DTP ve demokrasi

DTP ve demokrasi

DTP’nin oyunu bir miktar artırmış olması bazı çevrelerde AKP’ye bölücülüğe ivme kazandıracak telkinlerde bulunmak için fırsat oldu.

Seçim analizi adı altında Kolektif özgürlüklerin genişletilmesi, kimlik siyasetine meşruiyet tanınması, neredeyse Güneydoğu’da gevşek bir federasyonun kurulması yönünde telkinler yapılıyor. Bunlar yapılırsa AKP’nin oyunun artacağı, kaybettiği seçmenin geri döneceği ifade ediliyor. Yani Türkçesi PKK’nın karşısında diz çök, canileri, katilleri affet, Apo’yu ödüllendir deniliyor.

AKP birkaç puan kaybetmiş olmanın şaşkınlığı içinde yapılan telkinleri şimdilik dinlemekle iktifa ediyor.

AKP’ye empoze edilmeye çalışılan düşüncelerin çoğu uzun yıllardır terör örgütü tarafından savunulan düşünceler. Bu telkinlerin demokrasi veya milli endişelerle yapıldığını söylemek mümkün değil.

Bazı tavizler vererek PKK veya onun siyasi uzantılarının ehlileşeceğini düşünen, bu telkinlerin etkisi altında kalan geniş bir kesim var. Oysa DTP kurulduğu günden beri gerilim siyaseti yapıyor. Toplumu kışkırtmak, bir Türk-Kürt çatışması yaratmak için olağanüstü gayret sarf ediyor. Böylece, farklı etnik gurupların bir arada yaşayamadığını göstermek ve kimlik siyasetine meşruiyet kazandırmaya çalışıyor. Bunun bir adım sonrası ise, bir arada olmuyor, herkes kendi yoluna baksın düşüncesidir.

Bugüne kadar hiç bir kongresinde İstiklal marşı okumayan, hiçbir mitinginde Türk bayrağı taşımayan bir partinin –temel hak ve özgürlüklerin- genişlemesi için mücadele ettiğine inanmak safdilliktir.

Bu seçimde, DTP birçok yerde tulum oy çıkardı. Sandık tutanakları ve oy kullananların imzaları incelendiğinde, özellikle köylerde tek bir kişinin herkesin yerine oy kullandığı, sandık görevlilerinin de buna göz yumduğu görülecektir. Örgüt militanları görev bölümü yaparak köy, köy seçmenlerin yerine oy kullanmışlar, seçime hile karıştırmışlardır. Hile ve desise ile demokrasi olmaz. Bu bakımdan özellikle kırsal kesimlerde kullanılan oylar, atılan imzalar ve sandık tutanakları mercek altına alınmalı, gerekli araştırmalar yapılmalıdır.

Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü savunmak –Kürt açılımı-isteyen çevreler tarafından mütemadiyen tutuculuk ve statükodan yana olmak olarak takdim ediliyor. Bir tarafın fitne kazanının altına odun atması teşvik edilirken, milli hassasiyetlerle buna karşı çıkanlar demokrasi düşmanı gibi sunuluyor. Türkiye’nin fikir planında bile birliğini savunmak gittikçe güç hale geliyor. Bu seçim Güneydoğu’da tehlike sinyallerinin çalmaya başladığını gösteren bir seçim olmuştur. DTP’ye oy verip kimse demokrasiyi savunuyoruz diye kendisini aldatmasın. Teröre, şiddete arka çıkmak demokrasi ile bağdaşmaz. İnsanları bölerek, düşmanlık tohumları serperek demokrasiye katkı olmaz. Demokrasiyi savunmakla, demokratik bir düzenin imkânlarını demokrasiyi yıkmak için kullanmak aynı şey değildir. DTP daha rahat bölmek, daha rahat parçalamak için demokrasi istiyor. Ona alkış tutanlar da bu kirli oyuna çanak tutuyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi