Mayınları PKK temizlesin

Mayınları PKK temizlesin

Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi iktidar ile muhalefet arasında neredeyse meydan savaşına dönüştü.Her kafadan bir ses çıkıyor. Türkiye-Ermenistan görüşmelerinde de aynı patırtı çıkarılmıştı. Sonunda muhalefetin tüm iddiaları yalan çıktı. Ne Ermenistan kapısı açıldı, ne de Türkiye Azerbaycan’ı satışa getirdi.

İktidarın yanlışlarını uygun bir üslupla dile getirmek, alternatif teklifler sunmak muhalefetin görevidir.Konuşmayan bir muhalefet zaten iktidar olma iddiasını kaybeder. Ancak bu yapılırken doğruya yalan katarak hareket etmek, muhalefetin inandırıcılığına da halel getirir.Hayat memat meselesi haline getirdiğiniz her konuda söylediklerinizin tam tersi çıkarsa inandırıcılığınızı kaybedersiniz. Doğrularınızı bile topluma anlatmakta güçlük çekersiniz.

Son olay muhalefetin –inandırıcılık- sorununu bir defa daha gözler önüne sermiştir. Ortada fol yok yumurta yok, Türkiye toprakları İsrail’e satılıyor demek ucuz siyaset yapmaktır. Yasa o haliyle meclisten geçse, mayınların temizlenmesi ihaleye çıkacak,en uygun teklifi veren firmanın üzerine kalacaktı. Yasa çıkmadan, müracaatlar alınmadan, ihale yapılmadan, her şey olup bitmiş gibi davranmak biraz gri propaganda yapmak anlamına geliyor.

Ama şunu da itiraf etmek lazım. Başbakan ve AKP bu süreci iyi yönetemedi. Toplumun kahir ekseriyetinde temizlenecek toprakların İsrail’e peşkeş çekileceğine dair bir kanaat oluştu. Muhalefet daha baskın, daha etkili bir politika yürüttü.Halbuki muhalefetin hassasiyetleri dikkate alınarak alternatifli bir yasa tasarısı hazırlanabilirdi.Böylece hem hükümetin milli hassasiyetlere yeterince önem vermediğine dair iddialar bertaraf edilir, hem de bu kadar gürültüye meydan vermeden problem çözülmüş olurdu.

Yasanın alternatifli bir şekilde yeniden meclise getirilmesi muhalefetin başarısıdır. İşte demokrasi dediğimiz şey de böyle bir şeydir.Gerektiğinde toplumsal hassasiyetleri, tepkileri harekete geçirerek muhtemel yanlışların önüne geçmek.Tabi bu yapılırken de daha büyük yanlışlara, telafisi imkansız sıkıntılara sebep olmamak gerekir.Maksadı aşan ifadeler,muhatabını rencide eden beyanlar, siyaset kurumuna güveni sarsan iddialar, bir doğruyu savunurken daha büyük yanlışlara sebep olmayı ifade eder.Mesela, Bahçeli ve MHP sözcülerinin Başbakan’ı neredeyse ihaneti vataniye ile suçlamaları buna örnek gösterilebilir. Tahminler üzerine siyaset yapmak, insanları mahkum etmek doğru bir davranış değil.

Mayın meselesi aslında çok büyütüldü.Ama bir gerçeği de ortaya çıkardı. Çok abarttığımız her şeye muktedir olduğunu düşündüğümüz kurumların aslında bir çok eksiğinin bulunduğunun anlaşılmasına vesile oldu. Övünmekle, mübalağa yapmakla büyük devlet olunamıyor. Böyle dönemeçlerde gücünüzün, kudretinizin sınırlarını da anlamış oluyorsunuz. Fazla gevezeliğe gerek yok, küçük İsrail’in yaptıklarını Büyük Türkiye yapamıyor, tek gerçek bu.

Bu kadar şamatadan sonra mayınların temizlenmesi hususunda benim de söyleyeceklerim var.O temizlemesin, bu temizlemesin demek meseleyi çözmüyor. Kim temizleyecek onu söylemek lazım. Gelin bu işi milli(!?) teröristlerimize yaptıralım. Madem kimse temizleyemiyor bırakalım PKK temizlesin.Ahmet Türk ile Murat Karayılan’ın koordinatörlüğünde vatana bir hizmetleri olsun.Döşemeyi biliyorlar, her halde temizlemeyi de biliyorlardır.Böylece Türkiye temizleyemez diyenlere de bir ders vermiş olurlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi