Halil Mert

Halil Mert

15 Temmuz 2018… FETÖ İhanete Devam Ediyor

15 Temmuz 2018… FETÖ İhanete Devam Ediyor

Önce 17-25 Aralık 2013 Hükümeti yıkma ve devleti sıkıştırma süreci. Peki, kimler bu olaydan sonra duruşunu sorguladı. Çok az insan ya da kesim. Çünkü bu menfaat şebekesi ve çağdaş mafyaya karşı olmak büyük cesaret gerektiriyordu. Yanında olmak mı? Devletin tüm imkânları, siyasi nüfuz ve kariyer kolayca elde ediliyordu. Memuriyette soru hırsızlığı ile başlayan, haksız atama ve terfilerle devam eden, iş adamı iseniz, imar operasyonlarından, ihale kolaylıklarına, vergi ve denetim kolaylıklarına varana kadar bir çok haksız imkan.. En kötüsü de tüm bu hırsızlık, ahlaksızlık ve namussuzluklar “Allah rızası için” kılıfı altında yapılıyordu.

         15 Temmuz İhanetin zirvesiydi…

         Sivil ve siyasi hayatın, emniyetin atmacaları, TSK’ndeki kadrolarının da kartal olduğunu zannediyorlardı. Ordu mensubu olmak, daha çok cesaret ve adamlık gerektiriyordu. Oysa FETÖ mensubu subaylar salya sümük bir adamı örnek aldıklarından sünepe adamlardı. Nitekim çoğunda subaylık kavrayış ve duruşu yoktu. 15 Temmuz’da Aziz Milletimizin bu direnci göstereceğini kimse beklemiyordu. Hamdolsun, maya temiz ve mazinin aydınlığı sürüyordu. İhanet halkımın bağrında parçalandı.

 

         15 Temmuz’dan sonra ne oldu?

         Devlet kurumlarındaki tüm unsurlarının üzerine gidildi. Nasıl mı? Bylock kullananlar, para yatıranlar, herkesin bildikleri vs. İlk alınanlarda sorun yok. Ya sonrakiler?..

 

         Hep söyledik, devlette paralel yapı oluşturanlar, diğer cemaatlerde, siyasi partilerde, STK’ında paralel yapı oluşturamazlar mı?

 

         Kararnamelerle atılanların bir kısmı haksız atıldılar. Çünkü FETÖ’nün iftiracıları memnuniyetsiz ve mağdur sayısını artırma derdinde. Bilgiyi karmaşaya boğarak yeniden nüfuz edinme derdinde. Bakıyorsun 15 Temmuz Gecesi birliği ile FETÖ ihanetine karşı çıkan Yarbay, 2012 yılındaki ankesörlü telefon soruşturması bahanesi ile atılıyor. Adam zamanında FETÖ’cü namussuzlarca mağdur edilmiş. Hakkı yenmiş. Sadece inançlı bir adam. Bilirsiniz FETÖ Mensupları kendi köpekleri hariç kimsenin gözünün yaşına bakmazlardı. Çok açık söylüyorum velev ki bu adam 2012’de FETÖ’cü olsun. 17-25 Aralık 2013 sonrası, siyasetteki FETÖ’cü akkaşık, ticaretteki FETÖ’cü akkaşık. Peki, kamudaki adamın suçu bu kadar mı kötü? Yahu adam darbe gecesi, Devlet, Millet demiş ihanete karşı dikilmiş. Peki, sivildeki FETÖ’cü? Geneli o gece evinde sonucu beklemiş. Sonra çoğu siyasetin içinde çöreklenmiş sahte kahramanlarla demokrasi nöbetine..

        

         FETÖ bize zulmetmeyi öğretti. İftira atmayı öğretti. Yalan söylemeyi öğretti. Kuyu kazmayı ve kumpas yapmayı öğretti. Kul hakkı yemeyi öğretti. Tedbir diye günahların her türünü kolayca işlemeyi öğretti. Adamcılık yapmayı öğretti. Tüm bunları Allah Rızası kılıfı ile yapmayı öğretti. FETÖ bir zihniyet ve kalıcı, bulaşıcı bir hastalık.. Peki, bu zihniyetle de mücadele etmek gerekmez mi?

 

         Haber okuyoruz. Yeni Sanayi Bakanımız kapatılmak istenen bir üniversite laboratuarını açın talimatı vermiş. Güzel.. Hangi rektör, hangi vicdanla bu gayrete engel olur? Soruyorum. Bu adam hakkında ne işlem yapılmış? Rektör de bir cemaate mensup geçiniyor. O cemaat bu ilkesiz adamla ilgili ne yapıyor? “Devlette yer tuttuk.” diye övünmek yerine “Devlete ve millete nasıl katkı sağlarız?” hesabı yapsalar, bu tarz ilkesiz adamları himaye ederler miydi? Bu adamlar da FETÖ ve zihniyetinde adamlar değil mi? “Bizden!” görünüp bize ihanet eden…

         AR-GE Faaliyetleri FETÖ’nün adamcılığı ile TÜBİTAK vb. kurumlarda zıvanadan çıkartılmıştı. Şimdi ne durumda peki? ASELSAN, ROKETSAN, TAİ vb. Üreten, bulan, geliştiren insanlara kim ya da kimler engel oluyor? Devleti, devlet içinde kimler kazıklıyor? Daha uygun şartlarda özellikle savunma sanayinde ürün geliştiren kişilerin önüne kimler geçiyor? Kimler devlet ve milleti kendi şahsi menfaatleri için ya da dış bağlantıları ve şirketler için dolandırıyor ve kazıklıyor?

 

         Yorulduk artık..

         Bakıyorsunuz, FETÖ’cü işadamı tam gaz. Özellikle yerelde FETÖ’cü olduğu herkesçe bilinen siyasi tam gaz. Teşkilatlarda görev almaya devam. Gencecik ömrü Beyoğlu’nun arka sokaklarında geçmiş, FETÖ’cülerin kritik görevlerden uzak tuttuğu vatansever polis kara bir leke ile kapı dışarı…

         Kim yapıyor bunu? FETÖ’cüler ya da FETÖ zihniyetli ihanet.. Kim peşine düşecek bunun?

         El-Bab ve Afrin’de, her iki harekatta da Tabur Komutanı. Açığa alınıyor. Emniyet sorgu ve tetkiki ile masum olduğu ortaya çıkıyor. Savcılığa yazı ile bildiriliyor. İlgili savcı ismi listeden çıkartmadan MSB’na bildiriyor. Kocaman yarbay açıkta. Bu savcı ya FETÖ’cü ya da çok korkak. Sorumluluk alacak ehliyeti yok. Peki, kim sorumlu? Bu adamlarla ilgili sıralı amirlerin hiç mi kanaati yok? Bu nasıl bir iştir? Olan Milletimin emeklerine oluyor. Devlete küsen insanların sayısı artıyor. En büyük zarar da Cumhurbaşkanımıza..

 

         15 Temmuz üzerinden iki yıl geçti.

         Halkım yine devletimin yanında elinde şanlı bayrağımızla sokaklarda. Dilerim kıymeti bilinir. Dilerim Cumhurbaşkanımız yeni dönemde partisi ve atadıklarından kaynaklanan kibir dağlarını yıkar. Dilerim yerel teşkilatlara çeki düzen verir. Dilerim yerel yönetimler ve belediyeler eskinin hizmet aşkı ile hareket eden günlerine döner. İstanbul’da AKPARTİ’li bir belediyeye gidin bir de başka partili belediyeye. Gözleminizi merak ediyorum..

         Halk eskiyi unuttu. Yeni bir nesil geldi, geçmişi hatırlamayan. Ne zamana kadar 28 Şubat İhaneti üzerinden oy devşireceğiz? Ne zamana kadar geçmişin ayıplarını hatırlatarak yürüyeceğiz?

         Yerel Seçimlere girilecek kadrolar çok önemli.

         Geçmişin, halkı kucaklayan, “ağabeyim, ablam, gardaşım.” diye halka sarılan zihniyetine geri dönülmelidir. Milletim bunu hak ediyor. FETÖ’nün halkı kategorilere ayıran, seçkinci duruşu İslam dışıdır. Milletimizin töre ve terbiyesine de terstir.

 

         FETÖ de, zihniyeti de ülkemizden kovulmalıdır. Devlet, yeniden örgütlenirken hiyerarşisini, koordinasyon ve bilgi paylaşımını, hizmet bilincini bu münafık cemaat yapısı kadar becerebilmelidir. Gerek yurt içinde, gerek yurt dışında.

         A Ülkesinde cemaat yapısının her şeyi kontrol ve denetleyen bir imamı, abisi vs. var. Soruyorum devletin nesi var? A Ülkesinde büyükelçi var, her kurumun ataşesi var. Ülkemizden giden STK, cemaat, hayır kurumları vs. var. Okullarımız var. Bunları devletimiz adına kim denetliyor, takip ediyor? Koordine ediyor? A Ülkesinde ülkemin özel üniversitesi var. Mütevelli Heyet Başkanı başka başka harcamalar yapıyor. Türkiye’nin etkinliğini sıfırlamış. Orada çok çalışan Türk rektöre ve gayretlerine, kendisinin fink atmasına karşı çıkar diye engel oluyor ve kuyu kazıyor. Kitap bastırıp, matbaa ile kar paylaşma derdinde. Kim hesap soracak?

         Dert çok. Hesap soran yok. Mütevelli Heyetlerinde imza atan kelli felli adamlar var. Allah aşkına çağırın ilgili rektörleri de bilgi alın. Denetleme heyeti gönderin.

         FETÖ’nün okullarını devraldık. Eğer sadece binaları devraldıysak, oradaki gönülleri de devralıp yeniden doğru bilgi ve sevdalarla dolduramadıysak yazıklar olsun bizlere…

 

         Yurtdışında fink atan FETÖ’cülerle ilgili somut adımlar atılmalıdır. Alınıp getirilmeleri, yerinde infaz, Türkiye’de kalan aile ve yakın çevrelerine baskı vb. birçok yöntem düşünülebilir. Nihayetinde bu kansızlar devlet ve milletin imkânlarını sömürürken yanında olanlar da külfeti paylaşmalı.

 

         FETÖ ve benzerleri her kılığa girer. Görelim. Özellikle güzel dinimizi ve itikadımızı bozmaya çalışıp, İman ve vicdanımızı tahakküm altına almak isteyenlere fırsat vermeyelim. Unutmayalım ki, içinde karışıklık olan, halkımızı ikiyüzlü davranmaya zorlayan, istismar eden her yapı şaibelidir. Dış güçlerin maşasıdır ya da kontrolü altındadır. Ümmet ve Millet için DEAŞ, PKK, FETÖ vd. ihanettir. Ezilmelidir.

 

         15 Temmuz’da daha güzel şeyler yazmak isterdim. Ama içimden bunlar geçti.

 

         Sevgili dostum Arif ÇETİN Bey’in gönderdiği gönül yazısı sizlere de iyi gelir diye düşündüm. Okumanızı öneririm.

 

         “15 Temmuz’la ilgili gönlümüzden yazıya düşenleri paylaşıyorum.

         Saygılarımla...

         UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ

         Siz Alçaklar;

         Bin yıldan daha fazla geçmişi olan, tarihin en eski medeniyetine sahip, her dönem İslam’ın sancaktarı olmuş bu millete yaptığınız hainliği, unutmadık...

         #Unutturmayacağız.

         Zihniyetiniz gibi alçakça alçaktan uçurduğunuz uçakların, masumlara doğrulttuğunuz silahların sesleri hâlâ kulaklarımızda, unutmadık...

         #Unutturmayacağız.

         Vatanını, namusunu, onurunu 1 dolara satan hainler, ekmek ve banka kuyruğuna giren tatlı su yılanları, Bağdat Caddesi’nde tankları alkışlayan sözde demokrasi havarileri, sahte Atatürkçüler sizleri de unutmadık...

         #Unutturmayacağız.

         Kazan’a arsa bakmaya giden soysuzlar, ABD’de, Almanya’da lüks içinde yaşayan kansızlar, tüm yaşananlara “Tiyatro” diyen sözde “Mustafa Kemal’in Askerleri”  sizleri de unutmadık...

         #Unutturmayacağız.

         Savcı (!) Zek, Gazeteci (!) Dumanlı, Futbolcu (!) Şükür, İşadamı (!) İpek... Eninde sonunda paketlenip getirilerek yüzünüze tüküreceğimiz günün hayaliyle sizleri de unutmadık...

         #Unutturmayacağız.

         O gece İstanbul Havalimanından tabanları yağlayıp kaçan, sonrasında TV karşısında çayını yudumlayan, darbenin başarılı olmayacağı belli olduktan sonra basına açıklama yapan gözlüklü arkadaş seni de unutmadık...

         #Unutturmayacağız.

         Darbe gecesi ve sonrasında derin sessizliğe gömülen, dili tutulan, aklı başından giden sözde müttefikler Avrupa Birliği, ABD, NATO, BM hâlâ zihnimizdesiniz, unutmadık...

         #Unutturmayacağız.

         Ve siz kahramanlar;

         Şehitler Köprüsü’nde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’de, Gölbaşı Özel Harekat Merkezi’nde, Genelkurmay Başkanlığı’nda şahadete koşan Ulubatlı Hasanlar, unutmadık, unutamadık...

         #Unutturmayacağız.

         Başçavuş Halisdemir, Komiserler Zeynep Sağır, Selda Güngör, Kübra Doğanay, Demet Sezen ile Polis Memurları Cennet Yiğit ve Gülşah Güler. 21. yüzyılın Şerife Bacıları, hâlâ gözlerimizin önündesiniz. Unutmadık, unutamadık...

         #Unutturmayacağız.

         Erol Olçok, A. Tayyip, Prof. İlhan Varank, Kastamonulu Ayşe Aykaç, Bingöllü Vedat Barceğci, Afyonlu Şükrü Bayrakçı, Antepli Adil Büyükcengiz, vatan için güle oynaya ölüme koşan şehitlerimiz, gazilerimiz dualarımızdasınız. Unutmadık, Unutamadık...

         #Unutturmayacağız.

         Kahramankazan’da saman yakan Anadolu’nun yiğit evlatları, hainlere karşı saatlerce çarpışan aslanlarımız, hastanelerden bir an olsun ayrılmayan sağlık çalışanlarımız, “Bu gün ölmeyeceksek ne zaman öleceğiz” diyen Aziz milletimiz. Unutmadık, unutamadık...

         #Unutturmayacağız...

         Tankın altına korkusuzca bedenini koyan Metin Doğan, TEM Daire Başkanı Turgut Arslan, Binbaşı Barış Dedebağı, Genelkurmay Harekât Başkanı Arif Çetin, 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar, tankların çalışmaması, uçakların uçmaması için canını ortaya koyan isimsiz kahramanlar, sizleri unuttuk sanmayın. Unutmadık, unutamadık...

         #Unutturmayacağız.

         Yenikapı ruhunu bize yaşatan ve kesintisiz devam ettiren Sn. Devlet Bahçeli, Sn. Binali Yıldırım, bu kutsal yolculukta halen aynı çizgide yürüyen milyonlar gönlümüzdesiniz. Unutmadık, unutamadık...

         #Unutturmayacağız.

         “Atom bombamızı vermeye hazırız” diyen Pakistan, “Ordumuz emrinizdedir” diyen Gardaş Azerbaycan, Yasin-i Şerif’lerle, Fetih sureleri ile Hatm-i Şerif’lerle bizi yalnız bırakmayan gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimiz, bu kalp sizi unutur mu? Unutmadık, unutamadık...

         #Unutturmayacağız…

         Eline bayrak alıp tekerlekli sandalyesi ile sokağa koşan aksakallı dedeler, ellerinden Kur’an-ı Kerim’i düşürmeyen ak saçlı nineler, gecenin bir yarısında camilerden sela okuyan ağzı dualılar sizleri de unutmadık, unutamadık...

         #Unutturmayacağız.

         Cesaretinle, azminle, dava arkadaşlarınla bir milletin makûs talihini değiştiren, bu millete boyunduruk vurmak isteyenleri Allah’ın izin ve yardımıyla alt eden UZUN ADAM.

Seni de unutmadık, unutamadık...

         #Unutturmayacağız….

         Aziz ve Asil Milletimiz, tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de yarın da kendisine yapılan iyiliği de ihaneti de hiç bir zaman unutmamıştır, unutmayacaktır.

UNUTURSAK KANIMIZ KURUSUN...

Arif ÇETİN, 15 Temmuz 2018, 01:33”

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi