Halil Mert

Halil Mert

Cuma Katliamı’nın Hatırlattıkları ya da Düşmandan Ders Almak

Cuma Katliamı’nın Hatırlattıkları ya da Düşmandan Ders Almak

Moda oldu, “-Haçlılar.. Siyonizm!…” 

Her taşın altında her düşmanlığın arkasında bunlar var. Haçlılar ve Siyonizm…

Bizans, Malazgirt’te Müslüman Türk Milleti’ni durduramayınca Papa düşündü ve çözümü buldu. Tüm Hıristiyanları bir araya getirmek..

O zamanlar yeni kıtalar keşfedilmemiş, Afrika sömürge değil. Avrupa aç, sefil, barbarlık ve pislik içinde. İslam ise Müslüman Türklerle gümbür gümbür geliyor. Bilgi var, teknoloji var, cihad ruhu var, medeniyet var, iman var…
Toplanan Haçlılar önlerine çıkan Ortodoksların ırzına ve mallarına musallat olmuşlar. Müslümanlara mı? Katliam, tecavüz, her türlü barbarlık…

Y. Zelanda’da Cuma günü masum Müslümanlar, kadın, çocuk demeden katledildi. Katil cinayeti bir de canlı yayınlıyor. Öncesinde ise 70 sayfalık bir manifesto yayınlamış. Yazdıkları ve yaptıkları aslında Müslümanlara fert fert İlahi bir uyarı gibi…

Silahın üzerinde neler var? Tamamı Türk Milleti’nin bin yıllık cihadına matuf denebilir.

Şarjörlerden birinin üzerinde Kiril alfabesiyle “Miloş Obiliç” yazıyor. Obiliç, Kosova Savaşı’nda Sultan Murat’ı şehit eden Sırp.

“1683 Viyana” yazısında ise II. Viyana Kuşatması’na atıfta bulunuyor. Silahın üzerinde yer alan “14” yazısı, bu kuşatma sırasında öldürülen 14 bin Hristiyan’ı temsil ediyor.

Silahta yer alan bir diğer isim ise Antonio Bragadin... Osmanlıda esir aldıkları bütün Türkleri öldüren, ardından Lala Mustafa Paşa’nın emriyle ağaca asılan Venedikli bir komutan.

Dmitry Senyavin ise 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rus cephesinde yer alan, gemilerimizi yakan bir amiral...
Silahtaki 1770 tarihi ile de Rusya-Osmanlı arasında yapılan ve Osmanlı donanmasının yok edildiği Çeşme Deniz Muharebesi’ne atıf yapılıyor.

Hunyadi János ise II. Murad’a karşı Belgrad Kuşatması sırasında direnen Macar bir komutanın adı.
………
Adam İngiliz asıllı, Avustralya’da doğmuş, dünyanın öbür ucunda Y. Zelanda’da yaşıyor. Her şeyi planlamış. Kiliseden çevrilmiş camiyi hedeflemiş. Gözünü kırpmadan katlediyor. Bakın nelerin intikamını alıyor? Aynı şeyi Sırplar Bosna’da yaptı. Ermeniler de Karabağ’da yaptılar... 1. Dünya Savaşı’nda başta İngiltere olmak üzere, Fransa, İtalya, Almanya, Yunanistan, Rusya… “Hasta Adam” ilan edildik önce. Sonra yurdumuz paramparça edildi. Düşünün artık topraklarımızda 64 ayrı devlet var.

Saldırganın 70 sayfalık bir bildiri yayımladığı ortaya çıktı. Bu manifestoda Türklerle ilgili bir kısım da; “Topraklarınızda barış içinde yaşayabilirsiniz, size zarar gelmeyecek. Boğaz'ın Doğu yakasında... Ama Boğaz'ın Batı yakasında herhangi bir yerde yaşamayı dener, Avrupa'ya gelirseniz sizi öldüreceğiz ve hamamböceği gibi topraklarımızdan atacağız.

Konstantinopolis'e (İstanbul'a) gelir, tüm cami ve minareleri yıkarız. Ayasofya, minarelerden kurtulacak ve Konstantinapol hak edildiği gibi tekrar Hıristiyan şehri olacak.”
Nasıl?

FETÖ, 15 Temmuz İhaneti sonrası yaptığı sohbette ne diyor alçakça!.. “Haçlılar size bir şey yapmaz, ırzınıza namusunuza, mabedinize, caminize dokunmaz.” Düşünün, İslam beldelerini işgal eden Haçlı Güruhu her devirde ki Irak son örneği, namusumuza, camimize saldırmadılar mı? Soygun, barbarlık, tecavüz, işkence vd. yapmadılar mı? 
Cani bildirisinde; Cumhurbaşkanımız için ise;  Erdoğan “Halkımızın en eski düşmanı olan Türklerin ve Avrupa'daki en büyük terör örgütlerinin Lideri” diye tanımlayarak, tehditlerini sürdürüyor. Aynı yazıda, İslam ve terör kelimelerini yan yana kullanarak Müslümanları aşağılıyor. Bu arada, 17-25 Aralık Sürecinin de hedefi, Türkiye’mizi dünyaya terör devleti olarak lanse etmek değil miydi? 

Bu katilin yazdıklarından ne sonuç çıkartmalıyız?

1. Hıristiyan Dünyasında İslam Düşmanlığı hızla yayılıyor. Müslümanları kendi topraklarında istemiyorlar. İstekleri nedir peki? Müslümanlar doğdukları topraklarda sefil bir şekilde yaşasınlar, Batı’lılara kölelik yapsınlar. Batılılar da onları sömürmeye devam etsin.

2. İslam Düşmanlığı’nı kullanarak kendi birliklerini sağlama derdindeler. Bunu yaparken de 2. Dünya Savaşı’na kadar kendi içlerinde yaptıkları savaşları bitirerek AB+ABD eksenli yeni beyaz tabir ettikleri modern ırkçılık üzerine bir yapı oluşturmaya çalışıyorlar. Bu arada farkındaysanız, Avrupa’nın o tarihsel Yahudi düşmanlığı da yok artık. İsrail’i de Haçlılarla birlikte değerlendirin. Evanjelizm ise Yahudi kontrol ve güdümünde Papalığa rağmen büyüyen bir

3. Tarihte Haçlılar hiç bu kadar organize, Müslümanlar bu kadar paramparça olmadı. Milletimiz ve topyekûn Ümmet-i Muhammed çözüm üretmek zorundadır. Saldırganın yazdıklarından da net görülen Müslüman Türk Milleti’nin Müslümanların öncüsü olarak görüldüğü ve asıl hedef olduğudur. 

4. Tepkilere baktığınızda ise; Batı eylemi geçiştirmektedir. Rusya tepki göstermiştir. İslam Dünyası ise maalesef duyarsızdır. 

5. Müslümanlar modern Batı Ülkelerinden de topraklarından da çıkartılmaya çalışılmaktadır. Bu tarz katliam ve Psikolojik Harp faaliyetleri Müslüman tebaa üzerinde yürütülmektedir. İstenen uzun dönemde Müslümanların her manada geri bırakılarak imhasıdır. Bu imhayı sadece öldürmek olarak algılamayın. Şu anda İslam Dünyası’nda çok ciddi bir ateizm ve deizm propagandası yapılmakta, nesillerin ahlakları yok edilmeye çalışılmaktadır.

6. İslam Ülkelerinin tepkisi ölçülmektedir. Maalesef İslam Devletleri yine çaresizlik ifade etmektedirler. Halklar ise toplu hareket edememektedir. Düşünün aynı gün Ayasofya’da üç ayrı vakitte Gıyabi Cenaze Namazları kılınmıştır. Ne acı bir durum. Birlikte meydanlar doldurulabilecekken, ayrı ayrı yapılan eylemler, maksada matuf olamadığı gibi, gönüllerde de kırgınlığa sebep olmakta, Ümitsizliklerimizi arttırmaktadır. En kötüsü de Haçlılar bizi tepkilerimizle tanımaktadırlar. Ancak, Müslümanlar hala bunu anlayabilmiş görünmemektedirler.

Aziz Milletim.

Yaşananlar karşısında biz ne yapmalıyız? Hastalık ortada, düşmanlık ortada!.. Peki ya çözüm ve hal tarzlarımız neler olmalı?

Çanakkale Misali, Bedr’in Aslanları gibi olmak zorundayız. Malazgirt Ovasındaki gibi hırçın, Uhud’daki gibi sabırlı, Surların önündeki yeniçeri gibi kararlı olmak zorundayız. Abdulhamid Han gibi ısrarlı, çok çalışmak zorundayız.
Yukarıdaki hamaset cümlelerini kurmak çok güzel. Ya yapmak, yapabilmek!...

N. Fazıl Merhum Gençliğe Hitabesinde ne diyor? “Ham yobaz, Kaba softa!” Biz 300 yıldır bu adamı aşamadık, bu sosyal sorunu çözemedik. Bu gün paramparça edilen yurtlarımızın, cemiyet ve Milletlerimizin arka planında hep bu tip var. Yoksa bir yanda FETÖ, diğer yanda DEAŞ vd. gayrimilli yapılar, Selefiliğin binbir türü aramızda nasıl hayat bulurdu? Maalesef içimizde yayılmış BAAS’çı yapılar, yeniçağın totemcileri, paganları, Ulusalcı, Batıcı, taklitçi, Masonik, bölücü ve işbirlikçi gurupları ise asıl iç ihanet yuvaları olarak pusudadır. Tüm bu iç ihanet ve fitne unsurlarına karşı da “Zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı görecek” ferasette olmaktan başka çaremiz yoktur.

AZİZ MİLLETİM.. 

PEKİ, HAMASET VE FERASET YETER Mİ? 
ASLA! 

ASIL OLAN İMAN, İLİM, BİLGİ, TEKNOLOJİ, FEN, ÜRETİM, YATIRIM VE İHRACAT İLE GÜÇLÜ EKONOMİLER OLUŞTURMAK SURETİYLE, TAM BAĞIMSIZ DEVLETLERİMİZİ İHYA, FİKRİ HÜR, İRFANI HÜR, VİCDANI HÜR, AHLAKLI, AMEL-İ SALİH İLE HAREKET EDEN FERTLERDEN OLUŞAN BÜYÜK, MÜCADELECİ NESİLLERİ OLUŞTURMAKTIR. KUR’AN-I KERİMDE EMREDİLENLERİ, SÜNNETİN REHBERLİĞİNDE, ÇAĞIN FENNİ, BİLİMİN DAYATMALARI, TEKÂMÜLÜN SOSYAL GEREKLİLİKLERİ İLE MECZEDİP KIYAMETE KADAR SÜRECEK MÜCADELENİN GALİBİ OLMAKTIR.

Aziz Milletim.

Çanakkale zaferi neden kursağımızda kaldı? İngiliz, krallık olmasına rağmen neden Demokrasinin beşiği, neden Güneş Batmayan İmparatorluk? Neden bizim güneşimiz battı?

Türk kelimesine neden düşman edildik? Bosna’da camilerde Türklüğün Şartları öğretiliyor. Bakın neler onlar? 1. Kelime-i Şahadet, 2. Namaz, 3. Zekat, 4. Oruç, 5. Hac.. Bitti mi, Türk olduk mu? Hayır! Müslüman olduk. Türk olmak için; 6. Cihad etmek…

Taaa dünyanın öbür ucunda İslam’ın şahsında Türk Milleti’ni görüp katliam yapan Hıristiyan terörist bize büyük mesajlar vermiştir. İttihad-ı İslam emrini biz ümmete tekrar hatırlatmalıyız. Bunu için ise önce Milli Birliğimizi sağlamak ve çok çalışmak zorundayız.

İmanlı ve çalışkan fertler, Güçlü toplum, sağlam ekonomi, ihracata dayalı üretim, üretime dönük eğitim, nihayetinde Güçlü Ordu.. Tüm bunları oluşturmaktan başka çaremiz yoktur. Temel kıstas, Yerlilik ve Millilik üzere olmalıdır. 
Bizi, bize dayatılan tanımlarla değil, Dinimizin emirleri, bizim tarihi sürecimiz, coğrafyanın ve medeniyet değerlerimizin dayatmaları, düşmanlarımızın azameti ve kinini dikkate alarak tanımlamalıyız. Böyle yaparsak, ne Mikromilliyetçilik belası kalır ne de mezhep, tarikat vs. ayrışması..

Çanakkale Zaferimiz kutlu olsun.
Şehidlerimizin mirası bize ibret olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi