D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Hüseyin Avni Ulaş'ı hatırlamak

Hüseyin Avni Ulaş'ı hatırlamak

Bu ismin hâfızalarımızda hâlâ bir yeri var mı acaba?
Eğer varsa, insanımızın ve ülkemizin geleceğinden ümitvar olabiliriz. Fakat öyle zannediyorum ki, bilmesi ve hatırlaması gerekenler bile bugün Hüseyin Avni’yi bilmemektedir veya bilenler de unutmuş olmalıdır.

Onu son defa 28 Şubat’ın karanlık günlerinde hatırladık. Küçüksu tepelerindeki kabristanına gittik. Etrafımız sivil polislerle çevrili. Bir çekim ekibi vardı, meğer onlar da emniyetin adamı imiş. İlk Meclis’in yiğit hatibinin hatırlanması gereken günlerdi. 28 Şubat geride kalsa da ülkemizin derdi ile dertlenen her ferdimizin Hüseyin Avni’yi bilmesi ve hatırlaması lâzım.

***

Onu hak ve hürriyetler konusunda hassasiyeti olan herkesin bilmesi ve hatırlaması lâzım.

TBMM üyelerinin, milletvekillerinin mutlaka bilmesi ve hatırlaması lâzım.
Bütün bunlardan ümitvar değilim ama, hiç olmazsa, hemşehrilerinin onu bilmesi ve hatırlaması lâzım…

Benim bildiğim, Erzurum’un yetiştirdiği büyük birkaç şahsiyetten biridir Hüseyin Avni Ulaş.

71 Sene evvel, 22 Şubat 1948’de vefat etti. Hiçbir zaman eğilip bükülmedi. Doğrusunu doğru bildi, istikametini her şartta muhafaza etti.

O “İstikametiniz sizi yaşatacaktır” demişti.Bugün hak ve hürriyetler konusunda şikayetlerimiz varsa, Hüseyin Avni gibi şahsiyetlerin kıtlığındandır, olanların da unutulmasındandır.

Kendisine sıhhatine dikkat etmesini söyleyenlere, ilerisi için ihtiyat olarak biraz para sahibi olmasını tavsiye edenlere cevabını Nureddin Topçu aktarıyor:

“Ben ne sıhhatimi ne servetimi, hatta ne de hayatımı muhafazaya mecbur değilim. Hilkatin her türlü takdiri dışına bir an bile çıkmaya muktedir olmadığımı bilirim. Ben yalnız faziletimi muhafazaya mecburum.”
Temel hak ve hürriyetler konusunda yayaysak, “sınırlar askerle değil, adaletle korunur” diyen Hüseyin Avni’yi hafızalarımızdan sildiğimiz içindir.

Eğer TBMM millet hakimiyetinin tecelli merkezi olamıyorsa, Hüseyin Avni gibi gerçek bir milletvekilini unuttuğu içindir. Bu ülkede, milletvekilleri gereken itibarı görmüyorsa, içlerinde Hüseyin Avni olmak ruhunun eksikliğindendir.

***

Kimdir Hüseyin Avni? Türkiye’de millet hakimiyeti, hukuk devleti mücadelesinin gerçek bayraktarı olan şahsiyettir. Hürriyetsiz cumhuriyet olmayacağını/olamayacağını söyleyen kişidir. Eğer, milletin seçtiği bir temsilciye bir kol kalkarsa, bu kolun paşa üniformalı da olsa kırılması gerektiğini söyleyen kahramandır. Ali Şükrü Bey’in hunharca katli üzerine söylenen bu söz dahi yeter Hüseyin Avni Bey’in hatırlanması için.

İşte Hüseyin Avni, TBMM’de Lozan görüşmelerinde konuşuyor, yıl 1923:
“Efendiler, karşımızda yegâne düşmanımız İngilizdir. Bugün de yarın da öbür gün de İngiliz dostluğuna inananlar aldanırlar. Memlekete bilmeyerek hıyanet ederler. İngilizler bu millete ebediyen dost olmaz… Ben Paşa hazretlerinden âciz bir asker olarak, bir mülazim (teğmen) olarak soruyorum. Buyurdular ki, Musul bugün için ihraç edilmiştir (dışarıda bırakılmıştır)... Cemiyet-i Akvam kelimesini işitir işitmez hayret ettim. Efendim Cemiyet-i Akvam İngiliz şûrasından başka bir şey değildir. Cihanı aldatmak için sahte meşruiyetlere müşabih (benzer) olan şu makamı tanıyalım. Eğer aczimiz varsa resmen veririz. Kendi kendimizi aldatmayız efendiler. Musul bir sene hali intizarda (beklemede) bulunacak. Bu ne demektir efendiler? Bu milletle istihzadır (alaydır). İngilizlerden Mısır’ı aldınız, Kıbrıs’ı aldınız mı efendiler? Musul’u bugün sana vermeyen ne için yarın versin? Gayesi orada bir Kürt hükümeti teşkil edip, senin memleketini parçalayıp neticede bir Ermenistan teşkil etmek değil midir...”

Bu konuşmada İngiliz’in yerine ABD, Cemiyet-i Akvam’ın yerine Birleşmiş Milletler koyarsanız bir şeyin değişmediğini görürsünüz. Bir de “Ermenistan”ın yanına “İsrail” eklenirse bugünü okumak daha da kolaylaşır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi