Ah Filistin

Ah Filistin

İsrail-Filistin barış görüşmelerinin ana fikrini iki devletli çözüm biçimi oluşturuyordu. İsrail’in kan içiciliğini görmek istemeyen birçok kişi, çatışmaların İsrail’in varlığını kabullenemeyen Filistin halkının tavrından kaynaklandığını düşünüyordu.

Son olay bir uyarı sinyali oldu.

Biraz vicdan taşıyan hiç kimse bu canavarlığa hoş görüyle bakamaz.

Çocukları, kadınları, sivilleri katleden bir devlet meşruiyetini kaybeder. Varlığını, tartışmalı hale getirir.

Altmış yıldır Filistin, kudurgan İsrail’in kanlı pençeleri altında eziliyor.
Sebepsiz, gerekçesiz bir şekilde, on binlerce Filistinli hür dünyanın gözleri önünde hunharca katlediliyor.

Uluslar arası kaynaklara göre 4 milyon Filistinli mülteci olarak yaşıyor.

1 milyonluk Gazze’nin üçte ikisi, yoksulluk, fukaralık içinde mülteci kamplarında barınıyor.

İsrail’in çektiği utanç duvarı bölgeler arasında irtibatı kopardığı gibi Filistin’i açık bir cezaevine çevirerek, her türlü insani ihtiyacı karşılama imkânını da ortadan kaldırmıştır.

Son yıllarda Filistin Kurtuluş örgütü ile Hamas arasındaki çatışmalar, İsrail’i daha da cesaretlendirmiş, baskı ve zulüm politikalarının şiddetini artırmasına vesile olmuştur.

Son saldırı 6 aydır devam eden ateşkesin de, bir göz boyamadan ibaret olduğunu, yeni saldırılar için İsrail tarafından zaman kazanmak maksadıyla yapıldığını göstermiştir.

Son nefesini kelime-i şahadet getirerek veren şehitlerin, bize yönelen şahadet parmakları hepimiz için bir ikazdır.

Bir Müslüman topluluğun zulüm altında olması, zalime güç getirememesi, bütün Müslümanları sorumlu hale getirir.

Bu, Filistinlilerin meselesi değil, bütün Müslümanların, hatta biraz vicdan taşıyan herkesin meselesidir.

60 yıldır her gün, İsrail bir devlet olmadığını, olamayacağını kanlı bir terör örgütü gibi hareket ederek gözler önüne seriyor.

Arkasına aldığı ABD desteği ile insanlığı katlediyor. İslam dünyasında haklı bir düşmanlığa, Yahudilere karşı kin ve adavete sebep oluyor. Gerçek bir barışın niçin kurulamadığını, bunun müsebbibinin kim olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Son saldırılar, iki devletli bir çözümün mümkün olmadığını göstermiştir. İsrail varken Ortadoğu’da barış olmaz. Bugün Irak işgalinin arkasındaki saklı irade’de İsrail iradesidir. Asırlarca vatansız kalan, zulme, gadre uğrayan bir milletin yaşadıklarından hiçbir ders çıkarmaması ne acı.

Filistin’den, İspanya’dan, Rusya’dan, Avrupa’dan dramatik bir şekilde sürülen Yahudiler, ihtimal ki Filistin’den bir defa daha sürüleceklerdir. Hiç bir millet, hiçbir topluluk yaşadığı coğrafya ile yetinmeyip, çevresini kan gölüne çeviren böyle bir zulüm devletine tahammül edemez. İsrail vurdukça, Hitler zulmünden dolayı kendisi için akan gözyaşlarını kurutuyor. Bir zaman Yahudiler için ağlayan vicdanları utandırıyor.

Filistin halkı asla yalnız kalmayacaktır. Ama Filistin davasının da, birbirini boğmak için tetikte bekleyen, düşmanından medet umacak kadar birbirinden uzaklaşan kadro ve örgütler tarafından yürütülemeyeceği muhakkaktır. Yürekler toplu atmalıdır ki, onu hiçbir düşman sindiremesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi