi ve bitiriş vuruşu ustası... Uruguay’da bizim Muslera’nın yanı sıra düne kadar takım oyunu bazında iyi notlar alan arkadaşları var.

İspanya- Rusya ve Hırvatistan- Danimarka eşleşmelerinde sanki biraz favoriler var gibi duruyor. İspanya ve Hırvatistan favoriler... Ama Dünya Kupası bu, biz neler gördük, neler yaşadık... Brezilya- Meksika eşleşmesi de hayli ilgi çekici... Daha takım gibi oynayan Meksika, Neymar korkusu yaşayarak oynarsa yanlış yapar... Belçika-Japonya maçında Belçika ki, şu anda favoriler arasına girdi, her türlü sürprize karşı hazırlanıyor olmalı... Çünkü bu Japonlar ne yorulmak biliyor, ne de pes etmeyi. Ve de İsveç- İsviçre... Tam anlamıyla taş gibi sağlam bir Avrupalıya karşı, yine bir Avrupalı ama içinde çok devşirme bulunan taraf... Ve Kolombiya- İngiltere maçı... Giderek kılık değiştirmeye başlamış Ada takımı, çok değişik futbol ögeleri ile oynayan Kolombiya’ya karşı...

Bekleyelim ve görelim...