Terazi

Terazi

Elinize bir kitap, sürahi, sandalye gibi bir şey alsanız ve yanınızda bulunan dostlarınıza sorsanız, bu kaç kilo gelir veya kaç gram gelir deseniz.

Herkes kendi ölçü anlayışına göre bir şeyler söyler.

Şimdi siz bunların söylediği rakamlardan hangisine inanacaksınız?

Orada bulunanların oylarına başvurarak en çok oyu alan rakamı kabul etseniz doğru olur mu?

Olmaz dediğinizi duyar gibiyim.

Bir sürahinin gramında oylama yapmazsınız ve teraziyi tercih edersiniz de niçin insanların hayat memat meselesinde oylamaya gider ve Allah’ın ölçülerini tercih etmezsiniz?

Buyurun, Rahman süresini okuyalım:

1- Rahmân,

2- Kur’ân’ı öğretti.

3- İnsanı yarattı,

4-Ona beyanı(konuşmasını) öğretti,

5- Güneş ve Ay hesapladır.

6- Otlar ve ağaçlar O’na secde ederler.

7- Gökyüzünü kaldırdı ve ölçü koydu ki,

8- Artık tartıda taşkınlık etmeyin.

9- Ölçmeyi adaletle yapın ve tartıyı eksik yapmayın.

Ezeli ve ebedi olan Rabbimiz, güzel isimlerinden “Rahman” ismiyle başlıyor süreye.

Çünkü, indirdiği Kur’an, O’nun bize rahmetidir. Yarattığı, Güneş ve Ay da bizim için iki ayrı rahmettir. Yazan elimizi, konuşan dilimizi yaratan Rabbimizin bize konuşma nimeti de büyük rahmettir.

Güneş ve Ay’ın hesap üzere olması, göklerin ve yerin ölçü üzerine yaratılması, bizim de adalet terazisini, söz ayarını, göz ayarını yapmamız için ölçü koyduğunu ve bu ölçüyü Kur’an’la bildirdiğini haber verir.

Güneş, yaratıldığı günden beri saniye değil salise sapmadığı gibi, yaratıldığı günden beri değerinden hiçbir şey kaybetmediği gibi Güneşi yaratan Rabbimizin kitabı olan Kur’an da değerinden hiçbir şey kaybetmemiştir.

Kur’an’ın ölçüsünü kabul etmeyip Komünizm ölçüsüne göre hareket edenler milyonlarca insanın ölmesine, milyarlarcasının sefaletine sebeb oldular. Kapitalizm ölçüsüyle hareket edenlerse milyarlarca insanın sefahatine sebep oldu. Uyuşturucu bağımlıları, fuhuş tacirleri, adam öldürme çeteleri üretti ve demokrasi adına ülkeleri mafya ile medya yönetmeye başladı .

Rahman olan Rabbimiz:

“Ölçtüğünüz zaman tam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı ve sonuç itibariyle daha güzel” buyurur. (İsra 34)

Gözümüzü uzağa veya yakına bakarken farkına varmadan ayar yaparız. Bu yaptığımız ayarın hızına hiçbir bilgisayar ulaşmamıştır ve ulaşmayacaktır.

Kulağımız duyduğumuz sesin sahibi insan mı, araba mı, koyun mu olduğunu, yönünü ve uzaklığını bilir. Bu da bize doğuştan verilen ölçülerdir.

Ağzımızdan çıkan sesleri ölçülü çıkardığımızda anlamlı kelimeler çıkar.

Rastgele kalemle karalarken belli bir ölçüyle çizmeye başlarsak belli bir şekil ortaya çıkar.

Seslerin ölçülü çıkışından müzik meydana gelir.

Dünya çocukları birbirinin dilinden anlarken bizim ölçüsüz davranışlarımızla onların masumiyetini giderip kendi kalıbımıza döktüğümüzden onları da anlaşamaz hale getiriyoruz.

Bir yaşındaki bir milyar çocuk anlaşabilir ama 70 yaşına gelmiş iki siyasi anlaşamıyor.

Bu da Rabbimizin fıtratımıza koyduğu ölçüyü çevreden algıladığımız ölçüsüz ölçülerle fıtratımızı bozup her kalıba uygun bir ölçü benimseyip herkesi kendi ölçümüze zorlamaktan kaynaklanır.

Bazı insanlar bir kiloluk tartı demirlerinin içini oydurarak sattığını eksik verirlermiş. Zaman zaman belediye, tartı aletlerini kontrol ediyor.

Nereye gitsen kilo bin gram. Herkes kendine göre ayarlarsa düzen bozulur. Onun için Rabbimiz “Doğru teraziyle tartın” diyor.

Rabbimiz, Sevgili Peygamberimize ve O’nun şahsında bize: “Sana ilim geldikten sonra eğer onların hevalarına (şahsi ölçülerine) uyarsan sen de zalimlerden olursun” buyuruyor. (Bakara 145)

Dünyanın en dürüst adamını yanlış terazinin başına oturtsanız o da eksik tartar.

Adalet terazisi yanlış olunca tartan kişinin doğruluğu bir şey değiştirmez.

Onun için Rabbimiz hem ölçenin tam ölçmesini, hem de terazinin doğrusunu almamızı emrediyor.

O ilahi terazi olan Kur’an ise bizim konuşmamızı, yürüyüşümüzü, bakışımızı, kaş göz hareketlerimizi, komşuluk ilişkilerimizi, yöneten ve yönetilen ilişkilerini en güzel şekilde ayarlamaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi